Yunanistan'ın Meis Adası ile Antalya Kaş arasındaki yüzme yarışlarına Radikal Yazıişleri Müdürü Gökçe Aytulu ile katıldık. Mesafenin 7100 metre olması aklımızı biraz karıştırsa da iki ülke arasında yüzmenin her şeye değdiğini gördük
Fotoğraf: SÜLEYMAN ELÇİN
Bu yıl sekizincisi düzenlenen Uluslararası Meis – Kaş Yüzme Yarışları, üç gün süren ‘15. Likya-Kaş Kültür ve Sanat Festivali’nin bir parçası. Ancak Meis-Kaş yüzme yarışlarının namı, festivali gölgede bırakıyor. Yarışlara katılmak öyle kolay değil. Yüzme yarışı mesafe açısından küçük bir maraton olsa da asıl maratonu yarışlara başvururken yaşadık.
İki ülke arasındaki 7 kilometrelik mesafeyi yüzerek geçen Gökçe Aytulu (solda) ve Serkan Ocak artık ‘madalyalı’ yüzücüler...
Kaş Belediyesi’nin yetkililerini ilk kez şubat ayında aradık. Çünkü rivayetlere göre, başvuru mayıs ayının belirsiz bir günü açılıp, bir gün içinde kapanıyordu. Hangi gün kayıt yaptırmamız gerektiğini sorduk. “20 Mayıs’ta bizi arayın” cevabından sonra içimiz rahat, günlerin geçmesini bekledik. 20 Mayıs geldiğinde Kaş Belediyesi’nin internet sitesinde yarışacaklar listesi çoktan açıklanmıştı. Ve biz listede yoktuk…
Yıllardır Kıtalararası Yüzme Yarışları’na katılan iki Radikalli olarak, Kaş Belediye Başkanı dahil tüm yetkilileri arayarak durumu anlattık. Belgelerimizi belediyeye göndermemizi istediler. Defalarca belgeleri göndermemize rağmen belediyeden bir kişi, yarışlardan iki gün önce arayarak bizden ‘evraklarımızı göndermemizi’ istedi. Nihayet yarışlardan iki gün önce açıklanan ‘sonuncu’ kesin listede adımızı gördük. 16 saatlik uzun ve yorucu bir otobüs yolculuğundan sonra nihayet Kaş’a vardık. Yarışlara bu yıl rekor bir katılım oldu. 232 kişi kayıt yaptırdı. Bundan önceki yarışlara ortalama 100-150 arasında yüzücü katılıyordu. Yarış sabahı, bir gece önceden karbonhidrat (makarna) yüklenmiş olarak Kaş Limanı’na 07.00’de geldik. Kollarımıza keçeli kalemle yazılan numaralarla tekneye binerek Meis’e doğru yol aldık. 20 dakikalık gemi yolculuğunun ardından Meis’e vardık.
Ve yarış başladı…
Meis Adası’nda gümrük kapısı bulunması nedeniyle ‘Yunan adalarına vizesiz giriş’ uygulanmıyor. Bu nedenle Meis’e Türkiye’den günübirlik turlar henüz yaygınlaşmadı. Meis, yüzme yarışları vasıtasıyla da olsa ilk kez görenleri heyecanlandırdı. Meis’in hemen girişinde yeni restore edilmiş bir cami gördük. Yunanistan’ın ‘mavi renkli’ mimarisinden farklı olarak camiinin minaresi kırmızı renkteydi. Çıplak ayakla gümrüklü alandan limana kadar yürüdükten sonra, başlangıç düdüğü ile birlikte Akdeniz’in sıcak sularına kendimizi bıraktık.
Yarış öncesi akıntının olmayacağı, önceki yıllardan farklı olarak dev bayraklı kılavuz tekneleri olacağı ve kurallar hakkında bilgi verilmişti. Meis’ten Kaş’a bakıldığındaysa Toroslar’dan başka bir şey görünmüyordu. Kırmızı bayraklı teknelere doğru 7100 metrelik macera başladı. Akıntının olmayacağı söylense de Meis’teki burun kısmından sonra bir süre akıntıya kapıldım. Akıntıdan kurtulduktan sonra, bir su molası için yanına gittiğim teknenin kaptanı bir yandan suyu atarken, bir yandan da “Hadi yırttın, çoğu akıntıyla Çukurbağ Yarımadası’na doğru gitti” dedi. Kısa bir su molasının ardından yarışa kaldığı yerden devam ettim.
Akdeniz’in derin mavisinde özgürlük hissi
Bu yılki yarışlara Yunanistan'dan da katılım hayli fazlaydı. Geçen yıl bir Yunanlının yüzdüğü müsabakaya bu yıl dokuz Yunanlı yüzücü katıldı.
Yüzenler arasında en dikkat çeken isimlerden biri de 82 yaşındaki Mimar Levent Aksüt’tü. Kıtalararası Boğaziçi Yüzme Yarışları’ndan görmeye alıştığımız Aksüt, ilk kez katıldığı Meis-Kaş yüzme yarışlarını 4 saat 18 dakikada tamamlamayı başardı. Süre uzadığı için Yunan Sahil Güvenlik botu ve Türk yetkililer Levent Amca’yı sudan almak istediyse de Aksüt yarışı bitirmek istediğini söyledi. Ve varış noktasına ulaştı. Kendi kategorisinde tek olan Aksüt, “Daha çabuk gelebilirdim ama ben de akıntının kurbanı oldum” dedi. 41-45 yaş grubunda birinci, genel klasmanda da 13’üncü olan Metin Arslan da bu yıl altıncı kez yarışlara katılıyor. Arslan, Meis-Kaş arasında yüzmeyi şöyle tarif ediyor: “Derin mavilik bana özgürlük hissi veriyor. Tüm Türkiye’de iki ülke arasında yüzebilen yaklaşık 200 insandan biriydim. Bu açıdan da kendimi özel hissediyorum.” 58 yaşındaki Nalan Göğen’in ise, üçüncü Meis-Kaş deneyimi. Göğen’in yarışı bitirdikten sonraki ilk sözleri “Çanakkale’deki yarışlara katılın, 30 Ağustos’ta görüşürüz” oldu.
Festival Komitesi Koordinatörü Mustafa Atılgan’ın verdiği bilgilere göre, yarışları terk eden kimse olmadı. 191 kişi de varış noktasına herhangi bir sorun yaşamadan ulaştı. İlk yarışlara 50 kişinin katıldığını hatırlatan Atılgan, “Kabul edebilsek 1000 kişi yüzebilirdi. Ancak mesafe uzun. Bunu yapmamız şu an için doğru olmaz. Yarışlara her yıl talep artıyor” dedi.
‘Dostluk’ kazanmadı
Yazıişleri Müdürümüz Gökçe Aytulu ile baştan anlaşmıştık: ‘Dostluk’ kazanacaktı. Birlikte Meis’ten Kaş’a yüzecektik. Ancak öyle olmadı. Uzun süredir yarışlara karınca gibi hazırlanan Aytulu, biz henüz Meis burnuna varamadan kayıplara karıştı. Akdeniz’in derin maviliğinde tek başıma yüzdükten sonra yaklaşık üç saatte Kaş’taki varış noktasına vardım. Merdivenleri çıkarken, Aytulu’yu tişörtünü giymiş, “Madalyanı almayı unutma” ikazı yaparken gördüm. Anı madalyalarımızla hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra seneye yeniden yarışlarda görüşmek üzere sözleştik.
Bu haber 2797 defa okunmu?tur.