Kaş'ta çiftçiler, 20 Kuruş olan biber fiyatına tepki göstererek eylem yaptı. Kaş Ziraat Odası Başkanı Ramazan Süer, sebze fiyatlarının çok düşük olduğunu ifade etti. Süer, üretim maliyeti her yıl artarken satış fiyatının düşmesinin haklı olarak çiftçinin tepkisine neden olduğunu söyledi.

Antalya’nın Kaş ilçesi Kınık beldesine bağlı Çavdır köyünde düzenlenen eyleme, çok sayıda biber ve domates üreticisi destek verdi. Köy meydanında toplanan çiftçiler, yerlere biber dökerek, '10 kg biber=1 ekmek, 5 kg biber=1 bardak çay ve üreticiden alış 20 kuruş, tüketici satış 2 lira, bu fark nereye' gibi dövizler ile slogan attı.

Çavdır köyünde aza olarak görev yapan İbrahim Bahar, köylünün isteği üzerine seslerini ve dertlerini yetkililere duyurup, bu sıkıntılı durumdan kurtulmak için bu eylemi düzenlediklerini söyledi. '5 kg biber=1 bardak çay sloganı ile yola çıktıklarını söyleyen Bahar, “Ürettiğimiz sebzelerin para etmemesinden dolayı köyümüzün yüzde 95’i bankalara, zirai ilaç bayilerine elektrik ve su faturalarını ödeyemediklerinden dolayı hacizli durumda. Eve ekmek götüremeyecek kadar zor duruma düştük. Köyümüzün yüzde 80’i biber üretiminden geçimini sağlıyor. Şu an biber 20 kuruş, domates 30 kuruş, oysa biberin bize maliyeti 70 kuruş, bu aradaki 50 kuruşluk maliyet bizim cebimizden çıkıyor. Bizim de cebimizde olmadığından çıkmıyor ve sıkıntı burada başlıyor. Yetkililere sesimizi duyurmak için eylemlerimize ileriki zamanlarda devam edeceğiz." dedi.

Çavdır köyünde 16 yıldır seracılık yapan Mustafa Karakuş ise “Biz tarıma devlet desteği istiyoruz. Özellikle fide konusunda destek olması lazım. Biz fidenin tanesini 60 kuruş ile 1,5 lira arsında alıyoruz. Genelde vadeli aldığımız için bu fiyat 2 liraya kadar buluyor. Tarımda her şeye destek var ama seracılığa yok." diye konuştu.

Karakuş, bu olumsuzluklara rağmen çok kaliteli üretim yaptıklarını ifade etti. Karakuş, şöyle devam etti: "Kullandığımız ilaçlar ziraat mühendisleri eşliğinde, onların reçetelere yazması sonucu kullanılıyor. Tabii ki hepsi de Tarım Bakanlığı onaylı ilaçlar. Bu ilaçların her geçen gün fiyatı artarken, ürettiğimiz sebzenin fiyatı her gün aşağı düşüyor. Bu nasıl iştir sormak istiyorum."

Çavdır köyünde 25 yıldır biber üreticiliği yapan Süleyman Kaldırım da devletin kendilerine sahip çıkmadığını savundu. Kaldırım, "Özellikle zenginlere büyük miktarda ve düşük faizli krediler veriliyor. Bizim gibi garip guraba kısmına ise az miktarda yüksek faizli krediler veriliyor. Bir de bunlara sebzenin kilosunun 20 kuruş olması eklenince köylü olarak isyan ediyoruz. Örtü altı üretiminde biberin maliyeti kilo başına 70 kuruş iken, biz biberi 20 kuruşa satıyoruz. Bize olan girdiler, sadece 20 kuruşluk biber ama bizden çıkanlara baktığımızda, fidenin fiyatı her yıl artıyor, gübrelerin fiyatı 80-120 lira arası, 250 gramlık ilaç 40-100 lira arası, naylonun kilosu 5-8 lira arası, mazot ise almış başını gidiyor. Bizim isteğimiz, örtü altı üretim maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı örtü altı hasat mevsimlerinde devletimizin bir taban fiyat belirlemesi, bir fiyat politikasının oluşturulması, ihracatın desteklenmesi. Bu bahsettiğim uygulama İspanya'da mevcut. Şimdi sizin fiyat politikanız olmazsa, çifti bakıyor fiyat düşük, o zaman ürünü toplamıyor, fiyatın yükselmesini bekliyor. Böyle olunca ürün kalitesiz oluyor ve raf ömrü kısalıyor. Yani fiyat, ürünün kalitesini etkiliyor." diye ifade etti.

Kaldırım, çiftçiler olarak haklarını savunacak bir sivil toplum kuruluşu olmadığını savunarak, “Atatürk, 'köylü milletin efendisidir' demiş ama şu an köylü milletin kölesi durumuna düşmüştür. Pazarda sebzenin pahalı olması, mazot ve nakliye fiyatlarından kaynaklanıyor. Seçim zamanı gelip değişik vaadlerde bulunup gidiyorlar. Seçimden sonra kimse gelip derdimizi dinleyip, çözüm bulmuyor. Böyle devam ettiği sürece biz de sandıkta gerekli cevabı vereceğiz." dedi.

Köylülerin yaptığı konuşmalardan sonra eylem olaysız bir şekilde son buldu.