İşbirlikçi, yandaş, amerikancı medya haberi “Deniz Gezmiş’in üssüydü, şimdi NATO üssü” diye veriyor, aklı sıra ironi yapıyor.
Bakalım öyle mi?
Evet, 31 Mayıs 1971 12 Mart Açık Faşizminin doruğa tırmandığı günlerdi.
Malatya Kürecik Amerikan-NATO Radar Üssü yakınlarında konuşlanan Sinan Cemgil ve arkadaşları 30 Mayıs gecesi baskın yediler.
Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan baskında vurularak öldürüldüler.
Amaçları Kürecik NATO Radar Üssünü basarak 16 Mart 1971 günü yakalanan Denizlerin mahkeme sürecine müdahale etmekti.
Çevre köylerden İnekli Köyü Muhtarı rahat durmadı, Sinanları ihbar etti.
Yenildiler.
Ya sonra,
Binler, on bin oldu, yüz bin oldu…
Ardından gelenler, Sinanlar için yakılan “Nurhak sana güneş doğmaz” dizeleri ile yürüdüler,
Bir daha kalkıştılar, bozuk düzene karşı,
Bazen,
“Gürbüz bir ölümdür dağlarda, bizim arkadaşların ki…”
Mısraları ile bilendiler, umutlandılar, cesaretlendiler…
Bazen,
“Ege Denizi kararınca, dağlar uykuya dalar, o simsiyah ovalarda isyan ateşi yanar…”
“Hayat denilen kavgaya girdik, çelik adımlarla yürüyoruz…”
Marşları ile kükrediler.
Bazen,
“Vur ulan köpek dölü, vurduğun her bir ölü canlanır çiçek açar…”
Türküsü ile ölümü umursamadılar.
Sinanlar, Nizamettin Orhangazi oldu, Özenç oldu, Hıdır oldu, İlyas oldu, Zeki Yumurtacı oldu…
O büyük günü beklediler…
Ölüme “O büyük geldiğinde” diye başlayan
 “Nasırlı ellerce yaratılan o görkemli bayrama, hiç kimse fark etmeden ben de katılacağım…”
Sözcükleri ile gittiler…
Bir daha yenildiler…
Şairin de dediği gibi,
“Yenenler,
yenilenlerin. Dikişsiz, ak gömleğinde sildiler kılıçlarının kanını…”
Avuçlarını ovuşturdular, bu iş bitti dediler.
“Artık küreselleştik.” dediler.
“Komşularla sıfır sorun politikası” izleyeceğiz dediler.
Ama
Akdeniz’in ılık sularını kızıştırma amacında olduklarını,
“Muhteşem Süleyman” dizisinin müptelası olduklarını saklayamadılar.
Takke 40 yıl sonra yine Malatya Kürecik’de düştü.
Düştü, düştü amma velâkin,
Orada toprağa düşen bir tohum da vardı.
Tıpkı,
“Tohumlar düştü toprağa, karıştı yeşil yaprağa..”
Ağıtında olduğu gibi,
Ve dün ajanslara düşen aşağıdaki haber, yoldaşların boşuna ölmediklerini atılan tohumun kırk yıl sonra bir kardelen çiçeği gibi filizlendiğinin bir habercisi idi sanki…
“Malatya Kürecik bölgesi halkı, köylüleri ne Kürecik’de ne de başka bir yerde Bir NATO üssü istemediklerini, buna her zaman karşı çıkacaklarını vurguladılar…
 NATO füze savunma mimarisindeki erken uyarı radarının kurulacağı Kürecik bölgesindeki köy muhtarları tepki için eylem kararı aldı. Kürecik Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile bazı sivil toplum örgütleri ve Kürecik bölgesindeki köylerin muhtarları, Kürecik Cemevi'nde bir araya gelerek toplantı yaptı.
Toplantı sonunda füze kalkanını protesto etme kararı alan köy muhtarları, 2 Ekim'de bölgeye yürüyüş düzenlenmesi ve eylemlerin artırarak devam ettirilmesini kararlaştırdı. Toplantıya başkanlık eden Hüseyin Hazar, radar sisteminin Kürecikte veya bir başka yere kurulmasını asla istemediklerini ifade ederek, buna engel olmak için çaba harcayacaklarını söyledi. Hazar, yapılacak toplantıdan çıkan sonuca göre şeklini belirleyecekleri eylem kapsamında 2 Ekim 2011 tarihinde radarın kurulacağı yere kadar yürüyeceklerini açıkladı. Kürecik Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı İbrahim Duman da ABD ve İsrail'in isteği doğrultusunda bölgeye kurulacak olan radar sistemi nedeniyle geniş bir alanın radyasyona maruz kalacağını iddia etti.
Kürecik bölgesindeki 28 köy muhtarı adına konuşan Gürkaynak Muhtarı Ali Gürkaya ise Kürecik'e bir NATO Tesisi kurulmasına her zaman karşı çıkacaklarını vurguladı."  

Tohumlar düştü toprağa
Karıştı Tohumlar düştü toprağa
Karıştı
 

sence; KALAMAR TAVA MI MEZE Mİ?

kalamar "MEZE" dir.
kalamar "TAVA" dır.
yok ben yemem, haber "DOĞRU"
yiyen yemiş. Ama ben "ODUNUM"
haber yalan. bende YİCEM.