biz KİMİZ?kalkan&KAŞköylerimizne YAPIYORUZ?

• Anasayfa
• KALKAN HABERLERİ
• KAŞ HABERLERİ
• KÖYLERİMİZDEN HABER
• TOPLUMSAL YAŞAM
• SPOR & SAĞLIK
• FORUM & SÖYLEŞİ
• OKURLARIMIZDAN
• KÜLTÜR & SANAT
• KİTAPLARIMIZ
• nE AyAk?...

HABER ARA

-- Tüm Kategoriler -- KALKAN HABERLERİ KAŞ HABERLERİ KÖYLERİMİZDEN HABER TOPLUMSAL YAŞAM SPOR & SAĞLIK FORUM & SÖYLEŞİ OKURLARIMIZDAN KÜLTÜR & SANAT KİTAPLARIMIZ nE AyAk?... Gelişmiş Arama

2009 DA NE OLDU?

2009 emekçiler açısından baskıya karşı direnişin yılı oldu

Kasımpaşalı aşıdan korktu!
Sağlık Bakanlığı'nın domuz gribi salgınına karşı başlattığı aşı kampanyasıyla ilgili önce bakanı azarlayan sonra kendisinin ve ailesinin aşı olmayacağını açıklayan Başbakan'ın ardından, virüsle mücadele boyut kazandı. Karadeniz'de bir imam domuz gribinin adını 'muz gribi' olarak değiştirmeyi teklif ederken, bir müftülük cemaate tesbihleri sterilize etmeyi teklif etti.

İnsan hakları, hukuk, örgütlenme özgürlüğü, şiddetin yoğunluğu açısından birçok olayın ve gelişmenin yaşandığı 2009’da emek cephesi yoğun bir baskı kıskacında tutulmaya çalışıldı. Ancak yapılan bütün baskılar karşısında emek cephesinde gerçekleştirilen ortak direniş yıla damgasını vuran olumlu gelişmelerden biri oldu.

İşçiler, köylüler, memurlar bütün çalışanlar açısından 2009 yılı da baskının sefalet ücretine mahkûm edilmenin, dikkate alınmamanın yaşandığı bir yıl oldu. Zamlar 2009’da da sık sık gündemdeydi. Başta ulaşım olmak üzere, elektrik, su, akar-yakıta zam üzerine zam yapıldı.

2009 yılında başta maden ve tersanelerde olmak üzere yine iş güvenliği olmaması nedeniyle kazalar ve işçi ölümleri yaşandı. Taşeronlaştırma, özelleştirme, fabrikaların kapanması, sendika üyeliği nedeniyle bir milyonun üzerinde kişi işinden oldu, ücretleri yarı yarıya eridi.

Herkesin kurban olduğu bayram
Her sene olduğu gibi bu sene de Kurban Bayramı'nda sokaklar mezbahaya, hastanenin acil servisleri gezi parklarına döndü. Birçok yurttaş, kendini keserek hastanelik olurken, kurban etlerinin bağışlandığı dini hassasiyetleri bütün bir kaç kurumun, cüzdan hassasiyetlerinin ağır bastığı ortaya çıktı.

AKP’den yılın korku filmi: Derelerin intikamı
Rant merkezli çalışan belediyeler ve çarpık kentleşmeye dair hiçbir önlem almayan yetkililer, sağanak yağışlar konusunda 'vatandaşların gerekli tedbirleri' almasını isteseler de, Marmara, Karaniz ve Ege'de 33 insan sel baskınlarıyla öldü. Başbakan, ıslah edilmeyen derelerin hesabını vermek yerine "Derenin intikamı acı olur" açıklaması yaparken, yurttaşların ' alması gereken önlemler'in ne olduğu anlaşılamadı.

Kamu emekçileri açısından da baskının, sürgünün, sefaletin yoğun bir şekilde yaşandığı bir yıl oldu. Bu alanda en büyük baskıyı yine KESK gördü. Yaptığı eylemlerle emek ve demokrasi mücadelesinde önemli bir yere sahip olan KESK’e değişik gerekçelerle baskınlar düzenlendi, hukuk dışı uygulamalar gerçekleştirildi, onlarca yönetici ve üyesi gözaltına alınarak tutuklandı. Yine çok sayıda üyesi sürgün edildi, geçici görevden alma gibi değişik cezalara çarptırıldı. Hükümet bu yılda grev ve toplu sözleşmeye yanaşmadı. KESK yine toplu görüşme masasının meşru olmadığını belirterek, hükümeti sokağa davet etti.

Hükümetin çalışanlara yaklaşımında yaşanan bütün bu olumsuzlar karşısında emek cephesinin zaman zaman ortaklaştırdığı mücadelesi de 2009’a damgasını vuran önemli gelişmelerden. İşçiler, işten atmalara, taşeronlaşmaya, özelleştirmelere, sefalet ücretine mahkûm edilmeye karşı açlık grevi, günlerce süren yürüyüşler, işyeri işgali ve intihar gibi değişik eylemlerle bu baskılara karşı koymaya çalıştı.

ORTAK MÜCADELE ZEMİNİ OLUŞTU
15 Şubat’ta emek ve meslek örgütlerinin mitingi bu yılın ortak mücadele zemininde önemli gelişmeler arasında yer aldı. Ardından KESK’in çağrısıyla gerçekleşen 25 Kasım grevi emek cephesinde ortak mücadele açısından umut verici bir hava yarattı. Bir günlük iş bırakma eylemine Memur-Sen’in dışında, Türkiye Kamu-Sen dahil diğer emek örgütleri bütün üyeleriyle katılım sağladı ve bir milyonun üzerinde emekçi bir gün iş bırakarak hayatı durdurdu. Eylemden önce tehditlerde bulunan hükümet, eylemden sonra emekçilerin birleşik tepkisi karşısında sessiz kaldı. Bazı iş kollarında çalışanlara soruşturmalar açıldı ancak, bunlar da geri çekildi.

DAMGASINI VURAN BAZI GELİŞMELER
-ATV ve Sabah’ın bağlı olduğu Turkuvaz Medya’da haftalarca süren grev başladı.
-1 Mayıs resmen tatil ilan edildi.
-1977 kanlı 1 Mayısı’ndan sonra KESK ve DİSK ilk defa Taksim’e çıkabildi.
-Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu olan Türk-İş, kendisine üye işçiler tarafından sık sık ‘üyene sahip çık’ sloganıyla tepki aldı.
-KESK’e 28 Mayıs’ta büyük bir baskın düzenlendi. Çok sayıda yönetici ve üyesi gözaltına alınarak, tutuklandı.
-Eğitim Sen’in 4-5 Haziran Ankara yürüyüşüne polis müdahale etti, 10'u aşkın emekçi yaralandı.
-‘Tam gün yasa tasarısı’ TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda kabul edildi,
-Özel İstihdam Yasası işçi örgütlerinin tepkisi üzerine kısmen veto edildi.
-Türk-İş, Toplu İş Sözleşmesi'nde (TİS) anlaşma sağlanamaması üzerine 1 saatlik iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Türk-İş yönetimi eylemin ardından, hükümetin sefalet zammına ‘evet’ diyerek sözleşmeyi imzaladı.
-Ev içi kadın işçiler örgütlenmenin adımlarını attı,
-Mağdur edilen TOKİ işçileri yapılan inşaatların çatısından intihar etme gibi değişik eylemlere girişti,
-Anayasa Mahkemesi, kamu emekçilerinin sendika aidatının devlet tarafından ödenmesini düzenleyen kanun hükmünde kararnameyi iptal etti.
-Kot kumlama işinde ölümler devam etti.
-CHP’li bazı belediyelerde işçilerin sözleşmesi feshedildi, işler CHP’ye yakın şirketlere ihale edildi.
-Emekliler açlık grevlerine gitti.
-Ataması yapılmayan öğretmenler sık sık Ankara yolunu arşınladı.
-İşyerlerinin özelleştirilmesine ve ücretlerinin düşürülmesine karşı çıkan on binin üzerinde TEKEL işçisi Ankara’ya yürüdü. Polisin şiddetli saldırısına maruz kalan işçiler eylemlerine devam ediyor,
-Eczacılar hükümetin ilaç politikası nedeniyle kepenk kapattı,

KESK: SALDIRILAR DEVAM ETTİ
2009 yılını değerlendiren KESK Genel Başkanı Sami Evren, hükümetin emekçilerin bütün mücadelelerine olumsuz yanıt verdiğini söyledi. Evren, sendikal hak ve özgürlükler konusunda siyasi iktidarların ve küresel sermayenin saldırısının devam ettiğini belirtti.

DAHA DİRENGEN BİR YIL OLDU
Yaşanan bütün olumsuzluklar karşısında 2009 yılında daha direngen bir mücadelenin de buna paralel olarak ortaya çıktığını ifade eden Evren, iktidarın saldırısı karşısında geriye çekilen bir emek hareketi değil, buna cevap veren bir emek hareketi olduğunun altını çizdi. 2009 yılında emekçilerin güçleri oranında buna çok ciddi tepkiler örgütleyebileceklerini kanıtladıklarını ifade eden Evren, gerçekleştirilen ortak eylemlerin hak alma mücadelesinin önümüzdeki dönemde daha da artacağına işaret ettiğine dikkat çekti. 89 bahar eylemleriyle 25 Kasım sonrası Türkiye’deki emekçi mücadelesinin benzer yanlarının olduğunu ifade eden Evren, “Hak kayıpları devam etmekle birlikte 2009’u itirazların da yükseldiği bir yıl olarak değerlendirebiliriz” dedi. Evren, emek ve demokrasi mücadelesinin ortaklaştırılmasında 2009 yılında zaman zaman doğru sonuçlar aldıklarını kaydetti.

‘SALDIRILARI SAVURDUK’
2009 yılında da KESK’e yönelik çok yoğun bir şekilde baskıların gerçekleştiğini hatırlatan Evren, KESK’in bu yönelmeleri geri savurmayı bildiğini söyledi. Evren, bütün baskılara, ‘KESK çözülüyor’ beklentilerine rağmen, örgütlülüklerini koruyarak büyüttüklerini ve direnişi ördüklerini söyledi.

TMMOB: İSTİHDAM ALANLARI YARATILMADI
2009’da krizin faturasının emekçi kesimlere çıkartılmasının sonuçlarını kendilerinin de aynı şekilde yaşadığını belirten TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da, 2009’da işsizlik, düşük ücretlerle çalışma ve olumsuz çalışma koşullarının devam ettiğini ifade etti. Kamuda çalışan mühendisler, mimarlar ve şehir plancılarının 2009 yılında da açlık ile yoksulluk sınırları arasına sıkışan ücretleriyle yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldığını söyleyen Soğancı, “Mühendis, mimar ve şehir plancıları için kamuda ve özel sektörde çağdaş yaşamın gerektirdiği yeni istihdam alanları yaratılmadı” dedi. Meslek alanlarında istihdam politikaları, çalışma koşulları ve ücretler konusunda birçok olumsuzluğunu ifade eden Soğancı, “2009 yılında emeğin aleyhine politikalarının yanı sıra AKP İktidarının toplumun tüm muhalif kesimlerine karşı yürüttüğü sindirme politikaları Birliğimiz için de geçerli oldu” diye konuştu.

2009 DİĞERLERİNDEN FARKLI OLMADI
TMMOB’e ve üyelerine yönelik olarak çeşitli baskı örneklerini yaşadıklarını belirtene Soğancı, özellikle yerel düzeyde, çeşitli kurullarda yer alan ve siyasi rant kaygısıyla yapılan uygulamalara karşı çıkan Oda temsilcilerine yönelik baskıların yaşandığını kaydetti. 2009’un da önceki yıllardan farkı olmadığını dile getiren Soğancı, emeğin ve halkın aleyhine işleyen neo-liberal değişim sürecinin dünyada ve Türkiye’de her geçen gün etkisini daha fazla hissettirdiğini söyledi. Yoksullar daha fazla yoksullaştığını, kapitalizmin derinleşen krizinin emekçilerin sırtına daha çok yüklendiğini belirten Soğancı, “Ne yazık ki 2010 yılına da çok umutla bakamıyoruz. 2010 yılında beklentimiz, Kürt sorunu konusunun, ‘sözde açılım’ yaklaşımında olduğu gibi emperyalist senaryolara zemin oluşturan boyuttan çıkarılması, ülkemizde siyasal yaşamın demokratikleştirilmesi yönünde ivedi adımlar atılması yönündedir” dedi.

 

ANKET

Tüm Anketler