| |||||||||||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
"Çevre siyasetini daha yüksek sesle yapmak durumundayız"14 Şubat 2011, 14:13 Özer YILMAZ Antalya'da yapılmak istenen HES projelerini durdurmak için faaliyet yürüten çevre hareketi Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTDK) Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz ile görüştük. "Çevre siyasetini daha yüksek sesle yapmak durumundayız"Antalya'da yapılmak istenen HES projelerini durdurmak için faaliyet yürüten çevre hareketi Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTDK) Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz ile görüştük. Antalya ve çevresindeki illerde HES’ler hangi ilden başladı ve hangi ilde ne kadar HES projesi var? Mücadeleniz ne zaman başladı? Şu anda Antalya’da inşaatı başlayan 3 yer var: Alakır Vadisinde 2 HES inşaatı (şu an davalık) ve Akseki, Gümüşdamla’da 1 HES inşaatı var (dava açılmak üzere). İlk toplantıyı Kumluca Alakır vadisinde yapma kararı aldık ve 15 köyün temsilcileriyle köyde toplandık. Alakır’da ilk toplantıyı yaptığımız akşamın ertesi gününde şirket 3. HES için köye geldi, ancak köylüler bölgeye onları sokmadılar. Gümüşdamla’da da ilk inşaat başladıktan sonra köylülerle birlikte çalışmaya başladık ve 3 ay sonra 2. HES için köye gelenleri köylüler yine bölgeye sokmadılar. Biz Platform olarak derelerin listesine göre bölgelere ulaşmaya gayret ettik, Finike Gökbük köyünde toplantı yaptık ve 2 adet HES ile ilgili bilgi verdik. Şu an köylüler bilinçli ve köye sokmama kararı aldılar. Gömbe Uçarsu ile ilgili ilk toplantıya Gömbe, Kaş ve Akçay Belediye Başkanları katıldı ve şimdi tüm bölge insanları mücadeleye hazırlar. Gömbe, Kaş ve Akçay Belediye Başkanları, 15 köy muhtarı ve tüm köyler birlik olmuş durumda. Köprülü Kanyon Milli Parkı içindeki köylere gittik. Köylüleri bilgilendirdik. Şu anda bölgeden Belek’te 500 fıstık çamı kesilerek yapılan golf sahalarına su yetmediği için yerleşim yerleri bahane edilerek su alınmak isteniyor. Raftingciler hem HES, hem de su alımına karşılar. 2 Şubat 2011’de bölgede köylüler ve raftingcilerle beraber basın açıklaması yaptık ve dava açacağız. Antalya Korkuteli Sülekler’de yapılmak istenen HES’e karşı köyde bilgilendirme toplantısıyla çalışmalara başladık, iki kez köye çalışmaya gelen şirketi köylüler sokmadı, dava açtık, yürütmeyi durdurma kararı alındı. Antalya Kaş Kıbrıs Deresi’ne HES için 4 Şubat günü ÇED toplantısı istendi. Bizler o gün köylülerle birlikte basın açıklaması yaptık ve ÇED toplantısı yapılamadı, çünkü köylüler toplantıya girmedi. Meşhur Kıbrıs Kanyonu (5 yıl önce günlerce yanmıştı) çok önemli bir biyolojik çeşitlilik alanı ve Av ve Yaban Hayatı Gelişme Sahasıdır. "Akdeniz gibi sıcak bir coğrafyada HES yapmayı düşünenler, köylülerin ölüm kalım savaşı verdiği gerçeğini iyi anlamalılar. Köylüler bu gerçeği biliyor ve daha duyduğu anda ayağa kalkıyor." ÇED yönetmeliği ve halkı bilgilendirme toplantıları neler sunuyor? Fakat özellikle madencilik ve enerji faaliyetlerinde paylaşma-yağma ortamını engellediği için yönetmelik kullanılamaz hale getirildi. Başlangıçta bilgilendirme toplantılarına katılan ve kaygılarını dile getiren halkın itirazlarını dikkate alacak maddeler mevcuttu. Ancak şu anda halk sadece dinlemeye gelen ve dinlediği için onaylamış olması gereken kişiler durumuna getirildi. Yani halkın toplantılara katılması ve katılımcılık anlayışı tamamen ortadan kaldırıldı. Dolayısıyla şu an şirketin işlerini yapması için bir prosedür anlamı taşıyor. HES’lere karşı nasıl bir hukuki mücadele veriliyor? Yeterli oluyor mu? Hiçbir HES mücadelesinde artık hukuk tek başına yeterli değil, hukuk ve halk mücadelesi birlikte verilirse sonuç alınıyor. Şu ana kadar açılmış tüm davalarda yürütmeyi durdurma kararları alınıyor. Bu kararlar da hükümeti rahatsız ediyor. Bu nedenle de yeni bir yasa çıkarıldı. Yeni çıkan YEK Yasası’nın içine çok sinsi bir şekilde HES’ler de konuldu. Yine hükümetin tasarı olarak hazırlayıp çıkarmak için uğraştığı Tabiat ve Biyolojik Varlıkları Koruma Yasası adı altında doğayı katledecek bir tasarı var. Şu an geri çekilmiş durumda. Ancak bizler; “Bu yasaları hiçbir zaman çıkartmayacağız ve vadilere sokmayacağız” diyoruz. Sülekler deneyimini önemsiyorsunuz, bunu bizimle paylaşır mısınız? Köylüler HES yapılacak yere çadır kurma kararı alarak bir çadır kurdular ve günlük 5 kişiyi nöbetçi bıraktılar. Bu nöbetçiler gün boyu bölgeyi gözaltında tuttular. Platform olarak “Dereler Ankara’ya Akıyor” kampanyası düzenledik. 15-16-17 Haziran 2010 tarihleri arasında Ankara’da TBMM, KESK, DİSK, HAKİŞ, TÜRKİŞ, TESK, TTB, Türkiye Barolar Birliği gibi kuruluşlara 3 günlük ziyaret düzenledik. HES'lerin zararları ve neden istenmediği aktarıldı. Bölgedeki basın açıklaması kalabalık halk desteği ile yapıldı. Şirket çalışanları etüt yapmak üzere bölgeye geldiğinde, nöbetçiler halka “geldiler” diyerek haber ulaştırdılar ve halk şirketi bölgeye sokmadı. Şirket tekrar bölgeye geldiğinde ise arbede yaşandı, muhtarın kayınpederi ve oğlu jandarma tarafından tartaklandı. Muhtar ifadeye çağrıldı, neredeyse tam gün adliyede ifade için muhtar bekletirken, platform üyeleri ve köylüler de karakolda önünde toplu olarak beklediler. Yani şirket iki kez köye girmeye kalktı ama başaramadı. Son olarak açılan davada yürütmeyi durdurma kararı alındı. Yakın zamanda “Sülekler mücadelesi nasıl kazanıldı” başlığı ile detaylı ve fotoğraflı olarak bir mücadele belgesi hazırlanacak. Kısa vadeli kazanımları kaybetmemek ve büyütmek için neler yapılmalı? Türkiye Komünist Partisi'nin Cepheleşme Çağrısı’nı nasıl değerlendiriyorsunuz? Süreci iyi takip etmek ve birliktelikleri sürdürmek bu açıdan çok önemli… Konuyla ilgili gidişattan kaygı duyanların çözüm için de bir araya gelmesi çok önemlidir. Bu konuda TKP nin Cepheleşme çağrısı var. Biz çevrecilere de geldiler. Bizler bu çağrıya şöyle destek vermekten yanayız. Biz çevre hareketinde yer alanlar olarak öncelikle kendi alanlarımızda paylaştığımız değerlerle cepheleşmede yer almalıyız. Bizler çevre hareketinin özgün değerleriyle o cephede yerimizi almalıyız. Diğer bir kuruluşun uzantısı gibi görülmek yerine çevre hareketi olarak bulunmalıyız. Büyük cephenin ancak bütün mağdurların bir araya gelmesiyle güçlü olacağı kanaatindeyiz. HES, kentsel dönüşüm, emek sömürüsüne uğrayan mağdurlar, işsizler, yoksullar hep birlikte bir arada olmalıyız. Şu an onlarca, yüzlerce köy, onlarca, yüzlerce dernek, sayısız aktivist ve sayısız doğa tarafında olan insan, doğayı korumak için mücadele veriyoruz. Ama bizim istek, arzu ve çağrılarımızı o mecliste (TBMM) seslendiren hiç kimse yok. Bu aşamada gördüğümüz çok önemli bir gerçek var, artık Türkiye'de çevre siyasetini daha yüksek sesle yapmak durumundayız. Mağdurlar, yoksullar, anti-nükleer hareket, çevre hareketi, kadın hareketi, işsizler meclise girmeli!. Bu haber 1688 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |