| |||||||||||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
AMERİKALILAR PATARA'DA PETROL MÜ BULDU20 Ocak 2011, 22:16 Özer YILMAZ Patara'da yapılan hazırlıklar son hızla devam ederken Amerika'dan gelen haberlere göre Solarz'ın ardından Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Cliff Stearns de Patara'daki gelişmelere sahip çıkan bir konuşma yapıyordu. AMERİKALILAR PATARA'DA PETROL MÜ BULDU Patara'da yapılan hazırlıklar son hızla devam ederken Amerika'dan gelen haberlere göre Solarz'ın ardından Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Cliff Stearns de Patara'daki gelişmelere sahip çıkan bir konuşma yapıyordu. Florida milletvekili Stearns, 16 Mayıs 2006’da Cumhuriyetçilere yönelik yaptığı konuşmada dile getirdiği; “Amerikan Demokrasisinin kökeni, bin 800 yıl ve 7 bin mil uzakta, Patara’da” sözleriyle bu kez 'Amerikan anayasasına ilham olmasının yanında, Ortadoğu'ya yerleştirmeye çalıştıkları demokrasi fikrinin de Patara'ya dayandırıyordu: "Atalarımızın bu düşünce ve görüşleri, şu an bize eski ve yabancı gelebilir. Ama biz bu kongrede her gün federalizm ile ilgili sorularla yüz yüze kalıyoruz. Bir ülkenin federalist sistemi gücünü merkezi yetkinin ve anayasasının politik parçaları arasında paylaştırır... Irak’a ve diğer Orta Avrupa ülkelerine demokratik bir sistem geliştirmeleri konusunda yardım ederken veya eski Sovyet ülkelerinin burjuva demokrasisine öğütlerde bulunurken, bir yandan da dünya üzerindeki demokrasinin doğası ve Likyalılar hakkında tartışıyoruz. Irak’taki demokrasiye rehberlik ederken edindiğimiz deneyimler, bu tarz bir demokrasinin çabuk sonuç alınan bir demokrasi şekli olmadığını gösteriyor. Antalya’daki arkeoloji profesörü Fahri Işık’a, Gül Işın’a, Patara bölgesini keşfeden Havva İşkan Işık’a, Likyalıların hükümet üzerindeki etkisine dikkat çeken James W. Müller’e, beni Patara’daki buluntularla tanıştıran Robert’e (Livingstone) ve en önemlisi çalışmalarından dolayı Prof. Işık’a teşekkür etmek istiyorum." PATARA OİL&GAS LLC! Steanrs'ın açıklamalarıyla zamanlama açısından denk düşer mi bilinmez ancak bu arada içinden 'Patara' geçen ABD kaynaklı bir başka bilgiye daha ulaşıyorduk. Houston’da kurulan bir petrol şirketi Patara adını kullanarak antik kentte bulunan tarihi deniz fenerini kendisine logo yapıyor, bu ilginç gelişme konuyu dikkatle izleyen az sayıdaki insan arasında“Amerikalılar Patara’da demokrasi ararken petrol mü buldular?” esprilerine neden oluyordu. Amerikalı Petrol şirketinin logo olarak seçtiği Patara Deniz Fenerinin, dünyanın en eski deniz fenerinin olduğu iddia edilmesi bir yana 'Patara Oil & Gas LLC' adıyla kurulan firmanın resmi web sayfasında, doğal gaz ve ham petrol üretiminin yanı sıra teknik destek hizmeti verdiği de belirtiliyordu. Bill Berilgen, Charles Richardson ve Lane Kincannon’un yönetimindeki firmanın Texas ve Colorado gibi eyaletlerde temsilciliği bulunduğu da verilen bilgiler arasında yer alıyordu. Patara Gas&Oil Company şirketine elektronik posta yoluyla ulaşıp kendilerine neden bu adı seçtiklerini, ayrıca Patara'daki deniz fenerini logo olarak seçmelerinin nedenini soruyor, ancak herhangi bir yanıt alamıyorduk. AMERİKALI SENATÖR GELDİ, GEZDİRDİM PATARA'YI Amerika cephesinde dostluk ve demokrasi rüzgarları eserken Patara Kazı Başkanı Prof. Dr. Fahri Işık da yaptığı konuşmalarda Amerika’nın buna inandığını sıklıkla vurguluyordu. söylüyor. Işık, 27 Ocak 2007 tarihinde Tarihi Kentler Birliği toplantısı için Kaş’a gelen yüzden fazla belediye başkanı ve sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldığı Patara gezisinde, antik tiyatroda yaptığı konuşmada büyük bir özgüven içinde Amerikalıların Patara'dakiprojeye nasıl inandıklarını anlatıyordu: “Amerikalı senatör geldi, gezdirdim Patara’yı. Amacı tiyatroya yardım etmek. Meclisin önündeyiz, ben meclisi anlattım. ‘Meclisin Amerika için de bir önemi vardır’ dedim. ‘Ne’ diye sordu. Dedim ki, ‘sizin anayasanız Likya Anayasası’ndan etkilenmiş.’ Şaşırdı ve iki ay sonra yeniden geldi. 1780’li yılların zabıtlarını bulmuş. Zabıtlardaki bazı cümlelerin altını Hamilton ve Madison hep çizmişler. Bu cümlelerde hep ‘Likya Birliği’ geçiyor. Neden? Çünkü onlardan 520 yıl önce yasaların ruhu üzerine bir kitap yazıyor ünlü Fransız aydınlanmacı Montesquieu. Amerika’daki ve kendi zamanına kadarki bütün demokrasileri inceliyor. En son diyor ki ‘biri bana dese ki en iyi demokrasi hangisi, ben de derim ki Likya Birliği Demokrasisi.’ İşte Madison ve Hamilton bunu okumuşlar. Montesquieu bunu dediğine göre bu demokrasiyi bir inceleyelim demişler. AMERİKALI PATARA'DA BİR KÖK BULDU, BUNA SARILDI Amerika inandı buna… Amerikalı, tutunacak yani kendi kültürünü oluşturacak bir kök buldu burada ve buna sarıldı. Biz şimdiye kadar yazdık da ne oldu? Bütün Türkiye’deki arkeologlar yazsa ne olacak? Derler ki, hayır canım en iyi demokrasi Atina Demokrasisi. Çünkü bunu herkes öyle biliyor… Amerikalılar Patara’da bir etkinlik yaparlarsa ve bütün dünya bunu öğrenirse, o zaman ben de şunu söyleyeceğim: ‘Hani Atina’ydı en iyi demokrasi! Hani bugünkü AB, ABD, hani bugünkü Batı demokratik yöntemini Atina’ya borçluydu!’ Bırakalım sanatını bırakalım kültürünü… Batı demokrasisinin temelinde bile şu mecliste toplanan insanların verdiği kararlar var. İşte budur bizim geleceğe yönelik turizm hedefimiz... Şurayı restore ettikten sonra herkese diyebilmeliyiz ki, bakın işte bu Montesquieu’nün sözü bakın bu Hamilton ve Madison’ın meclise yönelik tutanakları... Bakın bu Amerika anayasası ve bakın burası Patara!" AMERİKALILAR'IN 1985'TEKİ PATARA GEZİSİ Patara konusunda estirilen rüzgar okyanus ötesinde karşılık bulurken, daha önce sözünü ettiğimiz 27 Mart 2006 tarihinde Washington’daki Mandarin Oriental Otelinde verilen yemekte bir konuşma yapan Amerikalı siyaset bilimci Prof. James W. Muller'in konuşmasının satır alararında dikkat çekici bir ayrıntıya rastlıyoruz. Müller, konuşmasında 1985 yılında, henüz kazılar başlamadan önce Türkiye’deki Amerikan Araştırmalar Enstitüsü üyeleriyle birlikte Patara'yı görmeye gittiklerini ifade ederek, “ bu gezide Amerikalılar olarak hepimiz, Likya şehirlerinin bu birleşmesinin bizim kendi Anayasamızı oluşturmamızı nasıl etkilediğini merak ediyorduk.” açıklamasında bulunmuştu. Muller, "Likya Birliği meclisinin bulunduğu yerde olmak ilgimi çekmişti.” diyerek, Amerikan Anayasasının babası sayılan James Madison’un 30 Haziran 1787’de, Philadelphia Independence Hall (Bağımsızlık Salonu)’nda, Likya Konfederasyonu’na değindiği konuşmayı anımsatıyordu. İLK KİM SÖYLEDİ TARTIŞMASI Müller'in bu açıklaması, "Amerikalı senatör geldi, gezdirdim Patara’yı. Amacı tiyatroya yardım etmek. Meclisin önündeyiz, ben meclisi anlattım. ‘Meclisin Amerika için de bir önemi vardır’ dedim" sözleriyle bu bilgiyi Solarz'a kendisinin verdiğini söyleyen Prof. Fahri Işık'la, hem de, "Geçen yaz Solarz'a Patara'yı gezdirdim; onu Prof. Fahri ve Havva Işık'la tanıştırdım. Solarz bize Likya Birliği'nin, tarihi bir emsal olarak, ABD'nin ilk kuruluşunda tartışıldığını ve ABD'nin siyasi yapısının oluşumunda Patara'nın önemli bir yeri olduğunu söyledi" diyen Akarcalı'lının açıklamalarıyla çelişiyordu. FAZIL SAY'IN 'PATARA' BESTESİ Kısacası Amerika'yı yeniden keşfettiğini iddia eden kazı ekibinin aksine, Amerikalılar Patara'yı daha kazılar başlamadan önce ziyaret etmişler, keşfetmişlerdi. (Bir başka Amerikalı Arkeolog olan Prof. Machteld J. Mellink, 1954 yılında Patara'yı incelemiş ve bugün tartışmaların odağında bulunan antik yapıyı fotoğraflayarak belgelemişti. Mellink'in arşivindeki Anadolu fotoğrafları arasında bulunan Patara'da antik yapı, yarıya kadar kumların içinde diğer yarısı da açıkta sağlam bir görünüm vermektedir.) Çelişkiler bir yana ABD meclisinin Patara'da yapacağı 220. yıldönümü kutlamalarına ilişkin tavır iyice belirginleşmişti. Bu arada ünlü besteci Fazıl Say, konuk olarak ağırlandığı Patara'da üç gün kalmış ve 'Patara' adında bir beste yaptığını açıklamıştı. Say'ın Patara bestesi, Mozart yılında Viyana'da dinleyiciyle buluşmuş, Amerikan Anayasasına ilham veren Patara'nın Fazıl Say'a da ilham verdiği bilgisi Türk basınında yer bulmaya başlamıştı. AKDENİZLİ TEMEL Bu arada basında süren tartışmalara geri dönersek, Yasemin Çongar'ın ardından ilk yazı Hürriyet'ten Mehmet Yılmaz'dan gelir. Yılmaz, 4 Nisan 2006 tarihli yazısında, gelişmeleri Temel fıkrasına benzetiyor ve kazılarla ilgili suç duyurusunu mizahi bir üslupla eleştirir: “…Bugün size anlatacağım gerçek öykü ilk bakışta bir "Temel fıkrasını” andırıyor. Ama küçük bir fark var, olay Akdeniz kıyısında geçiyor! (...) Yasemin Çongar’ın Milliyet’teki yazısında okudum. ABD ile Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmek, ABD’li meraklıların dikkatlerini Patara’ya ve burada sürdürülen arkeolojik kazıya çekmek isteyenler, ABD Anayasası’nın 220. yıl kutlamaları çerçevesinde Patara’da da bir etkinlik planlamışlar. Ama Kalkan ve Ata Mülkünü Koruma Derneği, bu etkinlikle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Kutlamaların amacının masum olmadığı, memleketi bölmeyi hedeflediği ileri sürülmüş. Bunu okuyunca Temel’in, Karadenizli değil, Akdenizli olabileceği geldi aklıma. Ama sonra şöyle düşündüm: Fıkranın böylesini Temel bile akıl edemezdi!” KUTLAMA TBMM İLE YAPILACAK Artık Patara ülke gündeminde ve arkeoloji çevrelerinde tartışma konusu oluyor, gazetelerin birinci sayfalarında karşılıklı açıklamalar birbirini izliyordu. O günlerde Patara kazı başkanlığını yürüten Prof. Fahri Işık, 5 Nisan 2006 tarihli Milliyet'e verdiği demeçte, “Türkiye'nin tanıtımı adına, demokrasinin gerçek anlamda Anadolu'da olduğunu dünyaya duyurmak için bir girişimde bulunduk. Eski ABD Kongre üyesi Stephen Solarz'ın Patara'yı ziyareti sırasında, Likya meclisini göstererek, demokrasinin ilk defa burada yaşandığını kendisine anlattım. Çok şaşırdı. 2 ay sonra tekrar geldi. Anayasa kurulurken yaşanan tartışma tutanaklarında Patara'dan sürekli söz edildiğini görmüş. 2007'deki kutlamaları burada yapmak istediklerini söyledi. Kutlama TBMM ile birlikte yapılacak...” ifadelerini kullanıyor, aynı haberin içinde görüşüne yer verilen Kalkan ve Atamülkünü Koruma Derneği Başkanı Emine Karakitapoğlu ise,“ABD Anayasası'nın kabulünün 220. yılını kutlayacağız" deniliyor. Daha fazla bilgiye sahip değiliz. Bunu incelemeye aldık. Bölgede yaşayan insanlar olarak bu hakkımızın olduğunu düşünüyorum” sözleriyle endişelerini dile getirir. haber: Yusuf Yavuz-kaş Bu haber 1927 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |