Sevgili Deniz Bey,
Sizinle 1985 yılında SODEP’e üye olduğum sırada tanıştım. Siz o sırada siyasi yasaklı idiniz. Sonra yasaklar kalktı. Ben 1988 yılında SHP Ankara İl Başkanı oldum. Siz de Genel Sekreter oldunuz.
O günlerden beri, siyasette yolumuz, bir birleşti-bir ayrıldı. Ben SHP Kurultayılarında size karşı hep Erdal Bey’i destekledim; O’na oy verdim.
SHP-CHP birleşmesinden sonra siz Genel Başkanımız oldunuz. Yollarımız ayrıldı; ben CHP’den istifa ettim.
Bunları bu açık mektubu okuyanlar bilsinler diye yazıyorum.
Size muhalefet olarak, gerek yazarı olduğum SDH dergisinde, gerek serbest yazar olarak yazdığım gazetelerde, gerekse de yazarı olduğum Birgün gazetesinde pek çok yazı yazdım. Ama bu yazılarımda hep size duyduğum hayranlığı özellikle vurguladım. Zira Sezar’ın hakkını Sezar’a vermeyi şiar edinen bir terbiyeden geliyorum.
Benim zat-ı alinize olan hayranlığım ayakları yere basan bir aydın hayranlığıdır. Uzun süredir bir “kaht-ı rical” yaşayan toplumumuzda, birikiminiz, deneyiminiz ile, sizinle yarışacak insan sayısı çok azdır.
CHP’yi yönetme biçiminizi onaylıyamıyorum. Sizden başka tutunacak eteği olmayan insanların sizi çevrelemesine izin vermenizi anlayamıyorum. O çok batılı aydın kafanızın CHP’yi niye bu kadar tutucu bir çizgiye çektiğini bir türlü kavrayamıyorum.
Ama şimdi bunlar gündem dışı.
Sizi kalleşçe sırtınızdan vurdular. Bunu kabul etmem mümkün değil.
CHP Genel Başkanlığından istifa etmemeliydiniz. Bu doğru olmadı. Başka bir yazarın da yazdığı gibi, Sayın Nesrin Baytok’u yanınıza alıp, bu çirkin komplonun çözülmesi için elinizden gelen her şeyi yapacağınızı söyleyip işinize devam etmeliydiniz. Ben, ömrü boyunca çok iftiraya, hatta suçlamaya uğramış bir insanım. Eğer bu suçlamalarda bir gerçeklik payı yoksa, hiç aldırış etmem. Onlara karşı impermeable bir direncim oluşur. Zaten bir süre sonra da hepsi de etkisini yitirir.
Ama siz bu yolu seçmediniz. CHP Genel Başkanlığından istifa ettiniz. Bu kararınızı da saygıyla karşılıyorum. Ama şimdi sizi tekrar CHP’nin Genel Başkanlığına getirmek için kolları sıvayan çoğu iyi niyetli ama bir bölümü de kötü niyetli insanlar var.
Sevgili Deniz Bey,
Bu insanlar sizin dostlarınız değil. Size büyük hayranlıklar besleyen bir kardeşiniz, solcu bir T.C. vatandaşı olarak bunu görüyorum.
Dönüşünüz, o 50 yıldır sürdürdüğünüz efsanenin sonu olur. Size hiç acımazlar. Sizi de Nesrin Hanımı da “recmetmek” için hazır insanların sandığınızdan daha çok olduğunu bilin. CHP üyelerinin, delegelerinin, size olan bağlılığı, maalesef, sizi atılacak “recm” taşlarından koruyamaz. Hz. İsa recmedilecek Maria Magdalena için halka” içinizden ilk taşı hiç günahı olmayan atsın” demiş ya (onlar taş atmaktan vazgeçmişler) siz böyle bir çağrı yapsanız, ilk taşı da son taşı da en yakınlarınızda bulunanların atacaklarına emin olun.
İstifa etmemeliydiniz. Ama madem ettiniz geri dönmemelisiniz.
Size olan hayranlığımda en ufak bir eksilme olmadı. Bir gün bir yerde bir kadeh rakı (olmadı bir kadeh şarap) çınlatabilmek dileği ile saygılar sunarım.
Uğur CİLASUN
