![]() | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
Fatih Terimin Kopan parmağı...![]() 12 Ocak 2010, 16:01 Fatih Terimin Kopan parmağı… Bana göre 2009 yılının en önemli olayı, Sayın Fatih Terim’in kopan serçe parmağının ucudur. Kendisinin gösterdiği inanılmaz mücadele sonucunda çoğumuzca gereksiz görünen o serçe parmak ucu, bugün her hangi bir balığın midesinde değil olması gereken yerde gururla duruyor. Aslında bu olayda Sayın Terim’in duruşu tüm toplumuzun tarafından etraflıca düşünülüp ders alınması gereken bir olaydır. Hemen konuya açıklık getirmek için bir hikâye uyduralım. Varsayalım ki, dağ gibi adamsınız, ama sağ böbreğinizde ağrı var ve sizi yerlerde süründürüyor. Hastaneye gidince size böbreğinizde taş var diyorlar. Akıllı mı akıllı bir de doktor arkadaşınız var. Ben seni ameliyatla turp gibi yaparım eskisinden bile daha güzel bir sağ böbreğin olur diyor ve hemen yastık yorgan sizi ameliyat odasına sokuyor. Kendinize gelince bir de görüyorsunuz ki ameliyat hiçbir işe yaramamış. Çünkü organ çetesinin bir üyesi olan doktor sağ böbreği bırakıp sapa sağlam duran soldakini yerinden koparıp çoktan kavanoza koyup Londra’ya göndermiş bile. Kardeşim ne yaptın deyince de, kızma be birader yanlış masaya yatırmışlar seni. Ama dert etmene hiç gerek yok hemen sökülenin aynısının tıpkısını tekrar takarız diyor size. Zaten organ bankası elindeki binlerce böbrek ile ne yapacağını şaşırmış vaziyette. İkinci ameliyattan sonra daha zor kendinize geliyorsunuz. Doktora nedenini sorunca gayet basit bir açıklama yapıyor size. Kardeşim karnını deştik ama beklenen böbrek trafiğe takılıp bir türlü elimize geçmedi. Ama bozma moralini yan odada karaciğer nakli bekleyen başka bir hasta vardı. Senin karaciğerinden fazla değil yarısı kader küçük bir parçayı alıp onunkine dikiverdik. Tabi Allah rızası için! Artık karşı koyacak haliniz kalmadığını görünce, yerine koyacağız diye bin bir türlü ameliyat daha yapıyorlar size. Böylece neredeyse tüm iç organlarınızı kademe kademe alıp çoktan buna ona dikiyorlar. Böylece sizde artık ne akciğer, ne karaciğer ne böbrek ne de mide kalıyor. Hastane yönetimi ne yapalım diye düşünüp duruyor. Bir taraftan adam gitti gidecek diye panikliyor, diğer yandan doktorun başı derde girecek diye kederleniyorlar. Hastane yönetimi son çare olarak suya sabuna dokunmadan kafanızı da koparıp, az önce mevta olmuş birisine takmaya karar veriyor. Bu son ameliyatla sanki kendinize gelir gibi oluyorsunuz ve artık ağrıyan böbreğinizde de hiçbir sorun kalmıyor. Doktorun elini öpmeye hazırlanıyorsunuz ki ufak başka bir detay ile karşılaşıyorsunuz. Hala erkek olan kafanız bir kadının gövdesine takılmıştır. Tam itiraz edecekken başa gelen çekilir diyorlar size. Ve siz basit bir sağ böbrek ağrısından dolayı dağ gibi bir adam olarak girdiğiniz hastaneden bir kadın olarak çıkarken yapılan tonlarca ameliyatın faturasını da en azından hala nefes alıyorsunuz diye mutlu bir şekilde ödüyorsunuz. Yıllar önce çok değerli bir hocamız üniversitede şehir planlama dersini anlatırken, şehirleri birer organik varlık olarak da tanımlayabiliriz demişti. Sonra birinci sınıf öğrencilerinin kafası bassın diye bazı basit açıklamalar yapmıştı. Örneğin; şehirler de birer insan gibi doğar büyür ve gün gelir her insan gibi ölür. Nasıl ki insan deyince bir bütün söz konusu ise şehir deyince de bir bütün söz konusudur. Nasıl ki bir insanın böbreği, karaciğeri ve akciğeri varsa kentlerin de spor alanları, sosyal kültürel alanları ve yeşil alanları vardır. Nasıl ki insanlar hayatları boyunca değişik hastalıklar geçiriyorsa şehirler de bazı hastalıklara yakalanabilir. Tıp fakülteleri, insan hastalıklarına karşı doktorları eğitiyor. Biz ise hasta kentler için şehir doktorlarını yanı şehir plancılarını eğitiyoruz demişti. İnsan için doktorun önemi neyse kent için de şehir plancısının önemi odur ve saire… Basit bir böbrek taşı sorunu sonucu bir doktor bilerek ameliyatlarla böbreği, karaciğeri ve akciğeri yerinden sokup satarsa o bireye karşı tarifi mümkün olmayan ağır bir suç işlemiştir demektir. Aynı şekilde bir şehir plancısı bilerek bir kentin yeşil alanlarını, spor alanlarını ve sosyal kültürel alanlarını plan değişikleri adı altında yerinden söküp atıyorsa bu kez o kentte yaşayan tüm topluma karşı aynı ağır suçun işlendiğini söyleyebiliriz. Beldemizde geçmiş yıllarda yapılan bazı plan değişiklikleri sokak dedikodusu olarak ağızdan ağza dolaşırken, duyulunca inanmak istemezdik. Bugün, Likya haber gazetesi, her sayısında, yapılan plan değişiklikleri ile ilgili sansasyonel haberlerle gündeme gelirken, şehrin imar planından koparılıp yok edilen parçalar tek tek ortaya çıkıyor. Eğer bu haberler gerçekten doğru ise; şaşırmamak elde değil. Bu durumda, gönül isterdi ki, beldemizin yeni yönetimi bu değişiklileri yapan ve açıklama raporları altında imzası bulunan şehir plancı arkadaşlardan ve onların bağlı bulundukları meslek odasından birer açıklama isteyip, sonucu şeffaf bir biçimde halkımızla paylaşsın… Ama görülen o ki böylesi bir çalışmadan önce beldemizin gündeminde, doğru yanlış bakılmazsızın tüm bu belirsiz plan değişikliklerini kapsayan yeni bir revizyon amaçlı imar planı var!.. Türkçesini söylersek suya sabuna dokunmadan son çare olarak dağ gibi adamın kafasını bir kadının gövdesine dikeceğiz. Not 1: Bizden koparılmak istenen parça bir serçe parmağı kadar küçük ve gereksiz görünse dahi sonuna kader mücadele etmeye değer bir parça olduğunu bize tekrar hatırlatan Sayın Fatih Terim’e sonsuz teşekkür ederim. Not 2: Siz siz olun böbreğinize, ciğerinize sahip çıkın, iyi bakın. Yeni yılınızı kutlarken, Sevgiyle kalın… Sağlıkla kalın… Yüksek şehir plancısı Seyed Mortazavi Bu haber 2362 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |