Likya Haber Gazetesi, Kalkan, Kaş Antalya Haberler
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

EN ÇOK OKUNANLAR

HABER ARA


Gelişmiş Arama

BU GÜNÜN MANŞETLERİ...

manşetler

SON DAKİKA HABERLERİ....

EKŞİ SÖZLÜK...






CANLI TV İZLE...

YAKINDA...

ÖZELLEŞTİRMELERE HAYIR!

ALEXA

Alexa Certified Traffic Ranking for www.likyahaber.net

SİTEYE GELENLER

free counters

ÇEVRİMİÇİ

Kendisi iddianamede fikirleri iktidarda...

Kendisi iddianamede fikirleri iktidarda...

Tarih 05 Ocak 2012, 14:25 Editör Özer YILMAZ

Kendisi iddianamede fikirleri iktidarda...

Kendisi iddianamede fikirleri iktidarda...

12 Eylül Darbesi yargılanmıyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 12 Eylül Askeri Darbesi'ne ilişkin soruşturması tamamlandı. Hazırlanan iddianame ise 12. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İddianamede dönemin komuta kademesinde olan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya için ağırlaştırılmış müebbet istendi. Sol partiler durumu BirGün'e değerlendirdi.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Türkiye Komünist Partisi (TKP) ve Emek Partisi (EMEP) başkan ve sözcüleri konuyla ilgili değerlendirmelerinde 12 Eylül düzeniyle hesaplaşılmadığını aksine söz konusu düzenin AKP döneminde katmerlendiğini söyledi.

ÖDP Genel Başkanı Alper Taş: Darbeciler yargılansınlar tabii, ama ortada gözden kaçırılmaması gereken bir tablo var. Onların yargılanıyor oluşu 12 Eylül düzeninin yargılanması manasına gelmiyor, çünkü 12 Eylül aslında sürüyor. İçeride 100 gazeteci, milletvekilleri, öğrenciler; düşüncelerinden, yazdıklarından dolayı içeride olan insanlar var. Siyasi anlamda 12 Eylül sürüyor. Ekonomik anlamda da 12 Eylül’ün önünü açtığı piyasacı düzen katmerleşerek devam ediyor. Emperyalizmle bağımlılık ilişkileri daha da pekişmiş durumda. Yüzde 10 barajıyla oluşturulmuş bir meclis yapısıyla karşı karşıyayız hala. Dolayısıyla 12 Eylül’le hesaplaşmak bir yana, tam tersine 12 Eylül mantığının AKP eliyle yenilendiğini ve sürdürüldüğünü görüyoruz. Buradaki paradoks şu: Bir tarafta darbeciler yargılanıyor ama darbecileri yargılayan Türkiye demokratikleşmiyor. Bu paradoksu görmemiz gerekiyor, bu yargılamanın köklü bir demokratikleşme zemini yaratabileceğini düşünmüyoruz.

12 Eylül referandumunda, maddelerin tek tek oylanması halinde darbecilerin yargılanmasının önünü açan maddeye olumlu oy vereceğimizi, ama paket olarak gelirse ret oyu vereceğimizi açıklamıştık. Bu paketin 12 Eylül’le bütünlüklü bir hesaplaşma içermediğini söylemiştik. Referandumdan sonra da gördüğümüz gerçek şudur ki, Türkiye daha da otoriterleşti. Demokrasi kriterleri güçlenen bir Türkiye değil, aksine basılmamış kitapların bile yargılandığı bir ülke haline geldi. Dolayısıyla 12 Eylül’ü gerekçelendiren siyasi hukuki ekonomik altyapı bugün de değişik biçimlerde sürüyor.

TKP MK üyesi Erkan Baş: AKP'nin yargıdaki ağırlığıyla sürdürdüğü sindirme ve siyasi alanı daraltma operasyonlarına hız verdiği bir dönemden ortaya çıkan iddianame, AKP'nin faşizan politikalarını sürdürürken meşruiyet elde etmeye çalışacağını ve 12 Eylül'ün programını uygulamaya devam edeceğinin işaretidir.

Odaklanılması gereken nokta; 12 Eylül'ün de gerçek anlamını hatırlamak. 12 Eylül darbesi sadece hayatlarının son dönemine gelmiş 2 generalle sınırlı değil, 12 Eylül bir eylem ve program bütünlüğüne sahipti.

Örneğin 12 Eylül ABD ve NATO'nun desteği ile gerçekleşti. Bu neden önemli, bugün AKP ile birlikte bu ilişki güçlenerek sürüyor ve ülkemiz ABD adına komşularına saldırmaya hazır hale getirildi.

12 Eylül, sermaye sınıfının desteği ile ve onun ihtiyaçlarına uygun bir müdahaleydi. AKP'nin Türkiye'ye müdahalelerinin ana hattı da budur.

Özetlersek 12 Eylül sola ve işçi sınıfına karşı yapıldı. 12 Eylül'e “Türk-islam” sentezi adı altında ideolojik bir tahribata neden oldu. 12 Eylül'den Kürt halkının payına da işkence, asimilasyon ve inkar düştü. 12 Eylül'e giden süreçte Alevilere dönük büyük katliamlar düzenlendi. 12 Eylül ile yürütmenin gücü aşırı şekilde arttırıldı. 12 Eylül ile özelleştirmelerin önü açıldı. 12 Eylül dendiğinde aklımıza ilk gelenler arasında anti-demokratik yasalar, yüzde 10'luk seçim barajı ve zorunlu din dersi gibi uygulamalar, YÖK gibi kurumlar geliyor.

Bunların hepsi AKP iktidarında katmerlenerek devam eden uygulamalardır.
12 Eylül yıllarında Türkeş'in “Biz içerideyiz, fikirlerimiz iktidarda” dediği söylenir. Bugün faşist Kenan Evren'in de aynı şeyi söyleyebileceğini düşünüyorum. 12 Eylül'ü yapanlar bırakın yargılanmayı ceza alsalar bile fikirleri iktidardır.
 
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan: 12 Eylül hukuksuzluğunun yargı önüne çıkarılması önemlidir, ama ben darbecilerin hakkaniyetle yargılanacaklarını düşünmüyorum. Darbenin sorumlularından bugüne kadar hayatta kalan iki komutan var. Ama tek başına bunlar mıdır sorumlu olan? Bu emri verenler, 12 Eylül öncesi darbeye zemin hazırlamak üzere derin devlet ilişkilerinde yer alanlar…O dönemde yaşanan bütün antidemokratik uygulamaların açığa çıkarılması, bunlarla hesaplaşılması ve bundan sonra Türkiye’nin bir daha böyle bir şey yaşamaması için gerekli tedbirlerin alınması gerekir. Ama bakıyoruz, sadece göstermelik. Savcılar ifade aldığında basına da yansımıştı, Evren ve Şahinkaya’ya sorulan sorular, onların siyasi savunmalarını almak üzere oluşturulmuş sorular gibiydi.

Bir de şu var: Diyelim ki geçmişteki bu karanlık olaylar açığa çıkarılıyor, o zaman bugün artık böyle şeylerin yaşanmaması gerekmiyor mu? Ama bakıyoruz, bugün de aynı karanlık işler yaşanıyor, antidemokratik uygulamalar devam ediyor. O dönem 12 Eylül uygulamalarını ve paşalarını eleştirmek suçtu, bugün de AKP hükümetini ve politikalarını eleştirmek suç. Gazeteciler, sendikacılar, siyasetçiler, aydınlar, üniversiteler için bir sınır çizilmiş. Bu sınır içinde kalırsanız amenna, ama sınırın dışına çıktığınız an gözaltına alınıp tutuklanıyorsunuz. Dolayısıyla 12 Eylül uygulamalarının bugünkü versiyonları devam ederken, bir 12 Eylül hesaplaşmasının olabileceğine inanmıyorum. Bu konudaki samimiyetin bugünkü uygulamalarla gösterilmesi gerekir, ama bugünkü uygulamalara bakıldığında tecrübeyle sabittir ki yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.

Dolayısıyla o döneme dair yargı sürecinin işletiliyor olması önemli, ama bunun göstermelik bir demokrasi perdesi olacağını düşünüyorum. Emek ve demokrasi güçleri de bu perdenin bir parçası olmamalıdır.

KİM NE DEDİ!
‘İntihar ederim’ dedi ama Etmedi
Dönemİn Genelkurmay Başkanı Kenan Evren yargılanması halinde intihar edeceğini söylemişti. Evren ayrıca, yalnızca kendisinin değil dönemin TSK görevlilerinin tümünün yargılanması gerektiğini de söylemişti. Evren, Geçici
 
15'inci Madde'nin kaldırılmasından önce şöyle konuşmuştu:
12 Eylülü halk desteklemiştir. Yüzde 92 oy bunun kanıtıdır. Şimdi aynı yolu kullansınlar, halka sorsunlar, diyorum. Eğer halk evet der, geçici 15. maddeyi kaldırırsa, o zaman hiç yargılamaya da gerek yok, ben intihar ederim!
(...) Mevzuatımızda bir hüküm daha vardır, eğer amir, kanunsuz emir verirse o emri yerine getiren de suçlu olur. Ama 12 Eylülde bir tek subayın bile itirazı olmamıştır. Genelkurmay Başkanından, kuvvet komutanlarından bölük komutanlarına kadar, emirler itirazsız uygulanmıştır. Eğer bu suçsa o dönemde TSKda görevli bütün subayların suçlu sayılması gerekir. Bir tek benim yargılanmamla da olmaz. Ama dediğim gibi, bunu halka sorsunlar.”

Bu haber 1629 defa okunmu?tur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

TOPLUMSAL YAŞAM

YEGANE YOL

YEGANE YOL SOSYALİZM DÜNYAYI KURTARMAMIZI SAĞLAYACAK YEGANE YOLDUR...

"BİRDE UTANMADAN 'BELEDİYE BAŞKANLIĞI' İSTİYORLAR"

"BİRDE UTANMADAN 'BELEDİYE BAŞKANLIĞI' İSTİYORLAR"
********FARKIN NE****************23 Şubat 2014

HAVA DURUMU

Detaylı bilgi için resmin üzerine tıklayın.

ANKET

sence; KALAMAR TAVA MI MEZE Mİ?






Tüm Anketler

GOOGLE TERCÜME



Copyright © 2005-2012 www.likyahaber.net Tüm hakları acaip bir şekilde saklanmıştır. Kopye eden fena olur!... demedi demeyin... editör-özer yılmaz/elk.mühendisi-yıldız teknik üniv. POSTA ADRESİMİZ; haber@likyahaber.net
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapy: MyDesign Haber Sistemi


porno izle