| |||||||||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
Biz generallerimizden ne zaman kurtulacağız?..16 Eylül 2009, 08:36 Özer YILMAZ Biz generallerimizden ne zaman kurtulacağız?.. Biz generallerimizden ne zaman kurtulacağız?.. Bir kere en baştan söyleyeyim ki ben Türkiye’nin temel sorununun askerin siyasetin içinde bulunması olduğuna inananlardanım. Çünkü asker, hayatı “dost” ve “düşman” olarak ayırmak üzere yetiştirilmiştir. Ölmeyi ve öldürmeyi kabul edebilmesi için hayatı çok keskin çizgilerle ayıran bir eğitimden geçmesi gerekir insanın. Ama toplumsal olaylar, sosyal sorunlar, halkın çeşitli katmanlarının, ırklarının, mezheplerinin karmaşık ilişkileri “dost” ve “düşman” kodlarıyla çözümlenemez. Yüz yıldan beri de çözümlenemediğini gördük. Ve, sürekli olarak da katı sınırlarla bölünen gruplara ayrıldık ülkenin içinde. Son 35 yıldır bu ülkenin içinde hep silahlar patladı. Çatışmalara katılanların sıfatları, fikirleri, ideolojileri değişti ama cinayetler, suikastler, faili meçhuller hiç değişmedi. Bir ülke 35 yıl sürekli silah sesi duyar mı? Tuhaf bir yan yok mu bunda? Ben bu silahlı çatışmaları doğuran iklimi, insanları “dost” ve “düşman” olarak ayıran bir zihniyetin gizli iktidarının yansımalarından oluştuğuna inanıyorum. Hayat bizim ülkemizde hep bu keskinlikle parçalandı çünkü. Ortada bir “düşman” olduğunda da elbette ülkede savaş şartları geçerli kılındı ve hukuk önemsizleşti. Susurluk çetelerinde ve son olarak Şemdinli’de gördüğümüz gibi “suç” burada “düşmana” karşı yapılan “meşru” hatta kutsal bir eyleme dönüştü. Bu yüzden, ben askerler siyasetten tümüyle çekilmeden bu ülkede sosyal bir barışın sağlanmasının zor hatta imkansız olduğunu düşünüyorum. Herkes gibi bizim de bir orduya ve askerlere ihtiyacımız var. Ama ihtiyacımız olan şey askerler. Silahlı politikacılar değil. Silahlı politikacı kendisi gibi düşünmeyen herkesi “düşman” olarak görür ve her sorunu çözmek için bildiği tek alete yani silaha müracaat eder. Yıl 2005. Türkiye, Avrupa Birliği üyeliğine aday. Ve, biz hala bunları konuşmak zorunda kalıyoruz. Niye? Çünkü askerlerimiz hukukun önemine inanan, demokrasiyi ciddiye alan bir davranıştan sapmakta hala beis görmüyorlar. Gelecek yıl genelkurmay başkanı olacak olan Kara Kuvvetleri Komutanı ardı ardına iki açıklama yaptı. Birincisinde, Şemdinli’de bir dükkana bomba atan ekiple yakalanan bir astsubay için “iyi çocuktur” diyerek hukuka müdahale etti. “İyi çocuk” tutuklanmadı bile. Ardından, o bölgede ölenler için yapılan cenaze töreninin üstünden uçurulan uçaklarla ilgili olarak “gerekirse uçakları uçururuz” dedi. Bu ülkenin Kürt vatandaşlarının üstünden uçak uçurmak birçok sosyal sonuca yol açacak siyasi bir karardır. Askerler uçakları uçururlar. Ancak sivil iktidar “uçur” emrini verirse yapabilirler bunu. Aksi takdirde, her sosyal olayda ortaya silahlar çıkar ve biz bir savaşın içinde yaşamaktan kurtulamayız. Üstünden uçakların uçtuğu cenazede PKK bayrakları açıldığını, PKK sloganları atıldığını ben de gördüm televizyonlarda. O bayrakların ve sloganların sosyolojik ve ekonomik nedenleri var. Uçakları uçursanız da, bombalar atsanız da o nedenleri ortadan kaldıramazsınız. Tam aksine o nedenleri güçlendirirsiniz. Üstünden geçen uçaklara taş atan, nefret dolu çocuklar yetiştirirsiniz. Silah, o küçük çocukların içine yerleşen nefreti oradan çıkarmaya yeter mi sanıyorsunuz? Nedenleri ortadan kaldırmayı ancak siyaset başarır. Generaller siyasetten çekilmedikçe, hukuka ve demokrasiye yaşama şansı vermedikçe sorunlarımızı çözemeyeceğiz, çocukların içindeki nefreti iyileştiremeyeceğiz, fakirlikten, ölümden, çaresizlikten kurtulamayacağız. Yıl 2005. Biz hala aynı isteği dile getiriyoruz. Generaller, mesleğinize geri dönün artık. Kışlalarınıza girin. Bırakın da bu toplum çocuklarını nefretsiz yetiştirmenin yolunu silahsız bir hayat yaşayarak bulsun. 28 Kasım 2005, Pazartesi /Ahmet ALTAN –Gazeteci & Yazar
Bu haber 1737 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |