CHP'nin eski ve yeni Genel Başkanları Antalya halkını birlikte selamladı.
CHP'nin eski ve yeni Genel Başkanları Antalya halkını birlikte selamladı.
CHP'nin Antalya mitingi siyaset tarihinde az rastlanan bir tabloya tanıklık etti. CHP'nin eski ve yeni genel başkanları halkı birlikte selamladı. Kılıçdaroğlu ve Baykal, ''birlik - beraberlik'' görüntüsü verdi.
GANDİ VE BAYKAL'A SEVGİ SELİ
CHP'nin Antalya'da düzenlediği miting hem kitlesellik, hem de ''birlik - beraberlik görüntüsü"yle dikkat çekti. CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın İstanbul'da yapacağı toplantıyı iptal ederek son anda katıldığı Antalya mitingi saat 17.00'de başladı. CHP'li görevlinin mitinge katılan yöneticileri tanıtmasının ardından, sahneye CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal davet edildi. Baykal için "CHP'nins emektarı, eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili" ibareleri kullanıldı.
Sahneye alkış ve sloganlar eşliğinde gelen Baykal, sloganların sürmesi yüzünden konuşmasına uzun bir süre başlayamadı. Baykal, "Bugün buraya oyumu açıklamak ve sizleri 12 Eylül'de yapılacak olan halk oylamasına davet etmek için geldim" dedi. baykal, 12 Eylül'de yapılacak olan referandumda "Hayır" oyu kullanacağını açıkladı.
12 Eylül 1980'de yapılan referandumda "Evet" oyu verenlerin bugün mahcubiyet yaşadığını söyleyen Baykal, "Yıllar sonra, bugün Evet verenler de aynı mahcubiyeti yaşayacak. Sizin 'Hayır' oylarınız ise boynunuzda bir şeref madalyası olarak asılı duracak" dedi.Konuşmasını kısa tuttuğu gözlenen Baykal, halkı selamladıktan sonra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kürsüye davet etti. Baykal, "Şimdi Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu dinleyeceğiz. Sayın Kılıçdaroğlu partimizin anayasa değişikliği hakkındaki görüşlerini anlatacak" ifadesini kullandı. Baykal, Kılıçdaroğl'nu kürsüye davet ederken, "Dosta düşmana karşı birlikteyiz" sözlerini de sarf etti.
Baykal'ın konuşmasının ardından yoğun bir alkış ve slogan eşliğinde kürsüye gelen Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkan Baykal'la tokalaştı. İkili daha sonra ellerini havaya kaldırarak mitinge katılan yaklaşık 50 bin kişiyi selamladı. Baykal, daha sonra kürsüden inerek platformun arkasına geçti.
"BU ANAYASA TOPLUMU BÖLÜYOR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Dayatmayla dünyanın hiç bir ülkesinde anayasalar hazırlanmaz. Bu anayasa toplumu bölen bir anayasa, toplumu birleştiren bir anayasa değil'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile birlikte, Belediye Kültür Salonunda, Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Belediye İş Sendikası ve Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel Sen) arasında imzalanan toplu sözleşme törenine katıldı.
Törende konuşan Kılıçdaroğlu, Büyükşehir belediyesi ile çalışanların alın terinin karşılığını almak için masaya oturduklarını, böylece barışın ve huzurun sağlandığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Aslında sosyal demokratların temel amacı da bu. Bir ülkede yaşayan bütün insanların barış içinde çalışması, üretmesi, evine ekmek götürmesi, barış içinde yaşayan bir toplumu olgunlaştırmak, güçlü kılmak, geleceğe hazırlamak, hepimizin görevi olmalıdır. Antalya Anakent Belediye Başkanımız bu konuda önemli bir görev yaptı'' diye konuştu.
Anayasa değişiklik paketine de değinen Kılıçdaroğlu, bazı sendikaların tutumunu eleştirdi. Bazı sendikaların ''hala olayların farkında olmadığını'' savunan Kılıçdaroğlu, ''Çünkü onlar sanıyorlar ki 'hep bu iktidar olacak ve hep o iktidar bizi destekleyecek. Biz palazlanacağız ve o iktidarın sözcüsü olacağız.' Oysa sendikaların her siyasi partiye eşit mesafede olmaları ve kendi üyelerinin çıkarlarını savunmaları gerekiyor. O nedenle o sendikaları da sizin dikkatinize sunmak isterim'' ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, bir iktidar döneminde, bir memur sendikasının üye sayısının yüzde 770 artmasının, o sendikanın gerçek bir sendika olmadığını gösterdiğini kaydetti.
Antalya'ya eski Genel Başkan ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'la birlikte geldiklerini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Hepinizin bilmesi gerekiyor. Antalya'ya önceki genel başkanımızla beraber gelmek benim için çok güzel bir olay, onur benim için. Telefon ettim. Lütfedip kabul ettiler, beraber geldik. Antalya elbette ikimizi beraber görmekten son derece mutlu ama ben eminim sadece Antalya değil bütün Türkiye, bütün sosyal demokratlar mutlu. Çünkü bizim bir amacımız var: huzur içinde yaşayan bir Türkiye, gülümseyen bir Türkiye'yi yaratmak. Gelecek kaygısı olmayan bir Türkiye'yi yaratmak. Her şey bizim elimizde, her şey bizim mübarek ellerimizde, emeğimizde, alın terimizde. Onu iyi değerlendirirsek, gereğini yaparsak, aklımızı ve mantığımızı kullanıp, kim neler yapmak istiyor diye sorgularsak, gerçeği buluruz. Ben bizim insanımızın sağ duyusuna güveniyorum. Çünkü dayatmayla dünyanın hiç bir ülkesinde anayasalar hazırlanmaz. Bu anayasa toplumu bölen bir anayasa, toplumu birleştiren bir anayasa değil.''
''KENDİ ÇOCUKLARIMIZ İÇİN OY KULLANACAĞIZ''
Toplumu bölen bir anayasanın topluma huzur getirmeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Onun için biz bu anayasaya 'hayır' diyoruz. Neden 'hayır' diyoruz? Çünkü 'hayır' dememizin gerisinde kocaman bir Türkiye var. Kaygı duyulan bir Türkiye var. O nedenle hepimiz oy kullanırken bir kez daha düşünmek zorundayız. Bir partiye oy vermiyoruz. Kendi çocuklarımız için oy kullanacağız. Eğer bir gece evlerimizin basılıp sabaha karşı gözaltına alınıp, aylarca tutuklanmak... Bu anayasaya evet denirse çıkan sonuç bu olursa hiç kimse şaşırmasın. Bugün bile yapıyorlar. Bugün bile yargı bağımsız değil. Yargı daha bağımlı hale getirilmek isteniyor. Siyasallaşan yargı kamu vicdanını yaralar'' diye konuştu.
Anaysa değişikliği sürecinde üniversitelerden olumlu ya da olumsuz tepki gelmediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Anayasa değişiyor ama üniversitelerde müthiş bir sessizlik var ama bunu sayın Başbakanın sorgulamamasını anlayışla karşılıyorum. Çünkü o baskıyı kuranlar, gücünü hükümetten ve YÖK'ten alıyor. Demokles'in kılıcı üniversitelerin üzerindeyse üniversitelerde özgürlük yok demektir. Özgürlüğün olmadığı yerde toplum gelişemez. Geleceğe yönelik olarak hiç umutsuz olmadım, bundan sonra da umutsuz olmayacağım. Doğruyu savunsak başarılı olacağımıza inanıyorum, milyonlar gelecek. Sonra biz gerçeği kendi ellerimizle yakalayacağız.''
'12 EYLÜL UĞURSUZDUR'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''12 Eylüller uğursuzdur, o 12 Eylül de uğursuzdu, bu 12 Eylül de uğursuzdur. 12 Eylülde, 12 Eylül anayasalarına 'hayır' diyeceğiz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Antalya mitinginde, kendisinden önce platforma çıkan ve vatandaşlara kısa bir konuşma yapan eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile el ele tutuşarak, vatandaşları selamladı.
Selamlamanın ardından söz alan Baykal, ''Bugün Antalya'ya sizlerin karşısına önümüzdeki halk oyunda kullanacağım oyun ne olduğunu, kendi ağzımla sizlere ifade etmek için geldim. Bütün Antalyalı hemşehrilerimizi halk oylamasında ''hayır'' demeye davet etmek için geldim'' diye konuştu.
Baykal, referandumda kullanılacak ''hayır'' oyunun çok önemli olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Biliniz ki, her 'hayır' oyu sizin için, aileniz için, çocuklarınız için daima şeref madalyası gibi onurla hatırlanacak bir oy olacaktır. 'Hayır' oyu kullandığınız için gelecekte Türkiye'nin karşısına çıkacak sorunlarda, 'evet ben o gün 'hayır' oyu kullanarak, bütün bunları görmüştüm, bütün bunların sorumluluğunu hissetmiştim, Türkiye'yi bu sıkıntılardan kurtarmak için o zaman üzerime düşen 'hayır' oyunu kullanmıştım' diye iftihar edeceksiniz. Ama bugün 'evet' oyu kullananların büyük bir kısmı, 'canım ben o oylamada 'hayır' oyu kullanmıştım' demeye başlayacaklardır. Nasıl 12 Eylül'de yüzde 90 oyla anayasayı kabul edipte, ona destek olan partilerin önde gelenleri, bugün o anayasaya 'hayır' demiştik diye sorumluluktan sıyrılmaya çalışıyorlarsa bilin ki, haftaya yapılacak oylamada 'evet' diyecek olanlar bunun vebalinden, sorumluluğundan kurtulamayacaktır.''
Antalya olarak bu konuda en güzel sınavı verileceğine inandığını dile getiren Baykal, ''Sayın Genel Başkanımız aramızda, şimdi size bu konuda CHP'nin anlayışını bütün boyutları ile ortaya koyacak. Bu manzarayı sergileyerek, bu beraberliği ortaya koyarak CHP'nin tam bir birlik ve bütünlük içinde, tarihi sorumluluğunun bilincinde gerekeni yapmakta olduğunu, dosta düşmana göstermek istedik'' diyerek, sözlerini tamamladı.
Baykal'ın ardından söz alan Kılıçdaroğlu da konuşmasına, ''Milyonlarla sandığa gidip,milyonlarla 'hayır' demek için hazır mıyız'' diyerek başladı.
Başbakan'ın geçen günlerde Antalya'ya gelerek bir konuşma yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Sayın Başbakan geçen gün Antalya'ya geldi, Antalyalılara sesleniyor, 'evinizde doğalgaz var memnunun musunuz' diye soruyor. Niye gülüyorsunuz, evlerinizde doğalgaz yok değil mi? Allah aşkına şu Başbakan'a bakın, şu sefalete bakın, şu zavallılığa bakın. Sayın Başbakan kaç kez Antalya'ya geldin, evlerde daha doğalgaz olmadığını öğrenemedin mi? Ve bu Başbakan ülkeyi yönetiyor, bir sor bakalım, bu Antalyalı kömür mü yakıyor, evinde doğalgaz mı var? O nedenle ders verin bu adamlara'' dedi.
Başbakan'ın bir televizyon programında Antalya'ya stadyum yapacağını, ancak yeni belediye başkanının engellediğini söylediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Ülke yönetiminden, Antalya'dan bu kadar habersiz bir Başbakan ülkeyi sağlıklı yönetebilir mi? Onun derdi stadyum değil, stadyumun yanındaki ticaret merkezi, oradan nasıl köşeyi dönebiliriz. Oraya stadın yapılmasını engelleyen, uygun görmeyen anakent belediye başkanımız değil, yargı kararı çıktı, talan düzenine karşı çıktı, dolayısıyla yargıya dil uzatan Recep Bey bilsin ki, talan düzenine ilk tokadı yargı attı, o tokadın sesi AKP'nin yanağında patladı'' diye konuştu.
Başbakan'ın ısrarla kendisinin meydanlarda Anayasa'dan bahsetmediğini dile getirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''12 Eylüllerde 12 Eylül anayasalarının tümüne 'hayır' demeyi kutsal bir görev'' kabul ettiğini söyledi.
Anayasa değişikliğinin kabul edilmesi durumunda, vatandaşların otobüs, vapur biletlerine zam yapılması durumunda idare mahkemesine başvuramayacağını ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Allah aşkına söyler misiniz, böyle bir düzen hangi demokrasi de vardır? Ben size söyleyeyim, bu düzeni kurmak isteyen Recep Bey demokrasisi. Öyle yapıyor ki kimse konuşmasın, vatandaş hak aramasın. Siz konuşmayın, sizin yerinize Recep Bey konuşsun, sizin yerinize o yürüyecek, her şeyi yapacak. Şimdi soruyorum, valileri, cumhurbaşkanını, meclis başkanını tayin ediyorsun, dinleme işi yapan adamları tayin ediyorsun. Şimdi diyor ki, bir şeyi atayamıyorum. Kimi? Yargıçları. Şimdi yargıçları atayacağım, diyor. Yargıya müdahale edeceğim, yargıdan hesap soracağım, diyor. Yargı benim istediğim gibi karar versin, yoksa yargı benim ayağımdaki prangadır, diyor. Bunu söyleyen adamda demokrasi kültürü var mıdır? Adaletin kantarı ile oynama Recep Bey. Gün gelir o kantar seni de tartar. O zaman sen ne yapacaksın? Eğer bu Anayasa değişikliği kabul görürse Türkiye'de yolsuzluklar meşrulaşacak, ihale yöntemi ile yolsuzluk yapanlar artık anayasanın güvencesi altında olacaklar. Tıpkı ihaleye fesat karıştıran milletvekilleri gibi, tıpkı hayali ihracatçı milletvekilleri gibi, tıpkı kalpazan başbakan gibi, bunların tamamı anayasal zırha kavuşmuş olacak.''
Edirne'den Hakkari'ye kadar bütün bilbordlarda ''evet'' yazdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bütün televizyon kanallarında bunlar çıkıyorlar. Bugün bir kez bir televizyon programına katıldım ama benden sonra iki AKP'li bakanı çıkardılar, sözde dengeyi sağlayacaklarmış. Hangi dengeden bahsediyor bunlar? Recep Bey konuşuyor bütün kanallar canlı veriyor. Medya baskı altında, vatandaş baskı altında. Daha dün Bahçelievlerde 3 kadın arkadaşımız bildiri dağıtıyor diye darp edildi, Antalya'da iki bayan arkadaşımız bir geceyi nezarethanede geçirdi. Türkiye'nin her tarafında 'hayır' demek suç, 'evet' deme özgürlüğü var. Bu mudur demokrasi? Bu mudur özgürlük? Ne yaparsa yapsınlar, hangi gücü kullanırsa kullansınlar, karanlıktan aydınlığa çıkana kadar mücadelemizi yapacağız, bizi hiç kimse yıldıramaz. Recep Bey de, onun yandaşları da yıldıramaz. İstanbul'da miting yapıyoruz 10 binler katılıyor, yandaş medyada bakıyorsunuz tek satır bile yok. Buradan sesleniyorum bütün aydınlara, bütün sanatçılara, bütün işverenlere, bütün çiftçilere, alınteriyle çalışan bütün işçi kardeşlerimize sesleniyorum, bu Anayasa geçerse bir sabah aniden gözaltına alınabilirsiniz, aylarca içerde kalırsınız, savcıyı şikayet edemezsiniz. Çünkü bu Anayasa ile Danıştaya başvuru hakkınız elinizden alınıyor. Onun için 12 Eylüller uğursuzdur, o 12 Eylül de uğursuzdu, bu 12 Eylül de uğursuzdur. 12 Eylülde, 12 Eylül anayasalarına 'hayır' diyeceğiz.''
Başbakana televizyon ekranında buluşma teklifini yineleyen Kılıçdaroğlu, ''Recep Bey televizyon kanalında benimle tartışmaya çıkabilir mi? Bende biliyorum çıkamaz, çıkması için mangal gibi yürek olması lazım onda'' dedi.
Bir politikacının halka doğruları söylemesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın defalarca dokunulmazlıkları kaldırma sözünü verdiğini, ancak bu sözünü tutmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Sayın Başbakan millete niçin doğruları söylemiyorsun? Doğruları söylemediği için bunu cezalandırmamız gerekir ama demokratik yollarla, ama düzgün bir şekilde. Sandığa gideceğiz, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni ve onun ördüğü çorabı, yani anayasayı sandığa gömeceğiz'' dedi.
Başbakan'ın ne söylediğini bilmediğini öne süren Kılıçdaroğlu, ''Ne dediğini bilmiyor, kimyası bozuldu. Önce boy tartışması başlattı, biz öyle bir şey söylemedik ama merak ediyorsa yüreğin varsa az önce söyledim, bir televizyon kanalında çıkarsın karşıma ben senin boyunu millete gösteririm'' diye konuştu.
Soy tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, 21. yüzyılda anayasa tartışmalarının olduğu bir ortamda, soy tartışmasının gerekçesinin olamayacağını söyledi.
Başbakan'ın bir başka konuşmasında ''kumsalda yaşayanlar'' dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Yani sizler kumsalda yaşıyorsunuz, Recep Bey'e göre sizler vatandaş değilsiniz, yani sizler ayrıcalıklı insanlarsınız. Bütün kıyılarda yaşayan yurttaşlarıma sesleniyorum. Geçmişte hangi partiye oy vermişse versin, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan sizleri küçümsüyor, sizleri hor görüyor, izin vermeyin, 'hayır' deyin, dersini verin onun diyorum'' dedi.
İktidarın yeni bir fişleme yöntemi bulduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, bunun da miting alanlarında barkod uygulamasıyla yapıldığını, uygulamayla mitinglere kimin gelip kimin gelmediğinin tespit edildiğini iddia etti.
Miting alanındaki ''Küçük hırsız el feneriyle, büyük hırsız deniz feneriyle çalar'' pankartına atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, ''Zaten bunların görevi o. Recep Bey küçükken limon satarmış, su satarmış. Şimdi altın kaplamalı musluğu olan malikanelerde oturuyor. Antalya'da su satıp, limon satıp malikanede oturan var mı içinizde? Hesap vermek bir politikacı için onurlu görevdir, hesabını veremeyen bir politikacının yaptığı anayasa da doğru değildir, kendi mutfağında anayasa hazırlayıp millete dayatan zihniyette demokrasi yoktur'' diye konuştu.
Miting alanında KPSS ile ilgili sloganlara da atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, ''Bunların zamanında her şey oldu, her şeyi yaptılar. Bir şey istiyorum sizden, sandıklara sahip çıkacaksınız, yalancının talancının olduğu bir yerde oylarınızı çalabilirler, çünkü bunlara güven olmaz, bakın KPSS soruları çalındı, 'hiçbir şey yok ortada' diyorlar. Ne demek yok? Bunların iktidarında her şey çalınır, her yolsuzluk yapılır, alınterine düşman bunlar, aşınıza ekmeğine göz koyanlar bunlar, bunların anayasasına güvenmeyin'' dedi.
Kılıçdaroğlu, sözlerini ''Biz İnönülerin, Ecevitlerin, Deniz Baykalların inancını aldık, kültürünü aldık, halktan yana olacağız, halkın iktidarını kuracağız'' diye tamamladı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından güvercin uçurdu.
Bu arada miting öncesi Onur Akın bir konser verdi.
Bu haber 1340 defa okunmu?tur.