Likya Haber Gazetesi, Kalkan, Kaş Antalya Haberler
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

EN ÇOK OKUNANLAR

HABER ARA


Gelişmiş Arama

BU GÜNÜN MANŞETLERİ...

manşetler

SON DAKİKA HABERLERİ....

EKŞİ SÖZLÜK...






CANLI TV İZLE...

YAKINDA...

ÖZELLEŞTİRMELERE HAYIR!

ALEXA

Alexa Certified Traffic Ranking for www.likyahaber.net

SİTEYE GELENLER

free counters

ÇEVRİMİÇİ

CENAZENE MAHALLE BAKKALI GELİR...

CENAZENE MAHALLE BAKKALI GELİR...

Tarih 28 Mayıs 2012, 16:14 Editör Özer YILMAZ

UNUTMA..!

ALIŞVERİŞİNİ SÜPERMARKETTEN YAPARSIN AMMA,

CENAZENE MAHALLE BAKKALI GELİR...


CENAZENE MAHALLE BAKKALI GELİR...

15.05.2012

Sayın Likya Haber;

Süpermarketler Aracılığı ile İyi Gıdaya Erişim Mümkün mü?

Oturduğum apartmanın alt sağ tarafına bir süpermarket açılıyor. Yine yıllar önce açılmış alt sol taraftaki süpermarkete rakip olacak.

Aylar öncesinden ufak dükkânlardaki kiracılar teker teker çıkmaya başladı. Önce arkadaşım camcı gitti. Ardından önünden her geçtiğimde kuş seslerini dinlediğim evcil hayvan dükkanı. Deterjancı ve diğerleri yavaş yavaş kapattılar dükkanları, bazılar geride “…. metre ileriye taşındık” yazılı bilgisayar çıktıları bırakarak. Şimdi günlerdir inşaatçılar içerideki duvarları yıkıyor, matkaplar ve makinelerle dev bir azı dişine dolgu yapan diş hekimleri gibi çalışıyorlar, buraya yerleşecek süpermarkete süper bir yer hazırlamak için…

Bu yeni süpermarketin hayatıma şimdilik sadece tanışım olan küçük esnafı yerinden etmiş olmak, artık selam bırakanlardan haber almamın biraz zorlaşması dışında başka etkileri de var. Aslında hepimize olan etkilerden kısmen ben de etkileniyorum. Kısmen diyorum çünkü büyük oranda süpermarketten alışveriş yapmıyorum. Bir mal veya hizmete ihtiyacım olduğunda kısaca şu sıralamayı takip etmeye çalışıyorum:

1- O mal veya hizmete gerçekten ihtiyacım olup olmadığını sorguluyorum. Bu ihtiyacı, sahip olduğum muadil bir ürünle karşılayıp karşılayamayacağımı irdeliyorum. Bu adım en verimli adım.

2- O mal veya hizmeti kendim üretmeye çalışıyor veya özellikle çok acil bir ihtiyaç değilse birinin hediye etmesini bekliyorum :)

3- Elimdeki mevcut (artık ihtiyacım olmayan veya verebileceğim) mal/hizmet ile bir tanıdığımınkini takas ediyorum.

4- Özellikle gıda dışı ürünleri 2. El olarak bir sivil toplum kuruluşu yararına satıldığı yerlerden alıyorum. Türkiye’ de pek görmedim ancak Belçika’ da insanlar artık giy(e)medikleri güzel kıyafet ve benzeri eşyalarını belediye veya bir sivil toplum kuruluşuna bağışlıyor. Bu eşyalar düşük fiyata satılarak gelir elde ediliyor. Ya da her mahallede yılda bir gün insanlar kullanmadıkları eşyaları kapılarının önünde satışa sunuyor. Bence harika bir sistem ve mutlaka dünya çapında uygulanmalı. (Haydi, kendi mahallemizde başlatalım)

5- İhtiyacım olan ürünü para ile doğrudan üreticisinden, ürün hakkında sohbet ederek alıyorum.

6- İhtiyacım olan ürünü para ile küçük esnaftan alıyorum.

7- Son olarak hiçbiri mümkün, makul değilse süpermarket, internetten alış-veriş yapıyorum.
 

Alış-verişte sonuncu tercihim olan süpermarketten alışverişi özellikle gıdaya ulaşım açısından irdelemek istiyorum.
 

Süpermarketler Aracılığı ile Gıdaya Erişim

Bir süpermarket, satabileceğini düşündüğü gıdaları raflarına koyabilmek için ihtiyaç listesine göre birçok gıda sanayicisinden fiyat-ürün teklifleri alır. Bunların içinden bazen biri ve mümkün olduğunda birkaçı ile anlaşır ve ürünleri tedarik etmeye başlar. Süpermarket ne kadar uluslararası bir yapı ise o kadar geniş bir tedarikçi grubundan teklif alıp, nakliye ve olası vergileri de göz önüne koyarak raflarına bir tüketicinin ulaşabileceği en ucuz ürünleri koyabilir.

Günümüzde bol ürün çeşidi, alternatif fiyatlar, iletişim kurma zorunluluğu olmadan hızlı alış veriş, toplu alışveriş, otopark imkânı, aynı zamanda bir gezme olması, çeşitli özel indirimler, kredi kartına taksitler ve promosyonlar, pazarlama biliminin insan psikolojisi üzerindeki tüm son bulguları (aydınlatılmış raflar, renk kullanımı vs.) aracılığı ile süpermarketler, tüketiciler için neredeyse vazgeçilmez hale geldi.

Oysa özellikle gıdalar söz konusu olduğunda, süpermarket alışveriş için iyi bir mecra değil. Çünkü en temelinde süpermarket, toplam maliyeti daha uygunsa uzaktaki ürünü yakındakine tercih edip getirebilir. Bu noktada, yani gıdaların bize ulaşana kadar kat ettiği mesafe konusunda Dünya Sağlık Örgütü' nün “Kronik hastalıkların önlenmesinde tarımla ilgili bazı öneriler” ine bir göz atmalıyız:

Sağlık: Yakın çevreden edinilen sebze ve meyveler tüketiciye varana kadar uzun bir yol kat etmek zorunda olmadığından henüz olgunlaşmadan toplanması gerekmez, dalında olgunlaşmasına izin verilebilir, böylece vitamin, mineral ve antioksidan içeriği daha yüksek olur.

Enerji: Besinlerin ülkeler hatta kıtalar arasında taşınması için çok büyük enerji gereksinimi olmaktadır. Nitekim ABD’de bir yılda tüketilen enerjinin toplamının %17’si gıda taşımacılığına harcanmaktadır.

Ekoloji: Küçük çiftçilik ile üretilen ürünler besin değeri açısından endüstriyel tarımla elde edilenlerle karşılaştırılamayacak kadar üstündür. Küçük çiftçilik toprağı da koruduğundan gelecek nesillerin de beslenmesini güvence altına almaktadır.

Bunun yanı sıra süpermarkette satılan gıdaların neredeyse tamamı ambalajlıdır. Ambalaj çöp demektir. Bu çöp toplanmak, götürülmek ve bertaraf edilmeye çalışılmak zorundadır. Ve geri dönüştürülse bile çöp dünyanın sırtında bir yüktür, bir şekilde kirlilik yaratır ve dünya bir gün mutlaka bir şekilde bunun hesabını sorar. Bunlar yine görünmeyen masraflardır.

Yine süpermarketlerde satılan ürünler fabrika koşullarında standart şekilde aynı kaliteyi sunabilmek için (uzun raf ömrü, gıda güvenliği riskleri vb.), doğal olanlarına göre kullanımı kolay ve ucuz olan yapay gıda katkıları içerirler. Yapay gıda katkı maddeleri konusunda bilimciler ve yasal otoriteler her ne kadar güvenli deseler ve gıdalarda kullanılmasına onay verseler de sonuçta bunlar doğal olmayan, insan DNA’ sının binyıllar süren geçmişinde tanımadığı, büyük ihtimal bundan sonra da tanımasının ve baş etmesinin mümkün olmadığı bileşiklerdir. Bugün sanayileşmiş ülkelerde insanlar her yıl, altı ile yedi kilogram arasında gıda katkı maddesi tüketiyor. Benim gördüğüm kadarı ile gıda tüketimi böylesine sanayileşmiş ve pazarın neredeyse tamamı süpermarketlerce ele geçirmiş toplumlarda kanser hastalığı, tıp sektörü için en güzel gelir kaynaklarından biri oluyor.

Peki, ne yapalım? Bunca kolaylık sağlayan süpermarketleri ret mi edelim? Bu konuda konuştuğum bir arkadaşım: “Geçen sene acelem vardı; şu bakkaldan 3 domates, 1 makarna aldım 7 TL verdim. Şimdi bu hak mı peki?” dedi. O da haklı. Küçük esnaf ve küçük üreticiden ihtiyaç tedarik etmenin elbette zorlukları var. Beceriksizlikten, kar hırsından veya borç baskısından etkilenen küçük esnaf, kısa dönemli şark kurnazlıkları yapıyor zaman zaman maalesef.

Süpermarketlere Çözüm Önerisi

Bu noktada aklıma gelen bir çözüm var aslında. Bu çözüm hem üreticiyi doğrudan destekleyebilir, hem süpermarketlerin yok olmasını önleyebilir (bildiğim iyi gıdaya ulaşabilen, sağlıklı beslenen kimse, neredeyse hiç süpermarketten gelen ürün tüketmiyor. Demek ki insanlar bilinçlendikçe, süpermarketler ciddi zarar görecek), hem de böylece tüketicilerin iyi gıda ve diğer ürünlere süpermarketin sağladığı kolaylıklarla ulaşabilmesine imkânı sağlar.

Buna göre önerim, süpermarketlerin fuarcılık mantığı ile çalışması. Yani üretici veya onun üretimde de bulunan gerçek bir temsilcisi, ürünlerini süpermarketin gösterdiği yere getirir. Market görevlileri sunumu, ışıklandırmayı ve alışveriş tasarımını yaparlar; gıda güvenliği ile ilgilenirler ve müşteri memnuniyeti sağlayacak olası faaliyetleri yürütürler. Bunlar için üreticiden bir komisyon alırlar. Üreticiler ürünlerini elbette makul ve mantıklı olarak (köy pazarlarında olduğu gibi) süpermarkete 50 km (metropoller için özel durumlar olabilir) kadar uzak olan yerlerden getireceği için taze/sağlıklı ürünler tüketiciye en iyi şekilde ulaşır. Aslında bu bir nevi modern fuarcılık ile geleneksel pazarcılığın bir füzyonu olacaktır. Böylece hem köylü doğrudan gelir elde edecek ve hem de gıda zinciri güvenli, sağlıklı gıdayı tek el değiştirme ile en ekonomik şekilde tüketiciye sunabilecektir.

Bu yazıyı geçen gün sosyal medyada gördüğüm (sanırım bir bakkal kapısına asmış) şu ibare ile bitirmek istiyorum:

UNUTMA..!

ALIŞVERİŞİNİ SÜPERMARKETTEN YAPARSIN AMMA,

CENAZENE MAHALLE BAKKALI GELİR...

Sevgi ve saygılarımla
Hakan Ozan Erzincanlı / kaş

Bu haber 4451 defa okunmu?tur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

FORUM & SÖYLEŞİ

Işık; "Uygarlık Anadolu'da Doğdu"

Işık; Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahri Işık, Celal Bayar Üniversitesi&...

ÇEVRE VE DOĞA DOSTU AVUKAT...

ÇEVRE VE DOĞA DOSTU AVUKAT... ÇEVRE VE DOĞA DOSTU AVUKAT...
********FARKIN NE****************23 Şubat 2014

HAVA DURUMU

Detaylı bilgi için resmin üzerine tıklayın.

ANKET

sence; KALAMAR TAVA MI MEZE Mİ?






Tüm Anketler

GOOGLE TERCÜME



Copyright © 2005-2012 www.likyahaber.net Tüm hakları acaip bir şekilde saklanmıştır. Kopye eden fena olur!... demedi demeyin... editör-özer yılmaz/elk.mühendisi-yıldız teknik üniv. POSTA ADRESİMİZ; haber@likyahaber.net
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapy: MyDesign Haber Sistemi


porno izle