Yağmuru ıslak, hafif serin, sessiz kış günlerine romantik bakmak zordur biraz. Beldemize kış manzarası olarak bakmak ta insanın tüylerini diken diken ediyor. Yüzünüzü yalnız denize durursanız, deniz size hala güler yüzlü bakıyor. Ay, yıldızlar, bazen gökkuşağı, güneş batışı, baharı, yazı bekleyen denizi güler yüzlü yapıyor. Gelelim beldenin girişinden başlayan manzaraya; Türkü, Kürdü, Avrupalısı, Asyalısı, çirkin olan küçük sanayiyi beldelerin arkalarına saklar ve oraları da denetleyerek mümkün olduğunca düzgün tutma gayreti gösterir. Kalkan ise, canım deniz manzaralı girişe mermer atölyesi, marangoz, tuğlacı, taş ocağı, toprak tepeleri vs yerleştirme, izin verme, denetim yoksunluğu gibi adeta burada yaşayanları cezalandırmakta. Bunu hak ediyor muyuz sayın Kalkan yaşayanları?.. Gelelim belde merkezi noktasına. Yine manzaraya bakan iki önemli kamu kurumu. Yüzü kirli ağlayan belediye, yüzü aynı kirlilikte ve kurum lojmanları olarak kullanılan balkonlarda çamaşırlar, ev artıkları size karşı, deniz karşı mahcup duruyor. Kamu-özel sektör karışımı PTT aynı manzarada, altında inşa edilmiş berber, komisyoncu gece kondu çıkma binalar. Bir başka köşede beldenin en fakir görünüşlü ayakkabı boyacısı. Tarihe kafa tutmaya çalışan ama “dayanamıyorum” diye ağlayan ilkokul binası. Siz görmüyor musunuz sayın Kalkan sahipleri?
Yasalar değişiyor. Yerel yönetimler çok önemli yetkiler alıyor. Beldelerini nasıl yönetmeleri ile ilgili seminerler veriliyor. Beldelerini daha çok sevmeli, hizmet vermeli deniyor. Kim bilir daha neler de söyleniyor. Yönetmelikler hazırlanıyor, bunlar insanca yaşamak için yapılıyor.
Beldede biraz kendiliğinden, biraz da belediyeye ait arazi bolluğundan oluşan kahveler, manavlar, diğer bazı alışveriş noktaları ve Kalkan’ın belediyece işletilen tuvaleti. Bu bölge seçim ve yaz sezonunun sonucunu zor bekledi. Niye mi? Kalan ve kiraya verilen son belediye arsalarına plansız verilen parsellere yapılar başladı. Bunlar nedir? Niye yapılır? Bu kadar geleneksel kahveye ihtiyaç var mıdır? Ağır fosseptik kokuları, çevreye saçılan manav artıkları… Bunları görmüyor musunuz sayın denetçilerimiz, kolluk güçlerimiz? Bu vatan bu kadar unutulmayı, ihmal edilmeyi hak edecek ne yaptı sizlere? Yapılar yapan mimar, müteahhit, işçi ve tüm para kazanan esnaf, bir gün bu hali İngilizler sevmez ve sizi sorgulayıp kazançlarınızı kısarsa üzülürsünüz. Bu zenginliğe alışmış sizler mutsuz olursunuz. Daha çok satılacak şeyler var, biraz daha dikkatli olmak sizleri daha çok zengin eder. Bazı İngiliz köy, belde programlarını alıp çevre düzenine, yönetim yasalarını alıp tercüme edip sizin ve halkınızın da belli haklarını talep edebilirsiniz. İngiliz çoğunluklu alıcılar da bunları yaptığınız zaman daha büyük bedeller ödeyerek vatan toprağınızı severek alacaktır. Tabi satmak istiyorsanız, bu sizi üzmüyorsa!!!?
********FARKIN NE****************28 ŞUBAT EFSANESİBENİM ATAMAŞK TESADÜFMÜ? ŞİDDET NEYİN GERÇEĞİ?Sistem ve KadınDemokrat HegamonyaHASAN ERKEK; MUSTAFA KEMAL'İN ASKERİ BİR TEK BENMİYİM?AFERİN BİZE...Bir hayat kadını sevilir mi?"SAİM'İN YÜZ KIZARTICI BİR HALİ YOKTUR.."'Yeni Türkiye'nin gölgesi nasıl düşüyor?TABİATI KORUMA(MA) YASASIVUVUZELAYAŞASIN 23 NİSANKIRIK CAM TEORİSİ..EDİTÖR'E YASAK VE YILLIK İZİNMerhaba Sevgili Hanımlar"yine de şahlanıyor aman"Gelin Helalleşelim...KALKAN NEREYE GİDİYOR?SUÇ BİLİM VE FEN İNSANLARINDA DEĞİLMİŞSÖYLEYEME DİK LERİMİZ...DÖRT MASKELİ KORKAK...NİTROX...SİZ HİÇ YURT DIŞINDA YAŞAYAN OLDUNUZ MU? (1)HOŞ BAHARLAR...HAKÇA GÜNDEM...BATILI DEMOKRASİLER NEREYE?BİR TURİZİMCİ GÖZÜYLE23 Şubat 201405 Mart 201327 Nisan 201215 Şubat 201231 Ocak 201227 Ocak 201221 Kasım 201105 Ekim 201125 Eylül 201120 Eylül 201111 Nisan 201122 Ocak 201127 Haziran 201027 Haziran 201027 Haziran 201027 Haziran 201027 Haziran 201016 Aralık 200909 Aralık 200931 Ekim 200926 Ekim 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200922 Eylül 2009