| |||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
ELEKTRİK FATURALARINA NEDEN ÇEKİDÜZEN VERİLİYOR?26 Aralık 2011, 11:59 Geçtiğimiz günlerde Fethiye Kargı Köyü düğün salonunda Kargı Çayı üzerinde yapılmak istenen ama şimdilik Danıştay 13. Dairesinin kararıyla geçici olarak durdurulan HES (hidroelektrik santral) sorunuyla ilgili bir toplantı düzenlendi. Toplantıya muhtarlarımız ve köylülerimizin yanı sıra Fethiye dışından gelerek çevre sorunlarıyla ilgili gönüllü hukuk yardımında bulunan avukat arkadaşlarımız da katıldılar. Başından beri yöredeki HES sorunuyla ilgilenen Saklıkent Koruma Platformu gönüllülerinin sözü çokça edilen konularla ilgili bilgi vermesinin ardından karşılıklı sohbetle toplantı devam etti. Toplantının en önemli yanı, Kargı eski muhtarı İsmail Yalçın’ın da salona gelerek yöredeki HES projesine karşı çıkmadığı ve karşı çıkanları da kötülediği için herkesten özür dilemesiydi. Yıllar önce Kargı Çayı üzerine yapılan balık çiftliklerine karşı uzun süre mücadele veren ve bu çiftliklerin derenin suyunu kirlettiğini anlatan ama yeterince destek bulamayan Yalçın’ın bu tutumu çok önemliydi Konuşmasının ardından uzun süre alkışlandı. Yalçın HESlerle ilgili görüşünün nasıl değiştiğini şöyle anlattı: “Köylülerimiz, muhtarlarımız ve çevre sorunlarına karşı mücadele verenler uzunca bir zamandır HES yapılmasın diye uğraşırken, ben bunu bir tür vatan hainliği gibi gördüm. Çünkü bu projelerin ülkeye elektrik enerjisi sağlamak için yapılmak istendiğini düşündüğümden, karşı çıkılmasını yanlış buluyordum. Kimi zaman HESlere karşı çıkanlar için neredeyse hakarete varacak ağır ifadeler kullandım. Ama geçen gün gazetelerde gördüğüm bir haber üzerine elektrik faturalarını inceleyince, size karşı gösterdiğim bu davranışını ne kadar yanlış olduğunu anladım. Bunun için hepinizden özür diliyorum.” İsmail Yalçın elektrik faturalarındaki ayrıntıları, o güne dek pek çoğumuz gibi hiç incelememişti. En başta yüzde 15 oranındaki kayıp kaçak bedelleri olmak üzere, elektrik faturaları aracılığıyla yurttaştan 9 ayrı kalem üzerinden para toplanıyordu. Buradan da görüleceği üzere elektrik üretim ve dağıtımı toplumun enerji gereksinimini karşılamaktan çok, birilerinin cebini doldurmaya yarıyordu. Dolayısıyla Kargı çayı misali derelerimizin üstüne sayısız HES benzeri enerji yatırımı yapılmak istenmesinin nedenini anlamak kolaylaşıyordu. Amaç enerji elde etmek değil, daha çok para kazanmaktı. İsmail Yalçın bu gerçeği gördüğü anda fikrini değiştirmişti. Elektrik, telefon, ulaşım, sağlık, beslenme, çocuklarımızın eğitimi gibi hepimizin az ya da çok ilişkili olduğu ve düzenli olarak bir miktar paramızı harcamak zorunda kaldığımız alanlar; her zaman toplumu vergilendirme aracı gibi kullanıldı. Çünkü ülkemizde adil bir vergi sistemi olmadığı gibi, kayıtlı ekonomi de yok. Dolayısıyla devletin çarklarını döndürmek için maliye, vatandaşın geçmek zorunda kalacağı köşede bekliyor. Ve tam oradan geçerken de vergisini alıyor. Alınan miktarlar çok küçük bile olsa, ülkemizde yaklaşık 28 milyon hane bulunduğu için büyük bir toplama ulaşılıyor. Elektrik faturalarında neler var? Bir elektrik faturasında yazılı olan toplam miktarın içinde öncelikle kullandığımız elektrik tüketim bedeli bulunuyor. Bunun dışında dağıtım, iletim, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma, kayıp ve kaçak bedeli, TRT fonu, enerji fonu, belediye fonu ve KDV olmak üzere toplam 9 kalem yer alıyor. Biliyorsunuz bunlardan “belediye fonu” hakkında, Elektrik Mühendisleri Odasının kamuoyunu aydınlatan bir açıklamasına dikkat çekerek daha önce de yazmıştım. Belediyeler hesabına faturalarımızdan kesilen bu paralar, sokak aydınlatma masrafı olarak alınıyor. Ancak elektrik üretim, dağıtım ve para tahsilâtı özelleştirildi. Özelleştirme ihalelerini kazanan şirketlerin, sokak aydınlatma bedellerini belediyelerden alması gerekiyor. Ama belediyeler genellikle borç içinde yüzdüğünden, elektrik şirketleri paralarını tahsil edemiyorlar. Dolayısıyla hükümet bir karar alarak sokak aydınlatma bedellerini Hazineden ödemeye başladı. Hazine de bizim ödediğimiz vergilerden oluştuğu için, yurttaş olarak hem hazineden ödenen paralar hem de bizim belediye fonuna ödediğimiz paralar sayesinde iki kez sokak aydınlatma masrafı ödemiş oluyoruz. Bu tür resmi faturaları yıllar boyu “sorma ver” der gibi ödediğimiz için sürekli kazıklanıyoruz. Bu kazıklardan birini de, elektrik faturalarımızı öderken elektrik dağıtımı sırasındaki kayıp ve kaçak bedellerini de karşılamamız oluşturuyor. Yani parasını ödeyecek olanağı bulunan ya da dolandırıcılık yapmayarak dürüstçe kullandığı elektriğin bedelini ödemeye çalışanlar, enayi yerine konuyor. Devlet ya da şirketler kayıp ve kaçağı önleyeceğine, parasını ödemeye gelen yurttaşa “gel bakalım, sen kaçak elektrik kullanmamışsın ama çevremizde böyle yapanlar var. Ben onları yakalayamıyorum. Buna karşılık sen kendi ayağınla para ödemeye geliyorsun. Öyleyse ondan alamadığım parayı, senden alıyorum” diyor. İşte Kahramanmaraşlı bir yurttaşımız İl Hakem Heyetine başvurarak kısa süre önce bu duruma itiraz ediyor ve bu kalem altında ödediği paraların kendine iade edilmesini istiyor. Yurttaşımız, elektrik kullanım sözleşmesi yaparken kayıp kaçak bedellerini ödemeyle ilgili bir madde olmadığı için böyle bir itirazda bulunuyor. Lehine karar alınıyor. Ardından Salihli’de, Zonguldak’ta ve başka yörelerdeki yurttaşlarımız benzer itirazlarda bulunuyorlar. Ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, bu tür itirazların çoğalması üzerine önümüzdeki yılbaşından itibaren yeni bir uygulama başlatıyor. Bu uygulamanın, yurttaşa hak vererek faturalarla birlikte böyle bir ödeme yapılmaması yönünde olmasını beklersiniz, öyle değil mi? Ama öyle olmuyor. Bundan sonra elektrik faturalarında ayrıntılı olarak 9 kalem değil, yalnızca 3 kalem yer alacak. TRT payı, kayıp kaçak bedeli gibi paralar yine faturalardan tahsil edilecek ama bunlar yurttaşımızın kafasını karıştırmasın ve itiraz etmeye kalkışmasınlar diye teker teker belirtilmeyecek. Dolayısıyla faturalarda ödediğimiz bedelin yalnızca “enerji bedeli, nakil bedeli, vergi ve fonlar” diye 3 ayrı başlıktan oluştuğu belirtilecek. Böylece biz de hiç ilgimizin olmadığı konular yüzünden para ödüyormuşuz gibi hissetmeyeceğiz. Nasıl? Kargı Köyü eski muhtarı İsmail Yalçın aslında bizlerden özür dilemiyor, bizim adımıza bir yurttaşlık görevi yerine getirerek elektrik faturasındaki haksız bedellere işaret ediyordu. Ülkemiz yurttaşlarının çalışabilecek durumda olanlarının neredeyse yüzde 20’si işsiz ve küçük çiftçimiz kendi karnını doyuramaz durumdayken, hala ödemek zorunda olduğumuz bedeller üzerinden bu tür dolaylı vergilendirmeler yapılması hangi vicdanlara sığıyor? Plansız bir hayat yüzünden her geçen gün daha az üretiyor, daha çok tüketmeye itiliyoruz. Çevremizde her tür savurganlık örneğini görüyoruz. Buna rağmen bir yandan “memlekete enerji lazım” diye küçücük derelerimiz bile uzun süreli olarak şirketlere devrediliyor, diğer yandan bu şirketlerin kazancını garanti altına almak için tüm önlemler alınıyor. Ve kimi yurttaşlarımız kazığı fark ederek itiraz ettiğinde ise, bu tür haksız ödemeleri tümüyle ortadan kaldırmak yerine yalnızca adını değiştirmekle yetiniliyor… Bu haber 2218 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |