biz KİMİZ?kalkan&KAŞköylerimizne YAPIYORUZ?

• Anasayfa
• KALKAN HABERLERİ
• KAŞ HABERLERİ
• KÖYLERİMİZDEN HABER
• TOPLUMSAL YAŞAM
• SPOR & SAĞLIK
• FORUM & SÖYLEŞİ
• OKURLARIMIZDAN
• KÜLTÜR & SANAT
• KİTAPLARIMIZ
• nE AyAk?...

HABER ARA

-- Tüm Kategoriler -- KALKAN HABERLERİ KAŞ HABERLERİ KÖYLERİMİZDEN HABER TOPLUMSAL YAŞAM SPOR & SAĞLIK FORUM & SÖYLEŞİ OKURLARIMIZDAN KÜLTÜR & SANAT KİTAPLARIMIZ nE AyAk?... Gelişmiş Arama

_{İMAR YOLSUZLUKLARI  -VARAN3-}

_{GAZETEMİZ BUNDAN BÖYLE, HER SAYIDA BİR YOLSUZLUK PROJESİNİ AÇIKLAYACAK!...}

_{TALAN NE ZAMAN DURACAK?...}

_{KIYI YAĞMASINA YENİ YÖNETİM NE ZAMAN DUR DİYECEK?}

 

Geçtiğimiz yıl içersinde AKP hükümeti kıyı kanununda düzenlemeye gitmek istedi ve kıyıları özel mülkiyete açmanın yollarını aradı…  Ama çevrecilerden ve meslek odalarından gelen tepkiler sonucunda yasayı ileri bir tarihe ertelemeye karar verdi ve sadece bazı maddelerinde değişikliğe giderek geçiştirmek zorunda kalmıştı.

         _{KALKAN BELEDİYESİ ÇOKTAN YAPMIŞ BİLE…} 

Ancak AKP hükümetinin yapamadığını Kalkan’ın sonradan AKP’li olan eski belediye başkanı yapmış bile!.

Aslında hükümetin Kalkan’dan örnek alması gerekiyormuş…

İmar konusunda uzman bir yetkilinin açıklamalarına göre; “Kömürlük mevkii diye bilinen yerde (Club Patara ile Kalkan plajı arası) ilk 50 m ve ikinci 50m içersinde kalan alanda Günübirlik !! diye yapılan bir villanın önünde kalan alanda yapılan bir düzenleme var. Söylentiye göre eski Belediye yönetimi tarafından izin verilmiş. Buna göre “günübirlik villa” nın sahipleri denizin içine kadar alanı tamamen betonla kaplıyorlar ve etrafında da çevre duvarı inşaatı yapıyorlar. Kıyıyı kapatan çevre duvarı inşaatına Eski belediye başkanı Şalvarlı döneminde başlandı, ama şimdiki yönetimde de halen devam ediyor. Hiçbir kanun dinlemeyen villa sahibine göre, ne Şalvarlı ne de Karakurt dönemi hiçbir şey fark etmiyor!.. Gemisini yürüten kaptan…” şeklinde açıklamada bulundu.

_{MECLİS ÜYELERİ ŞAŞKIN!…}

Belediye yönetiminin tecrübesizliğinden de kaynaklanan hali yanında, şimdiki meclis üyelerinin bir çok şaibeli olay karşısında şaşkın olduğunu savunan imar yetkilileri; “Yapılan çevre duvarlarından sonra kamu’nun kıyıları kullanımının önü tamamen kesilmiş durumda. Tamamen vatandaşların kullanımına ait olması gereken bu ve böylesi alanlarda yapılan bu imalat hiçbir yasal dayanağa sahip olamaz. En başta kanundaki gerekçelerle Anayasa’ya aykırıdır, ondan sonra kıyı kenar kanununa aykırıdır. Kıyı çizgisi ile Kıyı Kenar çizgisi arasında kalan alan yani kıyı, daha net ifade ile imar planlarında bulunan ilk 50 m lik alan için yasalar açık ve nettir şöyle ki; Kıyılar özel mülkiyete açılamaz. Bu anayasa’ya aykırıdır. Bu bölgeler, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerdir.” şeklinde açıklamalarda bulundular.  

_{YASAYA AYKIRI…}

Konu ile ilgili görüşüne başvurduğumuz bir belediye yetkilisinin açıklamasına göre ise;

“Kıyı, herkesin ortak malıdır. Bundan yararlanmayı engelleyen her türlü kullanımlar, yasaya aykırıdır. Kıyıda, mülkiyet doğmaz. Çünkü kıyılar denizlerin bir uzantısı olarak devletin egemenlik ve kullanım yetkisini kullandığı ve mülkiyete konu olmayan kara parçalarıdır. 1982 Anayasası dönemine kadar olan Anayasalar doğrudan doğruya kıyılara ilişkin bir düzenleme getirmemişlerdir. 1982 Anayasası`nın 43. maddesi ile kıyıların kamu yararına kullanımı ilkesi tescil edilmiş, bu madde ile “Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikli kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir” hükmü getirilmiştir. Kıyı Kanunun ( 3621 sayı 04/04/1990 tarih) 5. maddesine göre, “Kıyılar herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır”. Ek: (01/07/1992 - 3830/2 md.) Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Ek: (01/07/1992 - 3830/2 md.) Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme ve seyir amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Madde 6 : Kıyılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz.” olduğunu belirttiler.

 

Konu ile ilgili çevrede yaşayanlarla yaptığımız görüşmelerde;

Ahmet BİÇER (Hukukçu); “İdare bahsedilen bu kanun ve Anayasa`nın ilgili hükümleri karşısında kıyılardan yararlanmada eşitlik prensibine aykırı işlem tesis edemez. Vatandaşlık şartı aranmaz. Buralarda özel yararlanma kamu yararı ile sınırlandırılmıştır. Kıyılardan yararlanma belli bir süre de olsa yasaklanamaz ve izin alma şartına bağlanamaz. Kanuna göre belediyeler suç işliyor.”

 

İpek TOLBAS (Turizmci); “Bizim tesislerimizin de bir kısmı kıyı bandında yer alıyor. Ancak mevcut tesislerimiz, o günün koşullarında o günün kıyı ve imar kanunlarının tarafımıza tanıdığı şartlar dahilinde, kanunlara ve belediyenin düzenlemelerine olağan üstü saygılı davranarak, çevre ve doğaya saygılı günübirlik ve estetik yapılar gerçekleştirildi. Hiçbir zaman insana ve doğaya başkaldırmadık, tam tersi bunları esas alan çevre, insan ve peyzaj denklemini hep özne olarak tanımladık. Bölgenin kıyı bandında günübirlik tesis sahibi olup arıtma tesisine sahip tek yapı sahibiyim. Dünyaca tanınan, beğeni ve takdir toplayan tesisimin hemen arka sırtlarında yer alan 8 katlı binalardan, Kalkan’ı çirkinleştiren, bunları planlayan planlamacı ve yatırımcılarla aynı kasabada yaşamaktan hicap duyuyorum ”

 

Kerem DİZDAR (Mimar); “Doğal kaynaklarımızın gün geçtikçe azaldığı, kirletildiği ve gelecek nesiller dikkate alınmadan tüketildiği göz önüne bulundurulursa uygulamada yaşanan aksaklıkların giderilmesi konusunda yerel yönetimlere de bir hayli iş düşmektedir. Yapılacak olan yatırımların, oy kaygısı güdülmeksizin, Kıyı Kanunu`nda da vurgulandığı gibi ‘Kamu Yararı’ ilkesi özümsenerek yapılması gerekmektedir.”

 

Mustafa ELİAÇIK (Turizmci); “Başlangıç aşamasında önlenemeyen bu tür eylemlerin sonradan kaldırılması son derece güç ve masraflı olmakta, bozulan doğal yapının eski durumuna getirilmesi imkânsız bir hal almaktadır. Dünya literatürüne geçmiş bu kıyılarımız kimsenin malı olamaz ancak gelecek nesillere bırakacağımız doğal mirasımızdır. Bunu iyi anlamak ve ona göre davranmak toplumun bütün kesimlerinin boynunun borcudur. Aksi davranışta başta idareciler olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, çevreciler ve bütün toplum bu vebali ödeyemez. Bütün yöneticileri ve kamuoyu’nu duyarlı olmaya çağırıyoruz.”

 

Halen günübirlik kaçak bir yapıda çalışan bir Elektrik Teknisyeni (Elektrikçi); “Ben şimdi bizzat böyle villaların tesisatlarını yaparak büyük paralarda kazanıyorum ama, geçmiş yöneticiler tarafından bütün her şey zenginliğin yolu olarak küçük bir çıkar grubuna peşkeş çekiliyorken şimdi bunun önüne geçmenin zamanıdır. Varsın olsun benim işlerim biraz azalsın, yeter ki bu talan bitsin… ”

 

Kerim SAKA (Şehir plancısı); “Dünya üzerinde yüzyıllarca oluşmuş birçok kıyı tipi vardır. Bunlardan bir tanesi de Dalmaçya Tipi Kıyılardır. Kıyıya paralel uzanmış dağların çukur kısımlarının deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Dağların yüksek kısımları kıyıda adaları oluşturur. Örneğin Adriyatik denizinde Dalmaçya kıyıları (eski Yugoslavya kıyıları). Yurdumuzda
Antalya- Kaş kıyıları buna en güzel örnektir. Bu talanı durmak gerekir.”

şeklinde görüş bildirdiler.

 

Haber: Likya Haber Gazetesi.

ANKET

Tüm Anketler