Likya Haber Gazetesi, Kalkan, Kaş Antalya Haberler
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

EN ÇOK OKUNANLAR

HABER ARA


Gelişmiş Arama

BU GÜNÜN MANŞETLERİ...

manşetler

SON DAKİKA HABERLERİ....

EKŞİ SÖZLÜK...






CANLI TV İZLE...

YAKINDA...

ÖZELLEŞTİRMELERE HAYIR!

ALEXA

Alexa Certified Traffic Ranking for www.likyahaber.net

SİTEYE GELENLER

free counters

ÇEVRİMİÇİ

okur mektupları...

okur mektupları...

Tarih 17 Eylül 2009, 20:13 Editör

KALKAN'IN EN BÜYÜK BAŞARISI...
Ücretsiz Kanser Tedavisi...
Vatandaştan TBMM'ye uyarı...

MEKTUP-1- :

KALKAN'IN EN BÜYÜK BAŞARISI
Evet, siyasi yarış bitti. Her şey normale döndü. Kimileri mutlu ve umutlu geleceğe dair, kimileri de hüzünlü biz nerede hata yaptık telaşında hala.
İlk siyasi yarışınız bir zaferdi, siz istediniz halk istedi ve hepimiz başardık.
İkinci siyasi yarışınız şanstı, siz istediniz ama halkın kafası karışıktı; aradıkları yönetim gereken isteklere cevap vermiyordu çünkü. Halk ister istemez bölündü.
Üçüncü siyasi yarışınız da başlı başına hataydı. Siz istediniz ama halk sizin yönetiminizi istemedi. İnsanlar bilinçlendi artık. Çünkü halkın hizmet göremedi. Ya da sizler halkın aradığı hizmeti onlara veremediniz.
Hiç kimse, başarı merdivenlerine elleri cebinde tırmanamaz. Siz onu yapmaya çalıştınız ama yarı yolda kaldınız.
Eskiler devam ettiği müddetçe artık durulmaz bu memlekette deniliyordu. Durmasını bildikten sonra, şimdi daha bir güzel yaşanır bu memlekette.
Biz öyle bir milletiz ki; yok olmaya yakın var olmasını biliriz. Biz öyle bir milletiz ki; başımıza taç ettiğimiz insanları gün gelir ayaklarımız altına alırız. Önemli olan seni başına taç etmiş insanların başında kalabilmek. Orada kalabilmekte marifet ister, emek ister, hizmet ister, saygı ister... Bunlar yoksa her zaman yok olmaya mahkûm olursun.

Akrep gibisin kardeşim,
Korkak bir karanlık içindesin.

Serçe gibisin kardeşim,
Serçenin telaşı içindesin.

Sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun kardeşim.
Derya içinde olup da deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf
Açsak, yorgunsak, al kan içindeysek,
Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak,

Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama
Kabahatin çoğu senin CANIM KARDEŞİM

Şimdiye kadar yazmış olduğum yazılarımda bana destek veren ve her zaman arkamda olan başta aileme ve doğru bildiğim davada bana inanan herkese teşekkür ediyorum.
Doğru bildiğin davayı kazanmak için ilk önce inanmak gerekiyor. Bizlerde inandık ve başardık. Ben de bu yolda sizlerin destekleriyle elimden geleni yaptım. Kalkan'da oy kullanamadım ama düşüncelerim yetti her şeyi anlatmaya.
Şimdi yeni bir başkan ve yepyeni bir Kalkanla kendimizi duyurma zamanı, kendimizi kanıtlama zamanı. Şimdiye kadar yapılmayanlarda yapılacak. Ben buna eminim. Çünkü yeniliğe açık bir başkanımız var artık. Çünkü Kalkan’ın başarısı bu. Çünkü çıkarsız bir dava bu.
Kalkan Belediye Başkanı Sayın ÖMER SAİM KARAKURT'un arkasında gençler olduktan sonra Kalkan'ın sırtı hiçbir zaman yere gelmez ve Kalkan hiçbir zaman ORTADA kalmaz artık.
Tebrikler güzel Kalkanımın güzel insanları. Bu başarı sizin başarınız, Bu başarı hepimizin başarısı.

Yeni başkanımız hayırlı uğurlu olsun hepimize.

 

SAİME ÇELİK..

KALKAN


MEKTUP-2- :

 

kalkan son on yıldan beri bilinçli bir şekilde yağmalanmakta.özelikle eski belediye başkanının neredeyse gördüğü her yeşilliği paraya dönüştürme hırsı kalamaki'yi zavallı,kimliksiz bir betonköye çevirdi.yerlerini satıp lüks arabalarda hayatı arayan yerli kalkanlılar çoktan ingiliz patronlarının yanında asgari ücretle çalışmaya başladılar bile.. turizm dibe vurdu vuracak.. ben de bir turizmciyim ama bu kötü gidişin durması için belki de turizmin bitmesi bir avantajdır diyorum..bunu diyecek kadar zavalılaştırdılar çünkü kalkan'ı.. köy muhtarı bile olamayacakların belediye başkanı olduğu bir memlekette dibe vurmak en iyisidir belki de.. kalkanseverleri ya da vatanseverleri kalkan düşmalarına karşı mücadeleye çağırmalıyız bence..


deniz erdil
www.patronlardünyası.com


MEKTUP-3- :


Sevgili Likya Haber Gazetesi-Özer YILMAZ

Aşağıdaki düşüncelerimi ve yazımı sizinle paylaşmak, gazetenizde yayınlanması istiyorum.

Ücretsiz Kanser Tedavisi
Küba son günlerde kanser tedavisinde oldukça büyük adımlar attı. Akciğer kanserini yendiklerini söylüyorlar. Ancak hiçbir tv kanalında bununla ilgili bir habere rastlayamadım.
Kapitalizmin geldiği aşamada sağlık da kar kapısı. Paramız yoksa değeri milyarlarca lira olan ve kutu içinde 1–2 tane kapsül bulunan kanser ilaçlarını alamıyor tedavi olamıyoruz, tedavi olamayınca iyileşemiyoruz, iyileşemeyince çalışamıyoruz... . Bu durumda kapitalizm için yaşamamızın bir gereği kalmıyor.
İlaç tekelleri, kuş gribi, Kongo Kırım Kanamalı Ateşi gibi hastalıkların tedavisi için gerekli ilaçların araştırılması ve üretimini karlı bulmadığı için yeni yeni hastalıklarla katlediliyoruz. Ortaçağdan kalma verem tekrar hortluyor. İlaç tekelleri parayı kellik ilaçları, iktidarsızlık hapları, kırışıklık kremlerinden kazanıyor ve yatırımını da buraya yapıyor. Oysa Küba bugün farklı bir politika izliyor.
Küba'da sağlık kar değil, toplumsal ihtiyaçların karşılanması temelinde örgütleniyor. Küba'da laboratuarların kapitalist ülkelerdeki sağlık şirketleri gibi aylık, yıllık bilançoları, nakit giriş analizleri gibi ölçekleri yok. Laboratuarlar broşür basmıyor, ilaçlarını satmak için pazarlama uygulamıyor, pazarlama elemanı ordusu beslemiyor. İlaç lisansları satılmıyor, laboratuarlar arasında paylaşılıyor. Diğer ülkelerle de paylaşılıyor, Kübalı uzmanlar Çin, Malezya, Hindistan ve İran gibi ülkelere teknoloji transferi yapıyorlar, bu ülkelere kendi laboratuarları nı açmaları için yardım ediyorlar. Kısaca bir üçüncü dünya ülkesinden bir diğer üçüncü dünya ülkesine teknoloji transferi gerçekleşiyor. Küba'da tüm ilaçlar ve tedaviler, yani sağlık tamamen parasız.

1959'daki Küba Devrimi'nden sonra ilaç ve hastalık tedavisi, fakir halkın sağlık ihtiyacının karşılanması en ciddi problem olarak ortaya çıktı. Aradan geçen 45 yılsonunda Küba bugün sağlık ihracatı yapan bir ülke haline geldi. Binlerce Kübalı doktor, diğer geri kalmış üçüncü dünya ülkelerindeki hastalara ücretsiz bakım ve tedavi hizmetleri veriyor. Düşük maliyetli ancak kaliteli Küba hastaneleri de Afrika ve Latin Amerikalı hastalara yönelik sağlık hizmeti veriyor.

Kübalı bilim adamları sadece üçüncü dünya ülkelerine yönelik çalışmakla çok da ileri gidilemeyeceğini biliyor, daha fazla gelişme ve kazanç için Küba'nın uluslararası kapitalist pazarlara açılması şart. Ancak, Küba biyoteknoloji alanında Batı devlerinden farklı bir iş modeline sahip. Küba'nın bir pazara girmesi bugün anlaşıldığı kapitalist anlamında bir 'dış yatırım' değil. Kübalı bilim adamları partner ülkedeki üniversitelere giderek meslektaşlarına teknoloji transferi yapıyor, partner ülkedeki yoksullara ilaçları ücretsiz olarak dağıtıyor.

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Şu andaki iktidardan bir beklentim yok. Ancak Üniversiteler ve ilgili bölüm hocaları neden bu işe el atıp, kendi ilacımızı kendimiz üretmek için Küba'yla teknoloji ve bilgi transferi yapmıyor?

Ahmet Özböler


MEKTUP-4- :

 

Vatandaştan TBMM'ye uyarı:
"Size 7 Saat Mühlet, Ya 7. Paketi Çıkarırsınız Ya da Biz Ankara'ya Geliriz!"
Hükümet krize karşı 5 ekonomik önlem paketi açıkladı. Baktık teğet geçmedi, krizin tam göbeğine düştük. Dediler ki 6. Paket de geliyor. O zaman 7. Paket de vatandaştan hükümete gelsin.
Önce 7, sonra 77, ardından 777 kişiyle, grevdeki, direnişteki işçisi, emeklisi, ev kadını, işsizi, öğrencisi, memuruyla Taksim Meydanına çıkıp "Yedide bitsin, yedi de bitsin" dedik. Krize karşı vatandaşın acil yedi talebini açıkladık.
No minute! Vakit yok!
24 Nisan Cuma günü saat 12:00'de Taksim Postanesi’nden TBMM Başkanlığı’na göndereceğimiz uyarıyla yediden yetmişe milletvekillerinin vatandaşın sesini duymak için önlerinde yedi saatleri olduğunu duyuracağız.

Taleplerimizin derhal yasalaşmasını istiyoruz. Vatandaşın vekillerini uyarıyoruz:
Eğer 24 Nisan Cuma akşamı, saat 19:00'a kadar yedinci paketi çıkarmazlarsa önce bir dizi etkinlik gerçekleştireceğiz.

 

7′de bitsin!

7 de, bitsin!

Ekonomik kriz hayatımızı yıkıma uğratıyor. İşsizlik ve yoksulluk her geçen gün artıyor, umutlar hızla tükeniyor. Yüz binlerce insan işten çıkarılıyor, işsiz kalma korkusuyla yaşıyor ve en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Hükümet, krize karşı “Önlem Paketleri” ile büyük şirketlerin krizini çözmeyi hedefliyor. Şimdi de muhtemelen IMF’nin isteklerini temel alan 6. Paketin hazırlığında. Hükümet diğer yandan buzdolabı, nohut, pirinç dağıtmaktan başka bir işyapmıyor. Bunun adına da “sosyal devlet” diyor.
Ya krizin asıl mağdurları?
Oysa ki, çalışanları, yoksulları, işsizleri, ev kadınlarını yani toplumun büyük çoğunluğunu krizin yıkımından koruyacak acil bir 7. Pakete ihtiyaç var. İşte bu yüzden ilk adımı biz atıyoruz ve 7.Paketi açıklıyoruz.
Peki biz kimiz?
Biz de herkes gibi krizden etkilenen, işsiz, esnaf, çiftçi, işçi, öğrenci, ev kadını, kamu çalışanı bir grup insanız. Bu çağrıyı da bizim gibi krizden “illallah” diyen vatandaşlara yapıyoruz.
7 artı
Ateş düştüğü yeri yakar. Herkes bu krizden değişik biçimde etkileniyor. Açıkladığımız bu 7 talep dışında, yüzlercesinin daha mümkün ve gerekli olduğunun farkındayız. Dolayısıyla ihtiyacımız olan başka acil talepleri de bu 7 talebe ekleyerek sesimizi çoğaltabiliriz. Ve yine farkındayız ki, kriz sadece insanı değil, bütün canlı yaşamını tehdit ediyor. Biz üzerinde yaşadığımız toprağın, akarsuyun, ağzı dili olmayan canlıların yaşamını da savunuyoruz.
Kaynak Nerede?
Ne zaman bir şeyler istesek bize “kaynak yok” diyorlar. Bizce kaynak var.Sorun kaynak olmamasında değil, kamusal kaynakların yanlış ya da yanlı dağıtılmasında. Kaynak dağıtımında, IMF ve sermayenin yönlendirmeleri değil, sosyal politikalar ve toplumsal çıkarlar esas alındığında sorunun kolayca çözülebileceğine inanıyoruz.. -az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığında, -lüks tüketim ve finansal hareketler vergilendirildiğinde, -askeri harcamalar kısıldığında, -işsizlik sigorta fonu işsizler lehine kullanıldığında, -kamu ihalelerindeki yolsuzluklar engellendiğinde ve denetime açıldığında önemli bir kaynak yaratılacağına inanıyoruz. Biz, bırakın Türkiye bütçesini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesinin küçük bir kısmının bile yaşamsal sorunlarımızın çoğunu çözeceğini biliyoruz.
Kimden istiyoruz?
Taleplerimizin acilen yasalaşmasını, gerekli ekonomik, yasal ve idari tedbirlerin vakit kaybedilmeden alınmasını, hükümet ve yerel yönetimlerden istiyoruz. Yöneticilerin ipe un seren, bahaneler üreten ya da görmezden gelen tavırlarını kabul etmeyeceğiz. Hükümeti ve yerel yönetimleri, çalışanların, yoksulların, ev kadınlarının ve işsizlerin sesine kulak vermeye çağırıyoruz. Bu sesi duyan tüm milletvekillerini, siyasileri ve yerel yöneticileri 7. Paketi desteklemeye davet ediyoruz.7′den 70′e duyurulur!
No minute! Vakit yok!
7. Paket
1- Temel gıda maddelerinden ve ilaçtan KDV’nin kaldırılmasını ve bunlara 1 yıl boyunca zam yapılmamasını istiyoruz. Konutlarda elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet faturalarına uygulanan tüm vergiler, sabit ücretler ve fon kesintilerinin kaldırılmasını istiyoruz.
2 - Kişilere ait kredi kartı borç faizlerinin silinmesini, kalan borçların 2 yıllık ödeme planıyla takside bağlanmasını istiyoruz.
3 - Asgari ücretin iki katına çıkartılmasını, vergiden muaf tutulmasını istiyoruz.
4 - İşten çıkartmaların yasaklanmasını, çalışma sürelerinin ücret kaybına yol açmaksızın kısaltılmasını istiyoruz.
5 - Bütün işsizlere “işsizlik kartı” verilmesini, bu kart sahiplerine elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet faturalarında yüzde 50 indirim yapılmasını ve toplu ulaşımın ücretsiz olmasını istiyoruz. İşsizlik ödeneğinin arttırılmasını ve kapsamının genişletilmesini istiyoruz.
6 - Yoksulluk sınırı altında yaşayan konut kiracılarına nakdi kira desteğinin sağlanmasını istiyoruz. Kentsel dönüşüm uygulamalarının durdurulmasını istiyoruz.
7 - En düşük gelire sahip kesimlerden başlayarak “vatandaşlık geliri” uygulamasına bir an önce geçilmesini istiyoruz.
imza için : http://www.yedincipaket.com/

Bu haber 2647 defa okunmu?tur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

OKURLARIMIZDAN

Anaokulu'ndan Duyuru

Anaokulu'ndan Duyuru Drama Derslerimizin Kayıtları Başlamıştır

KALKAN'DA 2013 YILBAŞI GÖRÜNTÜLERİ

KALKAN'DA 2013 YILBAŞI GÖRÜNTÜLERİ KALKAN'DA 2013 YILBAŞI KUTLAMALARI VİDEO GÖRÜNTÜLERİ...
********FARKIN NE****************23 Şubat 2014

HAVA DURUMU

Detaylı bilgi için resmin üzerine tıklayın.

ANKET

sence; KALAMAR TAVA MI MEZE Mİ?






Tüm Anketler

GOOGLE TERCÜME



Copyright © 2005-2012 www.likyahaber.net Tüm hakları acaip bir şekilde saklanmıştır. Kopye eden fena olur!... demedi demeyin... editör-özer yılmaz/elk.mühendisi-yıldız teknik üniv. POSTA ADRESİMİZ; haber@likyahaber.net
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapy: MyDesign Haber Sistemi


porno izle