| |||||||||||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
TBB Çevre ve Kent Hukuku Kurultayı sonuç bildirisi açıklandı06 Haziran 2012, 01:30 Özer YILMAZ Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Kurultayı sonuç bildirisinde, ekolojik krize dönüşen çevre sorunlarının çözülmesinin, bütüncül politikaların uygulanmasıyla mümkün olacağı belirtildi. TBB Çevre ve Kent Hukuku Kurultayı sonuç bildirisi açıklandı Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Kurultayı sonuç bildirisinde, ekolojik krize dönüşen çevre sorunlarının çözülmesinin, bütüncül politikaların uygulanmasıyla mümkün olacağı belirtildi. TBB'nin 2 ve 3 Haziran'da Ankara'da düzenlediği Çevre ve Kent Hukuku Kurultayı'nın sonuç bildirisi açıklandı. Bildiride, çevre hakkına yönelen tehditlerin, tehlikelerin en önemli failinin kapitalist ekonomi olduğu öne sürüldü. Yaşamı ve bütün doğal varlıkları korumanın, hukukun üstünlüğünü ve yargı kararlarının uygulanmasını istemenin, doğayı tahrip edenlerle mücadele etmenin en başta gelen insanlık görevi olduğu vurgulanan bildiride, ''Sağlıklı çevrede, onurlu biçimde, özgürlük, eşitlik, adalet içinde diğer tüm canlılarla birlikte yaşama hakkına sahibiz'' ifadeleri yer aldı. Günümüzde ekolojik krize dönüşen çevre sorunlarının çözülmesinin, bütüncül politikaların uygulanması, etkin hukuksal ve idari düzenlemelerin geliştirilmesiyle mümkün olacağı vurgulanan bildiride, merkezi ve yerel yönetimlerin, çevre korumacı davranmak, anayasa ile yasalardaki sağlıklı ve dengeli çevrede yaşam hakkına ilişkin hükümlerin etkin uygulanmasını sağlamakla görevli olduğu belirtildi. Bildiride, şunlar kaydedildi: ''Ülkeye ve halka karşı sorumluluğumuz temelinde Türkiye Barolar Birliği olarak, Türkiye'nin dört bir yanında doğal ve kültürel değerlere yönelik talan ve hukuksuzluğa karşı tüm meslektaşlarımızı, barolarımızı, halkımızı, çevre ve ekoloji mücadelesinde dayanışmanın bir parçası olmaya davet ediyoruz.'' Av. Bülent Kaçar BİLDİRİ TAM METNİ; TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ ÇEVRE VE KENT HUKUKU KURULTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ 02-03.06.2012 Küresel sermayenin sınırsız kâr hırsının hukukun önüne geçtiği günümüzde yargı organı başta olmak üzere anayasal ve yasal tüm denetim mekanizmaları sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı aleyhine yok edilmektedir. Hukuk, haksızlıklara karşı mücadele eden insanların başvurdukları bir yol olmaktan çıkarılmakta; ekmeğini, suyunu, toprağını, kısacası yaşam hakkını savunan halk yeni yasal düzenlemelerle suçlu konuma düşürülmek istenmektedir. Gerçekte çevre hakkına yönelen bu tehditlerin, tehlikelerin en önemli faili kapitalist ekonominin kendisidir. Kapitalist ekonominin özünü insanın ve doğanın yağmalanması, ekonomiye tabi kılınması, özgürlüğün insanlara bir yanılsama sunulmasını oluşturur. Doğanın insanın emrinde sınırsız bir yağma alanı olması kapitalist anlayışın ve öğretinin doğal sonucudur. Çevreyi tehdit eden, çevre hakkına tecavüz eden bir diğer fail, kapitalist ekonomi ile işbirliği yapan, çoğu zaman kural tanımayan, çevresel değerleri, aç gözlü sermaye sahiplerine sunan siyasal iktidarlardır. Son zamanlarda ülkemizde gördüğümüz çevreye ve doğaya zarar veren hidroelektrik, nükleer ve termik santrallerin, maden ve taş ocaklarının işletilmesi gibi kirletici pek çok işletmeye engel teşkil eden, çevre koruma ilkelerinin ve çevre ile ilgili hukuk kurallarının değiştirilmesi, çevre ile ilgili uluslararası sözleşmelere aykırı kanunların yürürlüğe konulması, kapitalist ekonomi ile günümüzün siyasi iktidarı arasındaki işbirliğinin somut örnekleridir. Yaşamı ve bütün doğal varlıklarımızı korumak, hukukun üstünlüğünü ve yargı kararlarının uygulanmasını istemek, doğayı tahrip edenlerle mücadele etmek en başta gelen insanlık görevimizdir. Sağlıklı bir çevrede, onurlu bir biçimde özgürlük, eşitlik, adalet içerisinde, diğer tüm canlılarla birlikte yaşama hakkına sahibiz. Günümüzde ekolojik krize dönüşen çevre sorunlarının çözülmesi, bütüncül politikaların uygulanması ile etkin hukuksal ve etkin idari düzenlemelerin geliştirilmesi ile mümkündür. Merkezi ve yerel yönetimler, çevre korumacı davranmak ve Anayasa ve yasalardaki sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkına ilişkin hükümlerin etkin olarak uygulanmasını sağlamakla görevlidir. Hukukçuların, havasını, suyunu, toprağını ‘’doğrudan barışçı eylemlerle koruma ve direnme hakkını” kullanırken Hükümet ve şirketler tarafından baskı ve tehditlerle karşılaşan duyarlı yurttaşlara yaşamın her alanında destek olması kaçınılmaz bir gerçektir. Türkiye Barolar Birliği bu anlayışla ve sorumluluğunun gereği olarak 2-3 Haziran 2012 tarihinde Ankara’da “Çevre ve Kent Hukuku Kurultayı” düzenlemiştir. Ülkeye ve halka karşı sorumluluğumuz temelinde Türkiye Barolar Birliği olarak, Türkiye'nin dört bir yanında doğal ve kültürel değerlere yönelik talan ve hukuksuzluğa karşı tüm meslektaşlarımızı, Barolarımızı, halkımızı çevre ve ekoloji mücadelesinde, dayanışmanın bir parçası olmaya davet ediyoruz. Bu haber 1830 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |