| |||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
DOĞRU YERDE, DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU ADAYLA...23 Eylül 2009, 19:51 DOĞRU YERDE, DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU ADAYLA… 29 Mart yerel seçimleri, Türkiye genelinde iktidar partisi AKP’nin ciddi bir oy kaybıyla sonuçlandı. İktidar da olan bir partinin, %7 oy kaybetmesini ciddi bir oy kaybı olarak görmeme en güzel örnek, hem yerel seçimlerde, hem de genel seçimlerde parlamento dışı kalan partilerin,aldıkları oy oranıyla, ki neredeyse ülke barajına yaklaşık bir oydur bu, aşağı yukarı aynı oranda bir oy kaybıdır bu. Daha açık yazarsak, ANAP, DP, ÖDP, TKP, İP ve diğerleri, hatta hatta DSP bile neredeyse AKP’nin kaybettiği oy oranına bile yaklaşamadılar. Daha da çarpıcı bir örnek verirsek, DTP bağımsız olarak girdiği genel seçimlerde ancak bu kadar oy yüzdesine ulaştı, ancak parti olarak değil, bağımsız olarak seçime girdiklerinden aldıkları bu oylarla, parlamento da ”gurup” kuracak kadar milletvekili çıkardılar. Sanırım kaybedilen oyların ne kadar ciddi olduğu bu örnekle daha bir yerine oturuyor.. Her ne kadar AKP’nin başındaki zat-ı muhterem “oy kaybetmedik” dese de, biz ona önce “van minut” diyerek, bunların deyimi ile cevap verelim. “nişleyen voin….eendekinden bi iş çıkmaz” Yok hala kayan- kaybedilen bu oy oranına “teğet” derse, o da sizin bileceğiniz iş.. İktidar açısından durum böyleyse, muhalefet açısından “görünen köy” ne acaba! İstatistikler açıkça gösteriyor ki, iktidar partisinin haricindeki tüm partilerde bir yükseliş var. Oy yüzdesi olarak baktığımızda, Türkiye genelinde halef-selef konumunda olan SP ciddi bir tırmanış içerisinde. “Milli görüş” bir çok belde ve ilçede seçimi kazandı. Diğer bazı partilerde “yerel motifler”, “kişisel kimlikler” öne çıktığından, AKP’nin “kalesi” gibi görülen birçok seçim bölgesi yerle bir oldu. Ana muhalefet CHP ne yaptı!? Önce şu gerçeğin altını çizelim. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişi ve adayla yola çıkılınca, hele hele “kendi kendini yeme huyundan” vazgeçince, ayrıca “tek adamcılık” rafa kaldırılınca bişeyler olabiliyormuş. Bu açıkça görüldü. En güzel örnek İstanbul. Doğru adayla, yola biraz geç çıkan CHP, eğer zamanlamayı biraz erkene çekebilseydi, İstanbul’u kazanması hiç de zor değildi. Adayın ve partinin aldığı oy oranı ortada. Şunu da belirteyim, eğer İstanbul adayı Ankara’dan aday olsaydı CHP Ankara’yı kesin kazanırdı. Gelelim Kaş’a ve CHP’ye… Kaş seçmen profili olarak genel anlamda “sosyal” bir yapıya sahip. Yerleşik olarak geçmişte “demokrat” sonradan “beegir partisi” olsa da zamanla bu yapı “sosyalleşmeye” dönüşmüş. Dışarıdan aldığı göçün etkisi azımsanmayacak ölçüde. Nereden bakarsan bak, bin civarında seçmen kitlesi “dışarıdan” ve bu seçmen kitlesinin “elle tutulur” kesimi, genel anlamda öyle ya da böyle “sosyal yelpaze” de yer alıyor. Kaş seçmeni bilinçli bir yapıya sahip. Neden? Geçen seçimler de Chp’nin mecliste aldığı oyla, başkanlık için aldığı oy her şeyi açıkça ortaya koyuyor. Yani seçmen “seçmeyi” biliyor. İşte bu seçimlerde CHP bu yanlışlığa düşmedi. Önce herkesin istese de istemese de, ama “yükses sesle” karşı çıkamayacağı bir “ortak aday” buldu. Zamanlamayı doğru bir takvimle ortaya koydu. Kitlesi , kendi içinde tartıştı, hesaplaştı ve her şeye rağmen doğru kişi ve adayla yola koyuldu. CHP Kaş’ta uzun yıllardır yapamadığını bu kez yaparak, “amip gibi bölünmeyerek” , tek ses , tek yürek, tek yumruk olarak ortaya çıkmayı başardı ve başarı da bununla beraber ilk adımını atmış oldu. Kısaca, “CHP, CHP’yi bölmez, parçalamazsa bu işi başarır” tezini doğrulamış oldu. Tespitimiz neydi? Doğru yerde, doğru zamanda doğru adayla yola çıkmak. İşte ilk etapta CHP bunu başardı. Evet 32 kısım tekmili birden, kahraman tefrikaları gibi uzatacak değiliz, ama henüz bitmedi… Devamı var mı? Elbette var. O zaman tekrar buluşmak üzere… Bu haber 1933 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |