Ekonomiden siyasete, dış politikadan kültür sanata, çalışma yaşamından spora kadar geride bıraktığımız yılın satırbaşları nelerdi, neleri konuştuk ve tartıştık?
2010'un ardından
Ekonomiden siyasete, dış politikadan kültür sanata, çalışma yaşamından spora kadar geride bıraktığımız yılın satırbaşları nelerdi, neleri konuştuk ve tartıştık?
POLİTİKA
Şüphesiz 2010'un en önemli olayı referandumdu. bir dönüm noktası sayılabilecek bu süreçte hararetli geçen tartışmalar daha sonra yerini PKK'nin eylemsizliği ve Demokratik Özerklik tartışmalarına bıraktı. İlhan Cihaner'in tutuklanması, Hanefi Avcı'nın yazdığı kitabın ardından cezaevine konulması ve özellikle de Devrimci Karargah soruşturması kapsamında sosyalistlerin tutuklanması gibi gelişmelerin yanında CHP'de yaşananlar da çok konuşuldu.
Ancak 2010 son ererken, öğrencilere yönelik polis şiddeti ve baskılar hafızalara kazındı. Ve tabi protestoları da unutmamak gerek.
İkinci 12 Eylül dönüm noktası oldu
12 Eylül'de yapılan anayasa referandumu siyasi dengeleri yeniden belirledi. AKP "12 Eylül'le hesaplaşıyoruz" derken bunu samimi bulmayan sol kesimler 12 Eylül 1980'e atfen "İki hayır birden" dediler
12 Eylül 2010: Anayasa Değişikliği Referandumu gerçekleştirildi. Referandumda yüzde 57.9 evet yüzde 42.1 hayır sonucu çıktı. BDP'nin boykot kararı bölgede etkili oldu. Referandumla birlikte anayasada yer alan 26 maddede değişiklik gerçekleşti.
Referandum süresince tartışmaların temposu daima yüksek oldu. Muhalefetin eleştirileri taslağın içeriğinin yanı sıra, konsensus oluşturulmadan hazırlanmasına yönelikti.
Taslağın içeriğinde, Anayasa Mahkemesi'nin ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısının "yargı bağımsızlığına engel teşkil edecek şekilde" değişmesi, toplu sözleşme hakkına ilişkin değişiklik olmasına rağmen emekçinin "teminatı" olan grev hakkının olmaması, yerindelik denetiminin kaldırılarak özelleştirmelerin önünün açılması temel eleştirilerdi.
Bununla birlikte, AKP'nin 12 Eylül'den "hesap soruyoruz" minvalindeki ifadelerine rağmen yalnızca Geçici 15'inci Madde'yi değiştirmesi de samimi bulunmadı. Burada tartışmanın kilitlendiği nokta ise, darbecilerin zamanaşımı nedeniyle yargılanamayacağı, AKP'nin bu konuda bir madde eklemeyerek darbecilerin yargılanmasına ilişkin gerçekçi bir adım atmaması oldu.
Öte yandan bu süreçte kendisini sol olarak ifade eden bazı kesimler Anayasa Değişikliği'ni destekledi.
Bu kesimler, yerindelik denetiminin kaldırılması gibi piyasacı bir yaklaşımı tartışmalarına konu etmezken, destekleme gerekçelerini "Askeri vesayetin kalması", "Demokrasiye kapı aralanması" ve "Anayasanın siviller tarafından hazırlanması" gibi nedenlere dayandırıyordu.
Sol kesimler ise, AKP'nin 15'inci maddeyi kaldırırken paketi onaylatmak için hamle yaptığını ve gerçekten sivil bir anayasanın tüm kesimleri kapsayacak bir tartışmayla üretilebileceğini savundu. Sol kesimler ayrıca, söz konusu değişikliklerin 12 Eylül 1980 Darbesi'nin bıraktığı yerden neoliberal politikaların uygulanması amacıyla yapıldığını savundu.
KİMLER EVET KİMLER HAYIR DEDİ?
Referandumda evet diyen partiler şöyle: AKP, Saadet Partisi, DSİP, EDP, BBP
Referandumda hayır diyen partiler şöyle: CHP, MHP, DSP, ÖDP, TKP, EMEP, SP, İP
'Yetmez ama evet' pankartı ve AKP
11 Eylül 2010: Referandumdan bir gün önce, "Yetmez ama evet"çilerin afiş ve pankartlarının AKP tarafından astırıldığı ortaya çıktı. BirGün'de Onurkan Avcı imzasıyla çıkan haberde, DSİP ile AKP arasında söz konusu argümanlalarla ilgili işbirliği yapıldığı belgelendi. Taraflardan konuyla ilgili herhangi bir yalanlama yapılmadı. Hatta AKP İstanbul İl Başkanlığı'ndan bir yetkili durumu şu sözlerle doğruladı: "Pankartlar asılırken ben başında durdum."
Başbakan Erdoğan referandum sonuçlarını değerlendirirken DSİP'e de teşekkür etti.
Baykal gitti, Kılıçdaroğlu geldi
Deniz Baykal'ın CHP'de sürdürdüğü yaklaşık 20 yıllık iktidarı ortaya çıkan bir video ile son buldu. Baykal'ın yerine ortaya çıkardığı yolsuzluk dosyalarıyla tanınan Kemal Kılıçdaroğlu geldi
Zaman zaman istifa süreçleri olsa da Deniz Baykal 1992'den beri CHP'de genel başkanlık yapıyordu. Ta ki mayısın ilk haftasında internet aracılığı ile bir videonun gündeme oturduğu güne kadar... Baykal ile CHP Milletvekili Nesrin Baytok arasında yaşandığı iddia edilen ilişki videosu Baykal'ı istifaya götüren süreci hazırladı. Videonun yayınlanmasının ardından 10 Mayıs'ta basın toplantısı düzenleyen Baykal, istifa ettiğini açıklamıştı. Bunun ardından 22 Mayıs'ta yapılan 32'inci Olağan Kurultay'da CHP'nin o dönem genel sekreteri olan Önder Sav'ın da desteğini alan Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin yeni genel başkanı oldu.
Kılıçdaroğlu ilk sınavını referandumda verdi. Ardından başlayan tüzük tartışmaları CHP'de Önder Sav ve ekibinin yönetim bazında tasfiye edilmesiyle sonuçlandı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu kurultay çağrılarına olumlu yanıt verdi. Ve CHP'de 18 Aralık'ta 15'inci Olağanüstü Kurultay'a gidildi. Parti Meclisi seçimlerinin yapıldığı kurultay kavgasız geçti. Söz konusu kurultayın ardından Kılıçdaroğlu başkanlığını pekiştirdi. Basında kurultay sonucu "Kılıçdaroğlu artık CHP'nin lideri" olarak yorumlandı.
Erbakan Saadet'e erdi
22 Eylül: Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi, Saadet Partisi'ni(SP) kayyuma devretti. Mahkeme, SP'de, Olağanüstü Kongre çağrısı yapmak üzere, Mustafa Kamalak, Hasan Bitmez ve Şerafettin Kılıç'ın görevlendirilmesine karar verdi.
1 Ekim: SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ve ekibi SP'den ayrıldı.
17 Ekim: SP Olağanüstü Kongresi'nde Genel Başkanlığa, tek aday olarak gösterilen Necmettin Erbakan seçildi.
1 Kasım: SP ile yollarını ayıran Numan Kurtulmuş yeni partisini ilan etti. Partinin ismi Halkın Sesi Partisi(HSP) olarak açıklandı. HSP'liler partinin kısaltmasını HAS Parti olarak kullanıyor. Öte yandan, partinin amblemi tartışma yarattı. Doğan güneş kullanılan amblem bazı partiler tarafından da kullanıldığı için davalık oldu.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
6 Ocak: Manisa'nın Selendi ilçesinde yılbaşı gecesi bir kahvehanede sigara nedeniyle başlayan tartışma büyüdü. Bir grup, Romanların yaşadığı evleri taşladı. Romanlar, sonraki günlerde Selendi'den ayrılmaya zorlandı.
18 Ocak: Gazeteci-yazar Abdi İpekçi cinayeti ve iki ayrı gasp suçundan hükümlü Mehmet Ali Ağca, Sincan F tipi Cezaevinden tahliye edildi.
16 Şubat: Eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şenel'in yürüttüğü bir operasyon kapsamında gözaltına alındı. Cihaner bir gün sonra tutuklandı.
1 Mayıs: İşçi Bayramı, 1977 1 Mayıs'ından sonra ilk kez yasal olarak Taksim'de kutlandı.
18 Haziran: İlhan Cihaner serbest bırakıldı.
13 Ağustos: PKK 20 Eylül'de biteceğini açıkladığı eylemsizlik kararını aldı.
19 Ağustos: Eskişehir Emniyet Eski Müdürü Hanefi Avcı'nın gündemi uzun süre meşgul eden "Haliç'te Yaşayan Simonlar & Dün Devlet Bugün Cemaat" kitabı yayımlandı.
20 Eylül: PKK eylemsizlik kararını 1 hafta uzattığını duyurdu. Daha sonra eylemsizlik 1 ay daha uzadı.
28 Eylül: Hanefi Avcı Devrimci Karargah'a yardım ve yataklıktan tutuklandı. Aralarında SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan'ın da bulunduğu SDP'li ve TÖP'lü 13 kişi daha aynı davadan tutuklandı.
31 Ekim: PKK'nin eylemsizlik kararının son gününde Taksim'de Çevik Kuvvet ekiplerine yönelik bir intihar saldırısı gerçekleşti, 32 kişi yaralandı. Eylemi TAK üstlendi KCK TAK'ı kınadı.
1 Kasım: PKK'den yapılan açıklamada eylemsizlik kararı Haziran 2011'de yapılacak seçimlere kadar uzattığını duyurdu.
17 Kasım: Sosyalist hareketin önemli isimlerinden Nihat Sargın yaşamını yitirdi.
24 Kasım: Cumhuriyet tarihinde ilk kez Milli Savunma Bakanlığı general rütbesindeki 3 kişiyi görevden aldı.
18-19 Aralık: Demokratik Toplum Kongresi iki gün süren çalıştayın ardından "Demokratik Özerklik Taslağı"nı kamuoyuna duyurdu.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hükümetin polisi, polisin copu, öğrencinin çığ gibi isyanı var!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 4 Aralık'ta Dolmabahçe'deki Çalışma Ofisi'nde rektörlerle bir araya geldi.
Öğrenciler ise dışarıda protesto gösterisi yaptı. Polis ise gerek Dolmabahçe'de gerek protesto için şehir dışından gelen öğrencilere İstanbul girişinde şiddet uyguladı. Protestolar sırasında yaşanan polis şiddeti nedeniyle 29 öğrenci darp raporu aldı. Bu öğrencilerden biri bebeğini düşürdü. Polis şiddeti kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olurken, hükümet ve "yandaş basın" polis şiddetini savundu. Başbakan, "Polis gereğini yaptı" açıklamasında bulundu.
Yaşanan bu olayı takiben 8 Aralık'ta Ankara Üniversitesi'nde bir konferansa katılan Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP Milletvekili Burhan Kuzu, öğrencilerin yumurtalı protestosuyla karşılaştı.
Kuzu protestonun ardından "İlk defa bu kadar beyinsizi bir arada görüyorum" dedi ve üniversite yönetimini istifaya çağırdı. Rektör ve Dekan ise istifa etmedi.
Başbakan Erdoğan aynı yerde 2011 Ocak'ta ise öğrencilerle buluşacak. Ancak protestocu öğrenciler "davet edilmedikleri" bu toplantıyı da protesto etmeye hazırlanıyor.
Bu utanç zaman aşımına uğramaz
26 yıldır süren eski DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in katledilmesiyle ilgili dava, 1 Aralık 2010’da zamanaşımı nedeniyle düştü. Türkler'in yakınları ve emek cephesi karara tepki gösterdi. DİSK'in kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler, 12 Eylül 1980 darbesine giden yolda evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti. Kemal Türkler’in kızı Nilgün Türkler Soydan kararla ilgili olarak, “Ünal Osmanağaoğlu benim babamı öldüren katillerden biridir, ben bunu gözümle gördüm. AİHM’e başvurmaktan üzüntü duymayacağım" yorumunu yaptı.
ÇALIŞMA YAŞAMI
Kader diye yutturulmaya çalışılan katliam
Zonguldak Karadon maden kuyusunda grizu patladı, 30 işçi öldü. 2 madenci de 7 aydır yeraltında...
17 Mayıs'ta, Türkiye Taş Kömürü (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü’ne ait Karadon Yeni Servis Kuyusu’nda eksi 540 kodunda meydana gelen grizu patlamasında 30 madenci öldü. Madencilerden 41 yaşındaki Dursun Kartal ile 31 yaşındaki Engin Düzcük’ün cesetlerine 7 ayı aşkın süredir ulaşılamadı. Maden patlamasının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, madenciler için "Güzel öldüler" demişti. Madenci ailelerinin acılarını paylaşması beklenenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise yaptığı açıklamada, bu bölgenin insanın bu tür olaylara aslında alışık olduğunu ifade ederek,"Bu mesleğin kaderinde maalesef var. Bu mesleğe giren kardeşlerim de, bu mesleğe girerken içerisinde bu tür şeylerin olacağını bilerek giriyorlar" demiş ve tepki toplamıştı.Oysaki madencilerinin ölümünün kader değil cinayet olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı inceleme raporuyla ortaya çıkmıştı. Raporda, TTK yüzde 30, işçilerin çalıştığı Yapı-Tek firması yüzde 70 kusurlu bulunmuştu.
Yüzün üstünde işçi direnişi yapıldı
2010 yılında da Türkiye'nin dört bir yanında işçiler direnişteydi.
Bunların bir bölümü şunlardı: BirGün gazetesine demeç verdikleri için işten çıkartılan Sapphire işçileri, sendikalı oldukları için işten çıkartılan Sa-Ba ve Çorlu Serbest Bölge'de Polyplex işçileri, Mersin'de CHP İlçe binasını ele geçiren Akdeniz Çivi işçileri, İzmir Buca Belediyesi taşeron işçileri direnişi, Antep'te Eruslu Sağlık Ürünleri işçileri ve bu yılın başlarında olan Çemen Tekstil direnişi, Kırklareli Anakonda işçileri direnişi, Ankara Hacettepe Hastanesi taşeron sağlık emekçileri direnişi, Kocaeli'nde Mutaş işçileri direnişi ve Çelmer Metal işçileri direnişi, Gebze'de Çizmeci Gıda direnişi,Bartın ve İstanbul'da Rimaks işçileri direnişi, İstanbul'da kazanan Zeynel Kızılaslan’ın direnişi, Düzce'de Mas Daf Makine işçileri direnişi, Kocaeli'nde Bizimköy engelli işçilerin direnişi, Düzce'de Numarine Denizcilik işçileri direnişi, Tekirdağ'da kazanılan Numarine Denizcilik işçileri direnişi, İstanbul'da UPS işçileri direnişi, Balnak Lojistik işçilerinin yaptıkları direniş bu yıl gerçekleşen birçok işçi direnişinden birkaçıydı.
Belki de en akılda kalanı ise, işçi ve emekçileri birleşik mücadeleye çağıran TEKEL işçilerinin 4-C'ye ve sendika ağlığına karşı verdiği mücadele idi. TEKEL işçileri, Ankara'da başlattıkları direnişi İstanbul 4. Levent’teki Tek Gıda-İş’in Genel Merkezi önünde çadır kurarak günler boyunca devam ettirdi.
Bursa'da 19 madenci 24 TL'lik boru olmadığından öldü
Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde faaliyet gösteren Bükköy Madencilik A.Ş.'ye ait kömür madeninde 10 Aralık 2009'da meydana gelen patlamada 19 işçi yaşamını yitirmişti. Yapılan ilk incelemelerde maden ocağında pek çok eksiklik tespit edildi, patlamaya ilişkin iddialar gündeme geldi. Bu iddialara son noktayı 3 maden mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin madende yaptığı araştırmalar, tartışmalara son noktayı koydu. Madenciler 23 liralık havalandırma borusu olmadığı için içeride biriken gazın patlaması sonucu yaşamını yitirmişti.
Karabük'te sınıfın sesi yankılandı
Fabrika yapan, fabrika olarak anılan ve bir zamanlar işçilerin elinde olan Karabük'teki Karabük Demir Çelik Fabrikası A.Ş'den (KARDEMİR) 200 civarında işçi farklı dönemlerde işten çıkartıldı. Türk Metal sendikası ile patronun yanında yer aldığı Çelik-İş Sendikası arasındaki yetki mücadelesi nedeniyle çeşitli gerekçelerle işlerinden çıkarılan emekçiler, Ankara'ya yürüyüşten, açlık grevine, temsili cenaze namazına kadar bir çok eylemin altına imza attı.
Hükümetin can yakan torbalarına karşı mücadele devam etti
TBMM gündeminde bulunan 'torba' yasa tasarısına karşı belediye çalışanları, sendikalar ve demokratik kitle örgütleri Ankara, İstanbul ve İzmir'de kitlesel eylemler gerçekleştirdi. Hükümet birçok konuda vergi affını getireceğini öne sürerek tanıttığı torba yasa tasarısıyla meslek eğitimi gören öğrenci, aday çırak ve çırakların ücretine göz dikti. Ücretler azaltılıyor... Sigortası eksik yatanlardan eksik günlerin primlerini kendilerinin yatırması isteniyor. Planlanan aftan ise, yurttaştan çok devlete borç 'takan' büyük işletmeler yararlanacak. Tasarı yasalaşırsa bu yasadan en çok gençler ve 50 bin belediye çalışanı
mağdur olacak.
Türkan Abla yılmadı, direndi ve kazandı
Taşeron temizlik işçisi olarak çalışırken sendikal faaliyetleri nedeniyle İstanbul Beykoz'da bulunan Paşabahçe Devlet Hastanesi'nden atılan ve hastane bahçesinde kurduğu tek kişilik direniş çadırında 118 gün direnen Türkan Albayrak'ın direnişi başarıyla sonuçlandı. Tüm hakları tanınan Albayrak evine daha yakın olan Sarıyer Toplum Sağlık Merkezi`nde çalışmaya başladı.
EKONOMİ
Ekonomi bu yıl da güldürmedi!
2010 yılı, ekonomilerin dünya çapında iflasın eşiğine geldiği bir yıl olarak hafızalara kazınırken, krizin faturasını emekçiler yine ceplerinde hissetti
2010 yılında Türkiye ve Dünya ekonomisinin pek de parlak günler geçirdiği söylenemez. Kapitalizm, içine girdiği krizin faturasını yine emekçilere kesmek konusunda ‘kararlı’ tutumunu sürdürdü. Türkiye’de ise başbakan tarafından ‘krizin teğet geçtiği’ söylenedursun, ekonomi yüksek dış-cari açık ve yüksek işsizlik sorunlarına çare bulmaktan çok uzak bir yıl izledi. Elde kalan kamu kuruluşlarında özelleştirme süreci hız kesmeden devam ederken, enflasyon yeniden çift haneli rakamları gördü. İşte Türkiye’de ekonominin bir yılında yaşanan gelişmeler:
ÖZELLEŞMEYEN KALMASIN
Türkiye’deki tüm enerji dağıtım şirketlerinin özelleşmesi işlemi 2010 yılına nasip oldu. Birçok meslek odasının ve yurttaşların tepkilerine rağmen özelleştirilen elektrik dağıtım bölgelerinden toplamda 15.8 milyar dolarlık gelir elde edildi. Son olarak İskenderun Limanı'nın 36 yıl süreyle işletme hakkının 372 milyon dolar bedelle özelleşmesiyle Türkiye'de bugüne kadar özelleştirilen liman sayısı 16’ya yükseldi. Özel sektöre geçen limanların birçoğu işletme ve yatırım konusunda sınıfta kaldı.
CARİ AÇIK FIRLADI
AKP hükümetinin yatırıma dayanmayan, ithalatı teşvik eden ekonomi programı cari açığın boyutlarını neredeyse finanse edemeyecek duruma getirdi. Geçen yılın ekim ayında 332 milyon dolar fazla veren cari işlemler hesabı, bu yılın aynı ayında 3 milyar 677 milyon dolar açık verdi. Cari işlemler açığı yüzde 1208 artış gösterdi. Alt kalemler itibarıyla bakıldığında, dış ticaret açığı geçen yılın ekim ayına göre yüzde 281.8 oranında artarak 5 milyar 9 milyon dolara ulaşması, bu yılın ekim ayı cari işlemler hesabının açık vermesinde en büyük etken oldu. Bu yılın ocak-ekim döneminde cari işlemler hesabı, 35 milyar 723 milyon dolar açık verdi. Bu rakam 2009 yılının aynı döneminde 9 milyar 199 milyon dolar açık olarak gerçekleşti. Buna göre, bu yıl ekim ayında ihracat, 2009'un aynı ayına göre yüzde 8,8 artarak, 10 milyar 982 milyon dolar, ithalat yüzde 35,5 artarak 17 milyar 310 milyon dolar oldu. Ocak-Ekim döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre, dış ticaret açığı yüzde 83,1 artarak 55 milyar 112 milyon dolara yükseldi.
ETİ İTHAL EDER OLDUK
Emperyalist ülkelerin Türkiye’ye biçtiği yeni kalkınma programı çerçevesinde tarım ve hayvancılığın bitişi bu yıl adeta tescillendi. Etin kilosu, hayvancılığı bitirme planı sonucunda 30–35 liraya kadar yükselince çare canlı hayvan ithalinde bulundu. Kurbanlık hayvanlar bile ithal edildi. Et fiyatlarında yurttaşı memnun edecek bir düşüş sağlanamazken, canlı hayvan ve et ithalatının devam etmesi nedeniyle artık ellerindeki besi hayvanlarını kesemez hale geldiklerini ifade eden et üreticilerinin ‘ithalat yetti’ çığlıkları gündemi uzun süre meşgul etti.
DOMATESTE 10 LİRAYI DA GÖRDÜK
Bu yılın şüphesiz en önemli gelişmelerinden biri, sofraların vazgeçilmezi olan domatesteki önlenemez fiyat yükselişleri oldu. Özellikle ekim ayında sert yükselişler yaşayan domates fiyatları yer yer 10 lirayı gördü. Domates fiyatlarındaki artışta domates güvesinin üretime ciddi zarar verdiği yorumları yapıldıysa da, spekülatörlerin ve tarım politikasındaki aksaklıkların fiyatları yukarı çekmedeki etkisi büyüktü.
BENZİNDE 2010 REKORU: 4.01 LİRA
AKP’nin akaryakıt fiyatlarını serbest piyasaya bırakan düzenlemeleri ile birlikte benzin fiyatları da tırmandı. Geçtiğimiz hafta kurşunsuz benzinin fiyatı 4.01 lirayı gördü. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın yükselen benzin fiyatlarına ilişkin açıklaması ise 2010 yılının en trajik demeçlerinden biri oldu. Bakan Yıldız, yükselen benzin fiyatları için ‘İnşallah benzin fiyatları düşer’ ifadesini kullanarak benzindeki fiyatları Allah’a havale etti. Devletin akaryakıttan aldığı vergilerin toplamının litre başına 2.46 lira olduğu göz önüne alındığında, bakan Yıldız’ın açıklamaların ciddiyetten uzak olduğu yorumları yapıldı. 2011 yılına sayılı günler kala akaryakıtta yeni rekorlar görmemiz ihtimal dahilinde.
AVRUPA’DA KAPİTALİZM KRİZDE!
2010 yılı Avrupa için tam bir kâbus yılı oldu. Yılın başında bütçe açığı Gayri safi Yurt İçi Hasıla’sının yüzde 13.6’ sında seyreden Yunanistan, borçlarına finansman bulamayınca iflasın eşiğine geldi. Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, krizin faturasını emekçilere çıkarmak isteyince Yunanistan halkı ayaklandı. Hükümetin politikalarına karşı sayısız eylem örgütlendi, sayısız genel grev yapıldı. Ekonomi politikasından vazgeçmeyen Yunanistan hükümetine karşı emekçilerin eylemi 2011 yılında da artarak devam edeceğe benziyor.
Yunanistan’ın ardından borçlanma krizine giren bir diğer ülke ise İrlanda oldu. 2008 yılından beri ciddi finansal problemler yaşayan İrlanda, İrlanda bir anda borç yükünde Yunanistan'la yarışır hale geldi. İrlanda'da kriz öncesinde gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 12'si düzeyindeki kamu borçlarının bu yıl sonunda yüzde 170'i aşması ve bütçe açığının yüzde 32'ye ulaşması bekleniyor.
Önce İzlanda, daha sonra ise Yunanistan ve İrlanda ekonomisinin iflas etmesi Avrupa’yı bir hayli telaşlandırdı. Ard arda yaşanan krizlerin ardından ‘Ya kriz Portekiz ve İspanya’ya da sıçrarsa’ yorumları yapılmaya başlandı. Dünya Bankası'nın verilerine göre bu yıl ikinci çeyrek sonu itibariyle İspanya'nın 2.1 trilyon dolar, Portekiz'in ise 498 milyar dolar borcu bulunuyor.
KÜLTÜR SANAT
Emir Kusturica Türkiye’ye ‘GİREMEZ’
Bu yıl 47'ncisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne, uluslararası jüride yer alan yönetmen Emir Kusturica damgasını vurdu. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Kusturica’ya tepki olarak Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne katılmayacağını söyledi. Günay, Kusturica’nın 4 ay önce Bursa’da verdiği konsere tepki göstermezken Antalya için tepki gösterilmesi tartışma konusu oldu. Daha önce Semih Kaplanoğlu ve ‘Bal’ ekibi de, Kusturica’nın Altın Portakal’a katılacak olmasından dolayı festivali protesto edeceğini söylemişti.
Bosna'da Sırplar tarafından Müslümanlara yönelik soykırımı desteklediği iddialarıyla Türkiye'de çeşitli grupların protestosuyla karşılaşan Kusturica ise yaşananlar üzerine bir basın toplantısı düzenleyerek jüri üyeliğinden çekildiğini açıkladı ve ekibiyle birlikte Antalya'dan ayrıldı.
‘Naipaul, bu ülkenin onur konuğu değilsin’
İstanbul’da 27 ülkeden 100’ü aşkın katılımcının yer alacağı Avrupa Yazarlar Parlamentosu’na onur konuğu olarak V.S Naipaul’un davet edilmesi ‘kimi çevreleri’ hayli huzursuz etti. Toplantı öncesi Zaman gazetesi yazarı Hilmi Yavuz “Avrupa Yazarlar Parlamentosu'nun 'Onur Konuğu Naipaul'u tanıyalım” başlıklı bir yazı yazdı ve parlamentoya katılacak yazarları, “Naipaul'u Müslümanlara ve İslam'a hakaret ettiği” gerekçesiyle boykot etmeye çağırdı. Çeşitli yayın organlarının da Naipaul karşıtı bir kampanya başlatması üzerine Naipaul, onur konukluğu için teşekkür ederek, parlamento açılışına katılamayacağını bildirdi.
U2'ya Egemen Bağış protestosu
Dünyaca ünlü rock grubu U2 İstanbul'da hayranlarıyla buluştu buluşmasına, ama konser sırasında grubun solisti Bono, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'tan bahsedince olanlar oldu. Konserde Bağış’a teşekkür eden U2 solisti Bono uzun süre yuhalandı. Konserin diğer sürprizi ise Zülfü Livaneli oldu. Livaneli, Bono ile birlikte ‘Yiğidim Aslanım Burada Yatıyor’ şarkısını seslendirdi.
YILIN GAFI BAKAN KAVAF’TAN GELDİ: Eşcinsellik bir hastalık
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Kavaf, eşcinsellik için ‘hastalıktır’ dedi. Kavaf’ın yılın unutulmazları arasına giren tespiti şöyleydi: Ben eşcinselliğin biyolojik bir bozukluk, bir hastalık olduğuna inanıyorum. Tedavi edilmesi gereken bir şey bence. Bakanlığımızda onlarla ilgili bir çalışma yok. Zaten bize iletilmiş bir talep de yok. Türkiye'de eşcinseller yok demiyoruz, bu vaka var.
Aksu’dan ‘Kürt Açılımı’na destek
Annemle babamla konuştum. Son açılımınızı hep birlikte, canı gönülden destekliyoruz
Sezen Aksu, AKP hükümetinin ‘Kürt açılımı’na destek olmak için Başbakanlığı arayıp açılıma destek verdiğini söyledi. Makamını aradığında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bir görüşmede olduğu, en kısa sürede kendisine döneceği bilgisi verilen Sezen Aksu, bunun üzerine Türkiye’de yaşanan sürece dair düşüncelerini Başbakan’a aktarılmak üzere Özel Kalem Müdürlüğü’ne iletti. Aksu, telefonda şu notları iletti: “Annemle, babamla konuştum. Son açılımınızı hep birlikte, canı gönülden destekliyoruz. Sürecin güzel bir şekilde tamamlanması için elimden geleni yapmaya hazırım. Annem ve babam, bu sürecin karşısında duranları iki cihanda lekeli kabul ediyorlar, ben de öyle görüyorum. Türkiye'nin her köşesinde ayrı bir güzellik var. Türkiye'nin her karesi aynıdır, bizim ayrımız gayrımız yok, olamaz da" dedi.
Kürt tarafımla gururluyum, Türk tarafımla şaşkınım
Hülya Avşar’ın ‘Kürt Açılımı’na ilişkin değerlendirmeleri sonucunda, ‘Halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği’ gerekçesiyle Avşar ve röportajı yapan Milliyet gazetesi muhabiri Devrim Sevimay hakkında soruşturma açıldı. Açılımla ilgili sözleri nedeniyle ifade vermek üzere adliyeye gelen Hülya Avşar, "Burada olduğum için Türk tarafımla son derece şaşkınım, ama Kürt tarafımla gururluyum" dedi.
Müzikte yavşaklık tartışmaları
Facebook'taki sayfasında “Türk halkının arabesk yavşaklığından utanıyorum” diyen piyanist Fazıl Say sanatçıları kızdırdı. Işın Karaca, Say’a “Yazık, sizi müzisyen sanmıştık” derken, Hakkı Bulut’un yorumu şöyle oldu: Bu sözleri söylemişse kesinlikle zırvalamıştır...
Cafer Panahi'ye 6 yıl hapis
İranlı yönetmen Cafer Panahi'ye 'yönetime karşı çalışma' suçlamasıyla 6 yıl hapis ve 20 yıl sinema yasağı cezası verildi. Panahi, geçen yıl 63. Cannes Film Festivali jüri üyeliğine davet edilmiş fakat İran'daki seçimlerde muhalefeti desteklediği gerekçesiyle cezaevinde olduğu için katılamamıştı.
İlk filmi 'Beyaz Balon'la katıldığı Cannes'dan Altın Kamera ödülü alan Panahi, daha sonra çektiği 'Daire', 'Ofsayt', 'Kanlı Altın', 'Ayna' gibi filmleriyle dünya sinemasının saygın yönetmenleri arasına girdi.
ALLİANOİ TRAJİKOMEDYASI
Tarkan şarkı söylesin, her şeye karışmasın
İzmir Bergama'daki tarihi Allianoi kenti, tüm mahkeme kararlarına ve kamuoyunun tepkisine karşın kumla örtüldü. Allianoi'nin Türkiye tarafından duyulmasını sağlayan en önemli olay, ünlü şarkıcı Tarkan ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu arasındaki tartışma olmuştu. Tarkan Allianoi'nin sular altında bırakılma girişimine karşı çıkıp tarihi kentin fotoğraflarını çekince, Bakan Eroğlu, "Sanatçı arkadaş sanatıyla ilgilensin, herkesin bir ihtisası vardır. Herkes uzmanı olmadığı işlere burnunu sokmasın. Ben de baraj yapmayı bırakıp şarkı söylemeye kalkarsam işler çok değişir" demişti.
Ayrıca, Allianoi diye bir yer olmadığı görüşünde de ısrar eden Bakan Eroğlu, Allianoi için “Bazı bilim adamı diye geçinenlerin meşhur olmak için uydurduğu bir yer. Orası 'Allianoi' değil. Bunu ben ispat ettim" ifadelerini kullanmıştı.
Kitaplardaki cinsellik…
Sel Yayıncılık’ın ‘Cinsel Kitaplar’ dizisinden yayınlanan üç kitap için açılan davanın dördüncü duruşması görüldü ve bearat kararı alındı. Sel Yayıncılık hakkında, Cinsel Kitaplar dizisinden çıkan dört kitap nedeniyle Ocak 2009’da soruşturma başlatılmış ve bu soruşturma sonucunda kitaplardan üçüne (Perinin Sarkacı-Ben Mila, Genç Bir Don Juan’ın Anıları-Guillaume Apollinaire, Görgülü ve Bilgili Bir Burjuva Kadınının Mektupları-Fransız P.V.) dava açılmıştı.
Sanat nedir, kimin içindir, hangisine tükürülür?
Her zaman farklı performanslarıyla dikkatleri çeken sanatçı Şükran Moral’ın son performansı ‘Amemus’ yine yeni yeniden seyirciyi şok etti. Moral, kadın partneri ile sahnede seyircinin önünde sonuna kadar sevişmesiyle haber hızlı bir şekilde medyadaki yerini aldı ve sanat nedir, nerede başlar, nerede biter tartışmaları başladı. Bu arada ölüm tehditleri alan Moral çoktan İtalya’ya gitmişti.
YURTTA NELER OLDU?
Atatürk'ün yatında fuhuş
Atatürk'ün yatı Savanora'da fuhuş yapıldığı ortaya çıktı. Yaşı 18'den küçük yabancı uyruklu 10 manken, ünlü işadamlarıyla fuhuş yaparken yakalandı
Yatı günlüğü 50 bin dolara, 9 günlüğüne kiraladığı belirlenen çetenin, kızları mankenlik ajanslarından özel olarak seçtiği saptandı. Çetenin yabancı işadamlarından tur başına 100-250 bin dolar arasında para aldığı ve müşterilerin ödedikleri ücrete göre 3 kızla grup seks yaptığı tespit edildi.
'Biz doğa aşığıyız'
Çevrecilerin ve köylülerin Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi Karadeniz Bölgesi'nde verdiği çevre mücadelesi örnek bir zaferle sonuçlansa da, AKP bu kararı arkadan dolanarak aşmaya çalıştı. Rize'deki İKizdere Vadisi mahkeme kararıyla SİT alanı olarak kabul edilirken, AKP, SİT alanlarında da çalışma yapabilecek şekilde bir yasa düzenlemesi için kolları sıvadı. Erdoğan, çevrecilere "Yalan söylüyorlar, biz doğa aşığıyız" dedi.
Büyük KPSS skandalı
2010 Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) hem ÖSYM’nin hem de hükümetin başını ağrıttı. 10 Temmuz’da yapılan sınavın Eğitim Bilimleri Testi’ni cevaplayan adayların 350 tanesi 120 sorunun tamamını doğru yanıtladı. Bir önceki yıl ise soruların tamamını doğru yanıtlayan aday çıkmamıştı. Sınav soruları önceden bazı kişiler tarafından sızdırılmış mıydı? Bu iddia ortaya atıldığı günden itibaren, ve gözaltına alınan şüpheliler konuştukça güçleniyordu. Bazı şüpheliler soruların “Cemaat tarafından sızdırıldığını” da ifadelerine ekliyordu. Hem şimdi emekliye ayrılmış olan dönemin ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan hem de YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan soruların sızdırıldığının ya da sınav sırasında kopya çekildiğinin neredeyse kesinleştiğini itiraf ediyorlardı.
Tüm bu sürecin ardından KPSS’nin iptal edildiği ve yeniden 31 Ekim 2010’da yapılacağı açıklandı. İlk sınavda 294 bin adaydan 15 bini sınava girmezken, kopya şüphesiyle 31 Ekim’de tekrarlanan sınava ise 60 bin aday girmedi. Açıklanan sınav sonuçlarından sonra ise kopya şüphesi neredeyse tamamen netleşmiş oldu. İlk sınavda 350 adayın 120 net yapmasından sonra tekrarlanan sınavda bir aday bile bu sonucu alamadı. En yüksek net yapan aday 111 nette kaldı. Önceki sınavda 7 bin aday 100 ve üzerine net yaparken, son sınavda ise bu sayısı 2718’de kaldı.
Elazığ depremi
Elazığ’da bu yılın mart ayında gerçekleşen depremde Elazığı Valiliği’nin açıkladığı bilgilere göre 51 kişi yaşamını yitirdi, 74 kişi de yaralandı. 8 Mart günü saat 04.32'de merkez üssü Karakoçan ilçesi Başyurt beldesi olan 6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu bölgenin yerel mimari anlayışı kerpiç yapılanmadır. Bu kerpiç yapılanmanın da ne yazık ki bedeli ağır olmuştur. Bir asra yakın bir süredir deprem görmeyen bu bölgede şu anda bir deprem gerçekleşiyor. Deprem olan bu bölgemizi şüphesiz ki çok daha farklı bir şeklide imar etmek için de süratle Toplu Konut İdaremize gerekli talimatları verdik" açıklamasında bulundu.
Depremle ilgili belki de en anlamlı açıklama ise TMMOB Şehir Plancıları Odası’ndan geldi:
“Ülkemizde var olan yoksulluk sürdükçe, alınacak teknik önlemler, yasal düzenlemeler can kayıplarını ortadan kaldırmayacaktır. Ülkemizde yıllardır yaşanan depremlerde yıkılan kentler yoksulluğun kentleri, yıkılan yapılar da yoksulluğun yapılarıdır. Bu nedenledir ki afetlere karşı gerçek çözüm yoksulluğun yenilmesinden geçmektedir.”
Haydarpaşa Garı’nda şüpheli yangın
28 Kasım Pazar günü İstanbul’daki tarihi Haydarpaşa Tren Garı’nda yangın çıktı ve garın çatısı neredeyse tamamen yandı. Yangının çıkış nedeni olarak garın çatısında yapılan tadilat çalışması gösterildi ancak daha sonra açıklanan bilirkişi raporunda yangının bir elektrik kaçağı sonucu meydana geldiği söylendi.
Yangına havadan müdahale edilmemesi kamuoyunda büyük tepki çekti. Bazı sivil toplum kuruluşları ve sendikalar yangının kasıtlı olarak çıkarılmış olabileceği ihtimalinin hiç küçümsenecek boyutta olmadığını açıkladı.
SPOR
3 Nisan 2010: Fenerbahçe Acıbadem Kadın Voleybol Takımı, Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde final oynadı. Sarı-lacivertliler İtalya’nın güçlü takımlarından Bergamo’ya 3-2 kaybederek gümüş madalya kazandı. Bu başarı Türkiye voleybol tarihinin en büyük başarısıydı. Ardından, Kıtalararası Şampiyona’ya katılma hakkı kazanan Fenerbahçe Acıbadem bu kez şampiyonluk sevinci yaşattı.
21 Nisan: Uluslararası Olimpiyat Komitesi eski başkanı Juan Antonio Samaranch yaşamını yitirdi. 85 yaşındaki Samaranch’ın ismi olimpiyat ile özdeşleşmişti.
7 Mayıs: Basketbolda Avrupa’nın en büyüğü Regal Barcelona oldu. Katalan temsilcisi Avrupa Ligi finalinde Yunanistan’ın köklü kulüplerinden Olimpiyakos’u 86-68 yenerek bu başarıya ulaştı.
12 Mayıs: UEFA Kupası sahibini buldu. İngiltere’nin vasat takımlarından Fulham sürpriz bir şekilde finale yükselerek Atletico Madrid’in rakibi oldu. Almanya’nın Hamburg kentinde oynanan finali Atletico Madrid maçın uzatma dakikalarında bulduğu golle 2-1 kazanarak şampiyon oldu. İspanyol temsilcinin 2 golüne de imza atan Diego Forlan, Güney Afrika’da düzenlenecek olan 2010 Dünya Kupası’nın da gol kralı olacaktı. Londra kulübü Fulham’a final oynatan teknik direktör Roy Hodgson ise Liverpool’un başına geçti.
16 Mayıs: Süper Lig’de Bursaspor şampiyon oldu. Yıllardır kırılamayan ‘4 büyükler’ hegemonyasına son veren yeşil-beyazlılar ligin 5. şampiyonu unvanını kazandı. Aynı gün Fenerbahçe için ise son derece dramatik bir gün oldu. Sarı-lacivertliler, Bursaspor-Beşiktaş maçının oynandığı dakikalarda Kadıköy’de Trabzonspor ile 1-1 berabere kalmasına rağmen stad anonsçusunun yanlış anonsuyla büyük bir skandal yaşadı. Bursa’daki maçın sonucunu yanlış anons eden görevli binlerce Fenerbahçe taraftarına kısa süren bir şampiyonluk sevinci yaşattı.
22 Mayıs: Futbol’da Avrupa’nın en büyüğü İtalya’nın İnter takımı oldu. Madrid’deki Santiago Barnebau Stadyumu’nda oynanan Şampiyonlar Ligi finalinde Almanya’nın Bayern Münih takımını Diego Milito’nun attığı gollerle 2-0 mağlup eden İnter kupaya uzandı. İnter teknik direktörü Mourinho 2 farklı takımda Şampiyonlar Ligi zaferi yaşamayı başarmış oldu. Mourinho yaz aylarında Real Madrid’in başına geçti.
28 Mayıs: 2016 Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapmak isteyen Türkiye hüsrana uğradı. UEFA, turnuvanın ev sahipliğini Fransa’ya verdi.
2 Haziran: Basketbolda Fenerbahçe Ülker şampiyon oldu. Final serisinde Efes Pilsen’e 4-2’lik üstünlük sağlayan sarı-lacivertliler 4. şampiyonluğuna ulaştı.
16 Haziran: NBA’de Los Angeles Lakers 2010 yılının şampiyonu oldu. Final serisinde Boston Celtics’i 4-3 mağlup eden Lakers tarihindeki 17. şampiyonluğuna ulaştı.
11 Haziran-11 Temmuz: Güney Afrika’da düzenlenen Dünya Kupası’nda İspanya şampiyon oldu. Kupa tarihinde ilk kez Afrika kıtasına taşınan organizasyonda İspanya takımı oynadığı futbolla taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazandı.
Ahtapot Paul Almanya’da bir akvaryumda yaşayan Paul isimli ahtapot Dünya Kupası boyunca kehanetleriyle medyanın ilgi odağı oldu. Ahtapot Paul’ün tahminleri her defasında tuttu. Sevimli ahtapot Ekim ayında öldü.
27 Temmuz-1 Ağustos 2010: Barcelona’da düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası’nda Türkiye kazandığı 3 altın ve 1 gümüş madalya ile genel madalya sıralamasında Avrupa beşincisi olarak tarihinin en büyük başarısını yaşadı. 110 metre engellide Nevin Yanıt altın madalyaya ulaşarak tarihi bir zafer kazandı. 5 bin metrede Alemitu Bekele, 10 bin metrede ise Elvan Abeylegesse altın madalya kazanan sporcularımız oldu.
12 Eylül: Türkiye, Dünya Basketbol Şampiyonası’nda final oynadı. Ev sahipliğini yaptığımız şampiyonada ABD ile finalde karşılaşan Türkiye, güçlü rakibine 81-64 yenilerek gümüş madalya kazandı. Şampiyonanın en değerli oyuncusu NBA yıldızlarından Kevin Durant seçildi.
DÜNYA 68 ruhu yeniden, gelen gideni aratsın İnsanlık “gelen gideni aratır” sözüyle en büyük önyargılarından birini resmederken yeniye olan korkusunu da dile getirir. Oysa 68 ruhunun yeniden baş gösterdiği 2010’un 2011 tarafından aratılması tüm insanlığın yararına olacaktır
İnsanlığın en büyük önyargılarından biri olan “gelen gideni aratır” sözü yerleşik hayatın değişmez hükümlerinden biri haline gelmiş durumda. Biraz da yeni olanın belirsizliğine duyulan endişenin de tetiklediği bu korku hissiyatı, eskiye övgüler düzerken, yeniye ise mesafeli bir duruşu getiriyor. Geride bırakmaya hazırlandığımız yılın gelişi de bu duygularla karşılandı. 2010 bir önceki yıla oranla daha bir sakin geçse de yıla Avrupa’daki sınıf ve öğrenci hareketleri damgasını vurdu. 68 ruhu yeniden Yaşlı Kıta'nın sokaklarında boy gösterdi. Sarkozy’den Cameron’a, Merkel’den Berlusconi’ye bütün sağcı liderler bu ruhu kovmak için kutsal bir ittifaka girişti.
11 Ocak: One Minute'e alçak koltuk misillemesi Davos’taki ‘One minute’ skandalının ardından Türkiye-İsrail ekseninde bu kez de ‘alçak koltuk’ krizi patlak verdi. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayolon’un, parlamentoya çağırdığı Büyükelçi Oğuz Çelikkol ile görüşmesinde “Bizim yüksek, onun daha alçak bir koltukta oturduğuna dikkat çekerim” demesi kıyameti kopardı. Çelikkol ile el sıkışmayan Ayolon’un hakaretvari davranışları Ankara ile Tel Aviv arasında ipleri kopardı.
13 Ocak: Yoksul Haiti’yi önce deprem sonra kolera vurdu Karayipler'in yoksul ülkesi Haiti'de meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremde 250 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Deprem ülkeyi adeta yerle bir etti, ülke kaosa sürüklendi. Açlık ve susuzluğun baş gösterdiği ülkede daha sonra ortaya çıkan kolera salgını da binlerce kişinin yaşamına mal oldu.
19 Ocak: Etnik çatışma Nijerya’yı bölünmenin eşiğine sürükledi Nijerya'nın kuzeyindeki Jos kentinde, Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında çıkan çatışmalarda bir hafta içinde 464 kişi yaşamını yitirdi. Ülkenin ikiye bölünmesi tartışmaları gündeme geldi. Kaddafi gibi liderler bizzat ülkenin bölünmesi için çağrı yaptı.
7 Şubat: Ukrayna’da bu sefer Rusya yanlıları kazandı Ukrayna'da yapılan devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunda, Moskova yanlısı Viktor Yanukoviç oyların yüzde 48,95'ini, Başbakan Yulya Timaşenka yüzde 45,47'ini aldı. ABD yanlısı Viktor Yuşçenko öncülüğündeki ‘Turuncu’ yönetim böylece yenilmiş oldu.
13 Şubat: NATO’nun en büyük askeri operasyonu sivilleri vurdu NATO 2001 sonrası en büyük askeri operasyonu Helmand'da 15 bin askerle başlattı. On binlerce sivil NATO operasyonları yüzünden bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Binlerce sivil yaşamını yitirdi. NATO katlettiği siviller için özür dilemek zorunda kaldı.
27 Şubat: 8.8 şiddetindeki depremde sadece 600 kişi öldü Şili’de tarihin en büyük depremlerinden biri yaşandı. 8.8 büyüklüğünde depremde yaklaşık 600 kişi yaşamını yitirdi. Depremin etkisine rağmen ölü sayısının az olması, Şili’nin örnek başarısı olarak kayıtlara geçti.
7 Mart: Irak’ın seçimi ama kapışanlar ABD ve İran Irak, işgalin ardından ikinci kez parlamento için sandık başına gitti. Seçim yarışı esas olarak ABD ve İran arasında geçti. İran yanlısı Şii ittifak seçimden ikinci parti olarak çıksa da 9.5 aylık maratonun ardından hükümeti kurmayı başardı. ABD’nin desteklediği ittifak seçimi kazansa da iktidarı alamadı.
12 Mart: ‘Kırmızı gömlekliler' ‘Sarı gömleklilere’ karşı 2006 yılında darbeyle görevden uzaklaştıran Devlet Başkanı Taksin Şinavatra'nın yanlıları başbakan Abhisit Vejjajiva’nın istifası ve seçime gidilmesi amacıyla ülkeyi ayağa kaldırdı. ‘Kırmızı gömlek' giyen muhalifler polisle çatıştı, meclisi işgal etti, havaalanlarını kuşattı.
22 Mart: Eyyafyallayöküll 190 yıl sonra patladı İzlanda'nın güneyinde ‘Eyyafyallayöküll’ buzulu altındaki yanardağ, 190 yıl sonra püskürmeye başladı. Avrupa genelinde hava trafiği haftalar boyunca felç oldu. Avrupa’yı kapsayan kül bulutu sebebiyle binlerce uçuş iptal olurken, 17 ülke hava sahasının tamamını veya tamamına yakınını kapattı.
26 Mart: Güney Kore denizaltısı Kuzeyce batırıldı Güney Kore'ye ait bir gemi, Kuzey Kore deniz hududu yakınlarındaki Baengnyeong adası açıklarında battı: 46 Güney Koreli denizci öldü. Kuzey Kore denizaltısından atılan torpidoyla battığını belirtilince kriz çıktı.
8 Nisan: Kırgız steplerinde “gül” devrimi Kırgızistan'da 6–7 Nisan tarihleri arasında başlayan olayların ardından muhalefet yönetime el koydu. Devril lider Kurmanbek Bakıyev ülkeyi terk ederek Rusya’ya sığındı. Geçici hükümetin başına, Sosyal Demokrat Partisi başkanı Roza Otunbayeva getirildi.
8 Nisan: Prag baharında start verildi Obama ile Medvedev Prag'da süresi dolan START-1'in yerini alacak yeni START–2 anlaşmasını imzaladı. Nükleer silah stokunu üçte bir oranında azaltacak olan anlaşma iki ülkenin stratejik nükleer savaş başlıklarını yüzde 25 ila 30 arasında azaltmayı öngörüyor.
10 Nisan: Polonya’nın zirvesi adeta yok oldu Polonya’dan Rusya’ya giden ve aralarında Polonya Devlet Başkanı Lech Kaczynski, Genelkurmay başkanı, Güvenlik Bölümü Başkanı Aleksander Szczyglo, Devlet Başkan Yardımcıları, Merkez Bankası başkanı dahil devletin zirvesinden 96 kişiyi taşıyan yolcu uçağı düştü. Kurtulan olmadı.
3 Mayıs: Acı reçete çalışanlara içirildi 300 milyar avroluk borç yükünden kurtulmak için IMF ve AB ile anlaşan Atina dünya tarihinin en acı reçetesini uygulamaya koydu. Acı reçeteye karşı Yunanlılar aylarca protesto gösterileri yaptı. Öğrenciler ayaklandı. Çalışanlar grev üstüne grev düzenledi.
31 Mayıs: İsrail Akdeniz’i kana buladı Gazze'ye insani yardım taşıyan gönüllüleri taşıyan Mavi Marmara adlı gemi Gazze açıklarında uluslararası sularda İsrail’in baskınına uğradı. 9 Türkiye yurttaşı yaşamını yitirdi.
Baskının ardından İsrail ile Türkiye arasındaki ipler tamamen koptu. Dünya çapında İsrail karşıtı gösteriler yapıldı.
10–15 Haziran: Kırgız ve Özbek çatışması Orta Asya’yı ateşe attı Kırgızistan’ın Oş ve Celalabad kentlerinde Kırgız ve Özbekler arasında çıkan çatışmada yaklaşık 300 kişi yaşamını yitirdi. Evler ateşe verildi, Özbekler komşu ülkelere kaçmak zorunda kaldı. BM'ye göre 400 bin kişi yerinden oldu. Çatışmanın Özbekistan’a da sıçraması tehlikesi baş gösterdi.
22 Temmuz: Kosova’nın bağımsızlığı hukuka uygun Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) Kosova'nın bağımsızlığının meşru olduğu kararı verdi. Bu ayrılık konusunda divanın tarihinde aldığı ilk karar. Sırbistan ve Rusya karara tepki gösterdi.
26 Temmuz: ABD’nin karanlık yüzü ortaya serildi ABD ordusunun Afganistan'da sivilleri katlederek savaş suçu işlediğini gösteren gizli belgeler basına sızdı. WikiLeaks internet sitesinde yayınlanan savaş suçunu belgeleyen 90 bin sayfaya yakın. Bu ABD tarihinin en büyük sızıntısı olarak adlandırıldı.
2 Ağustos: Muson yağmurları Pakistan’ı vurdu Pakistan'ın kuzey batısında etkili olan Muson yağmurları bereket değil, felaket getirdi. Ülke tarihinin en büyük sel felaketinden 1 milyon kişi etkilenirken, binlercesi yaşamını yitirdi, yüz binlercesi ise yollara düştü. On binleri evsiz, aşsız bırakan felaketin boyutları insanlık dramının yaşanmasına yol açtı.
26 Ağustos: Alman orta sınıfı direnişle tanıştı Almanya'nın Stuttgart şehrindeki tren garının yıkılmasına karşı kent halkı ayaklandı. Yıkıma karşı oluşturulan yurttaş inisiyatifi projeye ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle garı işgal etti. ‘Stuttgart 21’ isimi yeni tren garı projesine haftalar süren direniş ile orta sınıf Almanlar sokakla tanışmış oldu.
5 Eylül: ETA’dan silahlara geçici veda Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele veren Bask Ülkesi ve Özgürlük (ETA) çağrılar üzerine bir kez daha ateşkes ilan etti. Örgütün ateşkes kararına karşılık İspanyol devleti tarafından temkinli karşılandı. İspanya ateşkese operasyonlar ile karşılık verdi.
30 Eylül: Solcu lider Correa’ya karşı başarısız darbe Ekvator'da ek ücretleri ve primlerinin iptal edilmesini öngören yasanın çıkarılmasını protesto adı altında sokaklara çıkan polisler ve bazı askerler darbe girişiminde bulundu. Darbe başarısız oldu. Devlet Başkanı Rafael Correa darbeciler tarafından darp edildi.
13 Ekim: 69 gün sonra gelen özgürlük Şili’de yerin 622 metre altında 69 gün geçiren 33 madenci teker teker gün yüzüne çıkmaya başladı. Aylar süren çalışmaların ardından madencilerin tamamı iki gün süren kurtarma çalışmaları ile sağ salim özgürlüklerine kavuşturuldu.
23 Ekim: Fransız işçilerden militan direniş Fransa'da emeklilik reformuna karşı haftalar süren grevler başladı. Petrol rafinerileri işgal edildi, otoyollar trafiğe kapatıldı, üniversiteler işgal edildi. Emeklilik yaşını 60’dan 62’ye çıkartan ve birçok protestoya konu olan yasa tasarısı kabul edildi.
31 Ekim: Eski gerilla lideri Rousseff seçimleri kazandı Brezilya'da 31 Ekim’de gerçekleşen Devlet Başkanlığı seçimlerini eski Marksist gerilla Dilma Rousseff kazandı. Brezilya'nın ilk kadın başkanı olan Rousseff, cuntaya karşı silahlı mücadeleden devletin en tepesine tırmanırken bir ilki başarmış oldu.
11 Kasım: İngiltere'de öğrenci isyanı! İngiltere'de hükümet üniversite harcına zam yapma planını duyurunca öğrenciler sokağa döküldü. Öğrenciler üniversitelerde öğrenci harçlarını üçe katlayan tasarıya karşı ayaklandı. Öğrenciler muhafazakâr parti ile parlamento binasını bastı. On binlerce öğrenci tasarının geçmemesi için günlerce militanca direndi.
19–20 Kasım: Savaş örgütü NATO’ya yeni elbise biçildi Savaş örgütü NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti’nin belirlendiği tarihi Lizbon Zirvesi Portekiz’de yapıldı. Zirvede NATO için yeni tehdit konuları belirlendi. Zirvede karara bağlanan en önemli konu ise Türkiye’ye de konuşlandırılacak olan Füze Savunma Sistemi oldu.
23 Kasım: Kore yarımadasında savaş çanları çaldı Kuzey Kore'nin, yarımadanın batısındaki tartışmalı Yeonpyeong adasında tatbikat yapan Güney Kore'nin kendilerine ateş açtıkları gerekçesiyle adayı top ateşine tuttu. Gerilim yükü yeni yıla aktarıldı.
24 Kasım: İtalya'da öğrenciler ayaklandı!.. İngiltere'den sonra İtalya'daki öğrencilerde isyan etti. Üniversitelerde bütçe kısıtlaması ve özelleştirmeye imkân tanıyan reform tasarısına karşı çıkan öğrenciler, ülke genelinde üniversiteleri işgal etti. Senato’yu da basan öğrenciler polisle militanca çatıştı.
29 Kasım: WikiLeaks depremi dünyayı sardı WikiLeaks adlı internet sitesi, ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait olan gizli belgeleri açıkladı.
Merakla beklenen belgelerin açıklanmasıyla dünya genelinde deprem yaşandı. Belgelerde Türkiye’nin adı 9 bin sayfada geçiyor. Belgeler ile ABD’nin karanlık yüzü deşifre oldu. Belgeler, ABD'nin dünyadaki toplam 270 büyükelçilik ve konsolosluklarla 2004’ten 2010’un mart ayına kadarki günlük yazışmalarının içeriğini ortaya koyuyor.
6–15 Aralık: Rusya’da holigan terörü etnik çatışmaya dönüştü Bir Spartak Moskova taraftarının 6 Aralık'ta Kabardin-Balkarya Cumhuriyeti'nden bir kişi tarafından öldürülmesinden sonra yapılan gösteri ırkçı protestolara dönüştü. Günlerce Kafkasyalılar hedef alındı.
19 Aralık: Renkli devrim Belarus’da başarısız oldu Belarus'ta devlet başkanlığı seçiminin Aleksander Lukaşenko'nun yüzde 79.7 ile yeniden kazanması üzerine muhalifler sokaklara döküldü. Muhalif liderler tutuklandı. ABD seçimin şaibeli olduğunu açıklarken Rusya adil olduğunu açıkladı.
22 Aralık: Yine yeni yeniden soykırım tasarısı ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, tüm uğraşlarına rağmen 1975 olaylarını soykırım olarak nitelendiren tasarı Genel Kurula getiremedi. ABD, Ermenistan ve Türkiye arasında lobi savaşlarına yol açan tasarı, günlerce gündemi meşgul etti. Türkiye karardan memnun.
Petrole bulanan hayvanlar 20 Nisan 2010 tarihinde BP'nin Meksika Körfezi'nde bulunan Deepwater Horizon adlı petrol platformunda meydana gelen patlamada 11 işçi öldü ve 17 işçi yaralandı. Birleşik Devletler tarihinin en büyük çevre felaketi olarak kayıtlara geçen olayda, petrol sızıntısı haftalarca denetim altına alınamadı. Günde yaklaşık 1000 varil petrol denize karışırken, bölgedeki yaşamı derinden etkiledi.
Tanrı parçacığının peşinde Dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma merkezi olarak bilinen Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN'de yüzyılın deneyi için start verildi. Tanrı parçacığını bulmayı amaçlayan deneyde, yaklaşık 14 milyar yıl önceki Büyük Patlama’dan mikro saniyeler sonraki ortamın yeniden yaratılması, çarpışmadan doğacak 'enkazın' incelenmesi ve evrende bugüne dek sır olarak kalanlara ışık tutulması planlanıyor.
Bu haber 2757 defa okunmu?tur.