Anne baba olanlar iyi bilirler, miniklerin uyku problemini çözmek için, ne şaklabanlıklar yapıldığını. Zaman kavramı yoktur bu sorunun çözümünde. Yani ister sabahın altısı, ister gece yarısı saat üç olsun, tüm yöntemler kullanılır. Minik, uyumasını bir an önce öğrenmelidir, uyuyacak ta öyle büyüyecek ya! Yani başka bir deyiş ile, uyutmak için yaptığımız ısrar sırf onları büyütmek içindir. Ama, biraz derinlere dalınca, başka sonuçlar ediniriz eminim.Anne babalar miniklerin agu demesini dört gözle bekler. Ve ilk agu ile birlikte çeşitli agu karşılamaları uygulanır. Heyecanla birbirlerine bakıp; baksana konuştu işte, anne diyor işte, anne diyor diye bağıran da var, çıkardığı anlamsız sesleri bas baya Afrodit in neremi, neremi şarkısını söylüyor, aslanım benim diye yorumlayan da var. Minikler bu sesler ile birlikte çevreyi de algıladıklarını, ve artık anne ve babaları gibi agu deyip anlaşmak istediklerini ilan ederler sanki. Evi saran sevincin ana kaynağı ise aslında başka. Artık uyku gardiyanlarının ellerine başka bir silah geçmiştir. Hem de en tehlikeli silah; Masallar. Artık miniklerin uykudan kaçmasına imkan yok. Gel uzan şuraya, sana kül kedisini veya uyuyan güzel masalını anlatayım demek, bebeleri uyutmak için artık en garantili yöntemdir diyebiliriz. Ve bu sürecin sonunda, uyku gardiyanları tarafından zafer dolu bir edayla söylenen o sihirli cümle." Uyudu sonunda, uyudu!" Aslında bu görev, nesilden nesile devredilir hiç usanmadan. Bu defa uyuya, uyuya büyüyenler kendi bebelerini uyuturlar o bebeler de kendi bebeklerini. Böylece her birimiz birer uyuma ve uyutma makinesi haline geliriz. Ellerimizde, o tehlikeli, kaç bin yıllık masallar ile.Bu, türlü türlü uyku masallarından biri de, hepimizin bildiği, Karınca ile Ağustos böceği'nin masalıdır. Hani yaz boyunca dur durak bilmeden sabah dokuz, gece yarısı bir iki ye kadar çalışıp duran karınca, eğlenceye doymayan ağustos böceğine gıcık olup da; bak be kardeşim, kış gelince gelirsin kapıma, göreceksin o zaman da sana zırnık yok der. Uyku hikayesi kışın biter. Hani böcek titreye, titreye gelir karıncanın kapısına da, en gıcık tavrı ile o berbat cümleyi söyler ya; oh canıma değsin ben zamanında sana söylemiştim; kış gelecek kar yağacak, sende göbek atmıştın, şimdi sürün. Miniğin tam gözü kapandı kapanacak acele etmek lazım, çünkü birde çıkaracak ders var bu önemli uyku masalından. Yani bebeğim, büyüyünce hep çalış, çabala yoksa kış gelir, böcek gibi açlıktan ne yapacağını şaşırırsın. Yani, seni ancak çalışmak kurtarır. Ve yine aynı cümle söylenir "uyudu" sonunda "uyudu". Evet, Kalkan'da bir sezon daha bitti bitecek. Yaz bitti, kış geliyor. Karıncalar sabah dokuz gece yarısı bir, iki dur durak demeden çalıştı didindi. Tabii, gerçek yaşamın, uyku masalları ile pek bir ilgisi olmuyor. Yani yine elde var sıfır. Anlaşılan o ki bu sene, yine bizim karınca kara kara düşünecek ne yapacağım kış günü diye. Bari ağustos böceğinin eğlencesine katılsaydım diye hayıflanacak. Acaba kışın gelip de kapımı çalan bir böcek olur mu, belki yılbaşına ziyaretime gelir, yaşıyorsam o zaman kurtarır beni diye düşünecek belki de.. Kim bilir. Ama bizim ağustos böcekleri uyanık. Rahatına düşkün. Çekilir mi şimdi, kar kış kıyamet buralarda. Hemen pılısını pırtısını toparlar, yazın bitmediği yerlere gider. Eğleneceği , saz çalıp, şarkı söyleyeceği yerlere... Hiç düşünmez çalışkan, fedakar ve elinde sıfır kalan Kalkan'daki karınca kardeşini. Kalkan'ın gözleri kapandı kapanacak. Acele etmek lazım çünkü birde çıkaracak ders var bu önemli uyku hikayesinden. Yani hep çalış çabala, seni ancak çalışmak kurtarır, bir ihtimal de Avrupa birliği v.s.. yoksa...gerisi hepimizce malum.
Not: Okuma yazmayı öğrendikten sonra babamın bana aldığı ilk masal kitabı, Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balığı'ydı. Küçük Kara Balık hikayesinin sonu gerçek yaşamın ta kendisi gibi biter. Böylece uyutmayan bir öykü haline gelir. Şimdi, daha yeni, yeni anlıyorum babamı. Uyutmamaya çalıştı beni. Ama nerede bende o cesaret. Tüm anne ve babalara, bebelerini bu kitaptan uzak tutmayı tavsiye ederim. Var mı uyku gibisi? Ben şahsen ikinci kırk yılımı da uyuyarak bitirmeyi planlıyorum. Ya siz?... Hepinize iyi bayramlar diliyorum. Sevgi ile kalın.
********FARKIN NE****************28 ŞUBAT EFSANESİBENİM ATAMAŞK TESADÜFMÜ? ŞİDDET NEYİN GERÇEĞİ?Sistem ve KadınDemokrat HegamonyaHASAN ERKEK; MUSTAFA KEMAL'İN ASKERİ BİR TEK BENMİYİM?AFERİN BİZE...Bir hayat kadını sevilir mi?"SAİM'İN YÜZ KIZARTICI BİR HALİ YOKTUR.."'Yeni Türkiye'nin gölgesi nasıl düşüyor?TABİATI KORUMA(MA) YASASIVUVUZELAYAŞASIN 23 NİSANKIRIK CAM TEORİSİ..EDİTÖR'E YASAK VE YILLIK İZİNMerhaba Sevgili Hanımlar"yine de şahlanıyor aman"Gelin Helalleşelim...KALKAN NEREYE GİDİYOR?SUÇ BİLİM VE FEN İNSANLARINDA DEĞİLMİŞSÖYLEYEME DİK LERİMİZ...DÖRT MASKELİ KORKAK...NİTROX...SİZ HİÇ YURT DIŞINDA YAŞAYAN OLDUNUZ MU? (1)HOŞ BAHARLAR...HAKÇA GÜNDEM...BATILI DEMOKRASİLER NEREYE?BİR TURİZİMCİ GÖZÜYLE23 Şubat 201405 Mart 201327 Nisan 201215 Şubat 201231 Ocak 201227 Ocak 201221 Kasım 201105 Ekim 201125 Eylül 201120 Eylül 201111 Nisan 201122 Ocak 201127 Haziran 201027 Haziran 201027 Haziran 201027 Haziran 201027 Haziran 201016 Aralık 200909 Aralık 200931 Ekim 200926 Ekim 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200922 Eylül 2009