Likya Haber Gazetesi, Kalkan, Kaş Antalya Haberler
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

EN ÇOK OKUNANLAR

HABER ARA


Gelişmiş Arama

BU GÜNÜN MANŞETLERİ...

manşetler

SON DAKİKA HABERLERİ....

EKŞİ SÖZLÜK...






CANLI TV İZLE...

YAKINDA...

ÖZELLEŞTİRMELERE HAYIR!

ALEXA

Alexa Certified Traffic Ranking for www.likyahaber.net

SİTEYE GELENLER

free counters

ÇEVRİMİÇİ

NOEL BABANIN KEMİKLERİ SIZLAYACAK

NOEL BABANIN KEMİKLERİ SIZLAYACAK

Tarih 08 Aralık 2010, 02:16 Editör Özer YILMAZ

Dünyanın en değerli kumsallarından birini barındıran ve üç ayrı koruma statüsü bulunan Kaş'a bağlı antik Patara kentine 400 villa yapılacak. Koruma imar planı çerçevesinde yapılacak olan villaların bir kısmının inşaatına başlanması bölgede tartışma yarattı. Uzmanlar, Patara'nın ikinci bir Side olacağını öne sürüyor.

NOEL BABANIN KEMİKLERİ SIZLAYACAK

NOEL BABANIN KEMİKLERİ SIZLAYACAK

Dünyanın en değerli kumsallarından birini barındıran ve üç ayrı koruma statüsü bulunan Kaş'a bağlı antik Patara kentine 400 villa yapılacak. Koruma imar planı çerçevesinde yapılacak olan villaların bir kısmının inşaatına başlanması bölgede tartışma yarattı. Uzmanlar, Patara'nın ikinci bir Side olacağını öne sürüyor.
Antalya'nın Kaş ilçesi sınırlarında yer alan antik Patara kenti, 18 kilometre uzunluğundaki kumsalıyla dünyanın en iyi plajlarından birini barındırıyor. Bölge hem doğal hem de arkeolojik sit alanı olmasının yanında Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak da üç ayrı koruma şemsiyesiyle korunmaya çalışılıyor. Ayrıca geçtiğimiz aylarda 34 Akdeniz ülkesini kapsayan uluslararası bir çalışmayla Patara sahip olduğu biyolojik çeşitliliğinden dolayı Önemli Doğa Alanı (ÖDA) olarak seçildi. Likya uygarlığına başkentlik yapan kent, Noel Baba olarak bilinen Aziz Nicolaus'un da doğum yeri. Patara'da yürütülen arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan ve 'dünyanın ilk demokratik meclisi' olduğu öne sürülen Likya Birliği Meclisi'nin (Bulevterion) restorasyon çalışmaları sürüyor. Bir süre önce Milli Saraylar Daire Başkanlığı'na devredilen antik yapı, TBBM'nin himayesinde 2011'de yapılacak 23 Nisan kutlamaları çerçevesinde dünya parlemento başkanlarının ağırlanacağı uluslararası bir toplantıya hazırlanıyor. Bölgede bu toplantı için hummalı bir çalışma yürütülüyor. Son beş yıldır Meclis Başkanları ve Kültür Bakanları sık sık bölgeyi ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi alıp inceleme yapıyorlar.
Kısacası Patara, barındırdığı tarihi miras ve doğal değerleriyle bir dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir bölge. 1980'lerden buyana da rant ve yapılaşma baskısıyla karşı karşıya bulunan bölgenin koruma amaçlı imar planı uzun süren çalışmalar ve tartışmaların ardından iki yıl önce onaylanarak uygulamaya konuldu.

                  Patara bölgesi önemli doğa alanı olarak seçilmişti
Ancak 2008 yılında hazırlanan Patara Koruma Amaçlı İmar Planı'nda yapımına izin verilen kooperatif villaları bölgede tartışma yarattı. Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Osman Aydın, uluslararası bir toplantı için Likya meclisinin restorasyonunun sürdüğü bölgeye ikinci konut yapımının yanlış olduğunu söylerken, Patara Muhtarı Arif Otlu, "Patara henüz bakir bir yer, bu kadarlık yapılaşmayı kaldırır" dedi. Patara'da sekiz yıl planlama çalışmaları yapan Prof. Dr. Tunçer ise Patara'nın Side olma yolunda ilerlediğini söylüyor.
PATARA İÇİN KİM NE DEDİ
Prof. Dr. Mehmet Tunçer ( Şehir Yüksek Plancısı ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Bölüm Başkanı):
'KOOPERATİFLER BAŞKA ALANA NAKLEDİLMELİYDİ'

Patara'nın bir önceki koruma amaçlı imar planını Kamutay Türkoğlu ile birlikte hazırlayan Şehir Yüksek Plancısı ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, Patara'daki kooperatiflere yapılaşma izni verilmesinin yanlış olduğunu belirterek, kazanılmış hak kavramının bu tür özel alanlarda geçerli olmadığını söylüyor. İnşaat izni verilen bölgede nekropol bulunduğunu ve 1. Derece Arekeolojik Sit Alanı olması gerektiğini söyleyen Tunçer, kooperatiflerin takas ya da kamulaştırma yoluyla başka alanlara nakledilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
'PATARA, SİDE OLMA YOLUNDA'
Sekiz yıl Patara'nın korunması için planlama çalışması yaptıklarını belirten Tunçer, 1997'de hazırladıkları plan raporları ve analizlerin, 1998 sonunda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'ne sunulduğunu ancak Kültür Bakanlığı'nın altı yıl süren uzun inceleme sürecinden sonra planı uygun bulduğunu anlattı. Tunçer, "bu dönem içinde Patara'da kaçak yapılaşmalar, yangınlar ve tahribatlar yaşandı. Plan biter bitmez de kooperatifler tarafından iptal davası açıldı" diye konuştu. 1996 ve 1997 yıllarında hazırlanan Patara Yönetim Planı'na da değinen Tunçer, bu planın uluslararası krediyle yapıldığını belirterek, "Patara'da halkın katılım toplantılarında bütün katılımcılar büyük bir coşku ile 'Pataranın bir Side olmaması için elimizden geleni yapacağımızı' söylemiştik. Ancak şimdi Patara'nın yeni bir Side olma yolunda büyük bir hızla ilerlediğini görüyor ve üzüntü duyuyorum. Türkiye tüm değerlerini yokederek kendini de yokediyor!" ifadelerini kullandı.

                       Patara'da villa inşaatı
Osman Aydın (Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı):
'ANTİK KENTE İKİNCİ KONUT OLMAZ'

"Patara çok önemli bir yer. Buradaki yapılaşma bölgeye olan yapılaşma baskısını arttıracaktır. Bir yandan dünyanın ilk meclisini restore ediyoruz bir yandan da Patara'ya ikinci konut yapımına izin veriyoruz. Bırakın Patara'yı, hiç bir antik kente ikinci konut yapılmamalı. Bölgedeki kooperatiflere ait araziler kamulaştırılabilirdi. Patara'ya yapılacak olan villalar, Türkiye'nin en değerli villaları olacak. Kooperatif adı altında bir çok kişi villa sahibi olacak."
ARİF OTLU (Patara- Gelemiş- Muhtarı):
'İNŞAATLAR GAYET YASAL'

Patara ÖÇK içerisinde kalan ve Ova Beldesi sınırlarındaki alanda inşatına başlanan villaların, 2008 yılında onaylanan koruma imar planı çerçevesinde yapıldığını belirten Patara Muhtarı Arif Otlu, bölgenin 18 uygulamasının Mart ayında ihale edildiğini anımsatarak, "En kısa zamanda da 18 uygulamasının sonuçları askıya çıkarılacak. Belki de bir iki ay sonra köyde de inşaatlar ortaya çıkacak. Burada yapılan inşaatlar gayet yasal" diye konuştu.
'FAZLA DEĞİL, 400 VİLLA!'
Patara'nın yapılaşmasına yönelik endişelerle ilgili sorumuza, "Endişesi olanlar mutlaka olacak tabii ki. Ancak buradaki imar planı koruma amaçlı olduğu için yapılacak olan yapılar planın şartlarına, mevzuatlarına uygun olacak. 700 metrelik alana, 70 metrekarelik konutlar yapılacak" yanıtını veren Muhtar Otlu, kaç konut yapılacağıyla ilgili sorumuzu da, "fazla değil, 350-400 arasında. Daha önceden bu kooperetiflerin 1000 konut yapma durumu vardı, imar planına göre bu biraz düşürüldü" şeklinde yanıtladı.

Patara'da 1980'li yıllarda inşatına başlanan ancak durdurulan kooperatifler yeniden inşa edilecek
KOOPERATİFLERİN DEDİĞİ OLDU
Patara'daki yapılaşma içerisinde turistik tesis ve otel bulunmadığının altını çizen Otlu, "Geçmişte kooperatifler, imar planındaki yapılaşma oranının yüzde beş değil de yüzde on olmasını istiyorlardı. Bu nedenle davalar açılmıştı. Neticede yüzde on oldu. Planda, kooperatiflere toplam 2 bin, köy için de bin nüfus öngörülüyor" dedi.
'PATARA'NIN GAYET ŞIK OLMASI GEREKİYOR'
Patara'nın gelişme yönünden öne çıktığını vurgulayan Otlu, 2011 yılında Patara'daki Likya Birliği Meclisinde dünya parlemento başkanlarını bir araya getirecek olan uluslararası bir toplantı düzenleneceğini anımsatarak, "Bu nedenle Patara'nın çevresinin de gayet şık olması gerekiyor. Bunun için yolu granit taşla kaplamaya başladık. 11 bin metrekare granit küp taşı yapılacak" diye konuştu.
'PATARA HENÜZ BAKİR, BU KADARINI KALDIRIR'
Yapılaşmanın Patara'yı olumsuz etkilemeyeceği görüşünü dile getiren Otlu, "Bu yapılaşmanın sıkıntı vereceğini zannetmiyorum. Patara henüz bakir bir yer, bu kadarlık yapılaşmayı kaldırır. Kalkan'da olduğu gibi İngilizlere villa pazarlama düşüncemiz yok. 20 yıldır sıkıntısını çektik, 21. yılda da bunun rahatlığını yaşayalım diyoruz. Koruma amaçlı imar planı olduğumuz için de genişleme şansımız çok zor. Ayrıca tapulu arazimiz yok. 2-B ve 1. Derece Sit'e takılıyoruz. 3 bin nüfus, 750 konut. Ben zannediyorum ki önümüzdeki günlerde diğer köylüler de rahatlayacaklar" ifadelerini kullandı.

 

          Patara'da yapımına başlanan villalar kumsala yakınlığıyla dikkat çekiyor
'İLK YAPIYI BEN YAPMAK İSTİYORUM'
Patara'da yapılacak olan konutlarda Kaş'taki eski yapıların model alınacağını belirten Otlu, "yapılarla ilgili tip proje istiyoruz. Bu konuda mimarlar odası, koruma kurulu gibi kurumların görüşlerini aldık. Buradaki bütünlüğü bozmayacak bir dokuda tip projeyle gidelim diyoruz. Likya Birliği'ne başkentlik yapmış, uluslararası bir toplantıya hazırlanan bir kentin köyü de o kente uygun olmalı diye düşünüyorum. Ben umutluyum. Hatta Patara'nın içinde ilk yapıyı da ben yapmak istiyorum. Neden derseniz, otuz yıllık bir yapım var ve bu yapı artık beni yıprattı" dedi.
'HER ŞEY BİZİM KONTROLÜMÜZDE'
Geçmişte bölgedeki yapılaşmaya ve çıkar çatışmalarına karşı sert muhalefetiyle bilinen kazı evinin bugünkü gelişmeleri nasıl değerlendirdiği yönündeki sorumuza da açıklık getiren Otlu, "Havva (Işık) Hocam bu konuda hem koruma kurulu başkanı hem de kazı başkanı olduğu için tamamen bu oluşumun içinde. Herşey onun kontrolü altında. Zaten kendisi ben ve müze görevlileriyle birlikte tamamen kontrol altında tutmaya çalışıyoruz. Patara bizim Patara'mız sonuçta. Konuşulan her neyse gerçek dışıdır. Biz Patara'yı şu salaş haliyle bile 20 yıl koruyabildiysek bundan sonra da koruruz. Buraya şakır şakır villalar değil de şartların elverdiği, imar mevzuatının elverdiği bir yapılaşma yapabilirsek o zaman Avrupa'ya da 'burası Patara'ymış' dedirtebiliriz" ifadelerini kullandı.

    Villalar meclis binasına hakim tepeyi de kapsayacak
Ramazan Abalı (Otel işletmecisi-Patara):
Patara'da 27 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olan ve otel işleten Ramazan Abalı köyde 1980'lerin başından beri plan tartışmaları yaşandığını söylüyor. Mevcut yapıları onarmaktan bile korktuklarını belirten Abalı, "plan bizi memnun etmedi. Plana göre büyük arazisi olanlar konut yapabilecekken, 500 metrekare gibi küçük arazisi olanlar bu haktan yararlanamayacaklar" diye konuştu.
Planın öngördüğü 3 bin kişilik nüfus projeksiyonunu da yetersiz bulan Abalı, "bu plan gelecekte kaçak yapılaşmalarla delinir. Biz hem yaşayalım hem de koruyalım istiyoruz. Buna göre 4 bin nüfusluk bir yapılaşma daha gerçekçi olurdu" görüşünü dile getirdi.
ÖNCE İZİN VERİLDİ, SONRA YIKIM KARARI ÇIKTI

1986 yılında Koruma Kurulu yerine, Antalya Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'ne başvuran Patara'daki kooperatifler, Bayındırlık Müdürlüğü'nün Antalya Müzesi'nden aldığı olumlu görüş üzerine inşaat izni almış ve bölgede 2 bine yakın konutun inşasına başlamıştı. Antalya İl İdare Kurulu Kararı ile verilen izni, dönemin Antalya Valiliği de onaylamış, kooperatif alanlarını içeren kesimler, "Toplu Konut Yerleşim Alanı" olarak kabul edilmişti. Ancak 1990 yılında koruma amaçlı planın koruma kurulunun eşgüdümünde yürütülmesi kararının ardından, inşaat ruhsatı işlemlerinin durdurulmasına ve sit alanları içerisindeki yapıların iki kattan fazlasının yıkılmasına karar verilmişti.
YENİ PLAN NELERİ ÖNGÖRÜYOR?
2008 yılında Antalya İl Özel İdaresi'nce yaptırılan Patara Koruma Amaçlı İmar Planı'na göre, köy merkezi ve çevresinde yüzde 15 yapılaşma izni verilirken, bu alandaki binaların iki katlı ve 6.5 metre yüksekliğinde olacağı belirtildi. Üç bölümden oluşan planın ikinci bölümünü kapsayan Tömler mahallesindeki yapılaşma ise yüzde 10 olarak belirlendi. Buradaki binaların iki katlı olmasına izin verilirken, kooperatif alanlarını kapsayan üçüncü bölümdeki yapılaşmanın yüzde 10 civarında, binaların ise tek katlı olmasının kararlaştırıldığı plan hükümlerine göre yapılacak her yapı için Antalya Anıtlar Kurulu'ndan izin alınması gerekiyor.
UZMANINDAN ÇARPICI PATARA YORUMU
Türkiye'nin önemli şehir ve bölge plancılarından biriyle gezdiğimiz Patara, uzman dostumuza göre özenle korunması gereken bir bölge ancak lokal değerlendirmeler ve kısa vadeli çıkarlar uğruna kurban ediliyor. Bölgenin koruma dengesi gözetilerek üst ölçekli planlarla ele alınması gerektiğini belirten akademisyen şehir plancısına göre, günümüzde yapılan koruma kullanma ve planlama çalışmaları, üst ölçekli planlardan yoksun olduğundan bir tür yasak savma anlamında ele alınıyor.
İsmini vermek istemeyen kamuda görevli bir şehir ve bölge plancısının Patara'ya yaptığı inceleme gezisinin ardından yaptığı kapsamlı değerlendirme şöyle:
KORUMA PLANI ARAÇ OLARAK KULLANILIYOR
"Cerahatlı bir yaraya sadece lokal anesteziyle müdahale edilebilir, kuşkuzu oradaki cerehat temizlenebilir ama kaynağı ortadan kaldırılmayan bir enfeksiyonun yeniden yayılma ve vücudu ateş altına alma, sarsma ihtimali her zaman gündemdedir. Burada da alınacak lokal tedbirlerden bir tanesinin reçetesi gibi görünen koruma imar planının amacı, tam da bu kelimeyle uygun olarak bir araç olarak kullanılıyor. Yani amaç gerçekten koruma mı yoksa koruma görüntüsü altında alanı parçalara bölüp işletmek mi? Amiyane tabirle 'pazarlamaya' açmak mı? Dolayısıyla biz plancılar meseleye 'planların kademeli birlikteliği' ilkesinden, planlı bir hiyerarşi bağlamında bakar, çözümleri de bunun içinde ararız.
BÖLGE ÇOK KIYMETLİ
Patara örneğinde baktığımızda, epeyce popüler hale gelmiş, rant ve piyasa değeri artmış; tarihiyle önündeki 18 kilometrelik kumsalıyla, o kumsalına belli mevsimlerde gelerek yumurta bırakan binlerce carettasıyla, bir zamanlar antik limana yataklık yapmış, şimdi bataklık haline gelmiş olan su havzasıyla; çok kıymetli ve gerek yerli halkın gerekse dışarıdan gelenlerin iştahını büyük ölçüde kamçılayan bir mekan haline geldiğini görüyoruz.
Böylesi bir mekanda bizatihi devletin, az önce ifade etmeye çaşıltığım hiyerarşik bir planlama anlayışı içinde düzenlenmesi öngürülmeyen, bu anlamda planlanmayan bir bölgede, 'koruma planımızı yapalım, işimize bakalım' anlayışıyla bir anlamda kaderine bırakılmış olan yerlerden birisi gibi geliyor.

 

                 Restorasyonu süren Likya Birliği meclisi
'KORUMA PLANI YAPALIM, İŞİMİZE BAKALIM'
Burası için çok da hayalci olmamak gerektiğini düşünüyorum. Bugünden yarına 'koruma planı yapalım, işimize bakalım' eşiğine gelinmişken, bundan öteye gidip de yeniden merkezi planlama otoritesi tarafından farklı ilgili bakanlıkların eşgüdümüyle yapılacak üst ölçekli planların artık bir hayal olduğunu görüyorum. Çünkü bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de üst ölçekli merkezi planlama yok edilerek, havzalar parçalara bölünerek, yok edilerek onun iliğinin kemiğinin sömürülmesine dönüştü. Bu örnekte de böyle. Bundan böyle bölgenin kapsamlı bir bölgesel planlamaya tabi tutulacağı ihtimali çok zayıf.
GELECEĞE BİRAZ FAZLA MİRAS BIRAKABİLMEK
Tarihle eşdeğer bir konumu bulunan böylesi yerlerin belki de son çeyrek yüzyıl içinde hızla tahrip olmanın ötesine geçerek yokedildiğini görüyoruz. Gelecek kuşaklara hiç değilse biraz daha fazlaca miras bırakabilmek, bugünün belki de çaresiz yaklaşımı.
PATARA NASIL KURTULUR?
Özellikle buradaki kaçak yapılaşmayı, kontrolsüz ilerlemeyi durdurabilmeyi sağlamak üzere koruma planında buna karşılık gelen bir kullanım hakkı vererek rahatlatılması gerekiyor. Yani yerel talepleri bir ölçek içine alarak ve bunları bir bölü bir uygulamalarda söz konusu olan konutsa, pansiyonsa, bütün bunları bir modelleme çarçevesinde sahaya oturtarak, sahayı bir maket gibi ele alarak köylü nüfusun barınmasını, istihdamını çözecek bir proje yaratmak.
BÖLGENİN TARİHSEL DEĞERİ BİRİCİK
İkincisi, dışarıdan gelen ve daha yüksek iştah katsayısına sahip olan talepleri mümkün olduğu kadar küçültmek, onları da aynı modelleme çerçevesinde biçimlendirmeye çalışmak ve aşırılıklardan kaçınmak. Yoğunluğun artmaması, sıkışık dokuların oluşmaması, doğal ve tarihsel çevreye verilecek tarhibatın asgariye indirilmeye çalışılması. Altyapı yatırımlarının en sağlıklı ve ekonomik biçimde gerçekleştirilmesi. Yapılması düşünülen granit kaplama yolun oradaki alt yapı taleplerinden biri olması üzücü. Çünkü granitle kaplanan bir yola mı ihtiyacı var, yoksa bir yola mı ihtiyacı var Patara'nın. Bence ortalama standartları olan bir yola ihtiyacı var. Yöredeki tarihsel değerlerin karşılığı öylesine yüksek ki, Türkçedeki tabirle biricik, ünik.
PATARA LUNAPARK DEĞİL, MÜZEKENT OLMALI
Bölgeyi bir pazar, piyasa mekanizması değil, yaşayan bir müze kent olarak kurulmasının somut koşullarının yaratılması lazım. Yoksa burayı bir lunapark anlayışıyla gerçeküstü projelerin peşine takılıp da ham hayaller görmeden bölgesel bir kalkınma planının parçası olarak bu mekanı ele almak gerektiğine inanıyorum.
PLANLAMA YÜZ YIL İÇİN YAPILMALI
Gerekli hukuksal araçları kullanabileceğimi bilseydim, köyün nüfus projeksiyonunu dışında bir nüfusu buraya eklemlemezdim. 2 bin kişilik nüfusu buraya asla getirmezdim. Tarihsel sit alanının etki alanını hesaba katarak bunun içerisinde hiç bir yapılaşmaya kesinlikle izin vermezdim. Mutlak suretle buradaki yapılaşmayı çirkin güzel ayrımı yapmaksızın kazıyarak bu bölgeyi oradaki arkeologlarla başbaşa bırakırdım. Planlama bugün için değil, yüz yıl için yapılmalı. Gelecek bugünden planlanmalı.
2 BİN KİŞİNİN KEYFİ İÇİN DÜNYA MİRASI BİR YER YOKEDİLEMEZ
Bugünkü haliyle baktığımda, kooperatiflerin tasfiye edilmesi, kooperatiflerin mülkiyetinde olan yerlerin imar planında kamuya kazandırılmasının plan notlarının oluşturulması, buna mukabil de kooperatiflerin de mağdur olmayacağı şekilde muadil kamu arazilerinden yer ihdas edilmesinin bu planın en önemli plan notlarından sayardım. Edinilmiş hak kavramı, bu tür bölgeler için söz konusu dahi edilmemeli. Yani 400 villa, çarpın dörtle beşle, 2 bin kişi müktesap hakkım var diyerek, keyif yapacak, rahat edecek diye sadece bu ulusun değil, artık bir dünya mirası olmuş bir yerin kurban edilmesinin doğru bulmadığımı söylemek istiyorum.
PATARA OLAĞANÜSTÜLEŞTİRİLEREK KURBAN EDİLİYOR
Yapılan restorasyonların özensizliğinin de alanın piyasa koşullarına göre düzenlenmesinin bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Buradaki alan olağan bir turizm seyri içerisinde planlanmalı. Burayı bu şekilde olağanüstüleştirerek aslında orta ve uzun vadede değerini düşürüyorsunuz. Burayı farklı ve karmaşık bir sürecin malzemesi ya da kurbanı haline getiriyorsunuz. Bir süre sonra kaybettiğiniz Patara ve çevresini yeniden kazanma araçlarından yoksun kalacaksınız. Burayı spekülatif bir alan haline getiriyorsunuz. Buraya yerleştirilecek 3 bin nüfus, kendini katlayarak çoğalacaktır. Çünkü bu tür atraksiyonlar kendini katlayan bir etki yaratırlar.
Yerelden yükselen 'yıllardır biz buraya çivi çakamıyoruz' söylemlerine bir parmak bal çalmaktan ibaret bir çözüm olarak tasarlandığını görüyorum planı. Bu söylemin çok da doğru olmadığı Patara'daki yapılaşmadan da ortada."

haber: Yusuf Yavuz/kaş

yayın: Odatv.com


Bu haber 2211 defa okunmu?tur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

TOPLUMSAL YAŞAM

YEGANE YOL

YEGANE YOL SOSYALİZM DÜNYAYI KURTARMAMIZI SAĞLAYACAK YEGANE YOLDUR...

"BİRDE UTANMADAN 'BELEDİYE BAŞKANLIĞI' İSTİYORLAR"

"BİRDE UTANMADAN 'BELEDİYE BAŞKANLIĞI' İSTİYORLAR"
********FARKIN NE****************23 Şubat 2014

HAVA DURUMU

Detaylı bilgi için resmin üzerine tıklayın.

ANKET

sence; KALAMAR TAVA MI MEZE Mİ?






Tüm Anketler

GOOGLE TERCÜME



Copyright © 2005-2012 www.likyahaber.net Tüm hakları acaip bir şekilde saklanmıştır. Kopye eden fena olur!... demedi demeyin... editör-özer yılmaz/elk.mühendisi-yıldız teknik üniv. POSTA ADRESİMİZ; haber@likyahaber.net
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapy: MyDesign Haber Sistemi


porno izle