ÖDP ve Dersim Gençlik Muhalefeti üyeleri tarafından yapılan anmaya Cevahir'in ailesi ile birlikte çevre halkı da katılım gösterdi.
Anma programı saygı duruşuyla başlarken, ‘Cevahir devrimci yolumuzda yaşıyor’, ‘Cevahir’den Özenç’e selam olsun Dev Genç’e’, ‘Mahir Hüseyin Ulaş kurtuluşa kadar savaş’ sloganları ile devam etti.
Anma, Gençlik Muhalefeti tarafından okunan metinde "yoldaşlara çağrımızdır; güneşe adım atmanın zamanıdır, şimdi mücadele zamanıdır. Mücadelemizi yükseltmekiçin GÜNEŞEDOĞRU ADIM ADIM İLERLEYELİM..." çağrısı ile son buldu.
Hüseyin CEVAHİR - 1 Haziran 1971
1947 yılında, Dersim‘in Mazgirt ilçesine bağlı Yeldeğen köyünde doğdu.
Yüksek öğrenim için Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesine girdi. Emperyalizme karşı yükselen gençlik mücadelesinin içinde önce TİP ardından FKF içerisinde yer aldı. 1969 yılında FKF‘nin Dev-Genç‘e dönüştüğü kongre sonucu Dev-Genç üyesi oldu.
Bu mücadele içinde Mahir Çayan ile tanıştı. 12 mart sonrasında THKP-C‘nin oluşum sürecinde yer aldı ve örgütün kurucularından oldu. Oluşturulan ilk genel komite‘de yer alarak, Doğu Anadolu bölge sorumluluğunu üstlendi.
THKP-C‘nin 1971 yılında başlattığı öncü savaşının ilk evresinde gerçekleştirlen merkezi eylemlerin içinde yer aldı. İstanbul‘da şehir gerillasının yaratılması amacıyla alınan karar üzerine buraya geçti. İşadamı Mete Has‘ın kaçırılması ve günlük gelirlerinin kamulaştırılması ile Elrom‘un tutsak alınması eylemlerine katıldı.
17 mayıs 1971‘de İsrail başkonsolosu Efraim Elrom‘u oturduğu apartmandan kaçırarak THKP-C‘nin 1 nolu bildirisinin yayınlanması üzerine, Nihat Erim hükümetinin kuşatma ve imha amaçlı olarak tüm İstanbul‘da başlattığı sokağa çıkma yasağı ve arama operasyonu sırasında, 29 mayıs 1971‘de Mahir Çayan‘la birlikte İstanbul-Maltepe‘de kuşatıldılar.
51 saat süren kuşatması sırasında güvenlik güçleri tarafından getirilen ve Kürtçe olarak yanındakini öldürüp teslim olmasını söyleyen amcasına "Töreye uyar mı bu dediğin" diyerek cevap verdi. Kuşatma 1 Haziran sabahı keskin nişancı, deniz binbaşı Cihangir Erdeniz‘in, perde arkasında nöbet tutan Hüseyin Cevahir‘i vurması ile son buldu.
Binanın arka tarafından merdivenler ile içeri giren polisler, düştüğü yerden ateşi sürdüren Hüseyin‘i kurşun yağmuruna tuttular. Evin rehin alınan kızı Sibel Erkan, Mahir ve Hüseyin‘in eşyalardan yaptıkları siperin arkasında olduğu için çatışmadan yara alamadan kurtulurken, polisler yerde yatan Cevahir‘in vücuduna ateş etmeye devam ediyorlardı. 23 kurşunla delik deşik edilmiş Hüseyin Cevahir‘in vücudu Süreyyapaşa Sanatoryumuna kaldırılırken Mahir Çayan ağır yaralı olarak yakalandı.