| |||||||||||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
KALKAN'A BU AKŞAM "LAZ MARKS" GELİYOR...23 Aralık 2011, 15:36 Özer YILMAZ Anadolu'da bir hayalet gibi dolaşan Laz Marks Emice şimdi de Kalkan'da... KALKAN'A BU AKŞAM "LAZ MARKS" GELİYOR... Anadolu'da bir hayalet gibi dolaşan Laz Marks Emice şimdi de Kalkan'da... 9 Şubat 2009'da bu serüvene çıkan Laz Marks ve ekibi, 16 ayda 90.000 km. yapmış, Anadolu'nun bütün topraklarını karış karış dolaşarak, toplam 190 oyun sergilemişler. Bütün Anadolu coğrafyasının sevip, ayakta alkışladığı bu ekip Avrupa'daki emekçi dostlarıyla buluşmayada gitti. Kalkan Belediyesi Çok Maksatlı Salonun'da oynanacak Laz Marks adlı tiyotro oyunu bu akşam saat; 18.00 de gerçekleşecek. Oyun Kalkan Beldiyesi tarafından ücretsiz sahneye konuyor. Kalkan'dan sonra, hafta sonunda Antalya'da olacak olan Laz Marks Emice burjuvaziye ve onun taraftarlarına bol bol gol atacağı maçlara hazırlanıyor... Kalkan Belediye'sinin organize ettiği Politik Stand-Up gösterisi niteliğindeki bu tiyotro etkinliğini Kalkan'lılar merakla bekliyor. Laz Marks Emice'yi bu maçlarda yalnız bırakmamanız dileğiyle... Oyuna ait kısa bilgiler; Yazan: Yılmaz Okumuş Oynayan: Haldun Açıksözlü Desen: Tuncay Akgün Koordinatör: Alper Küçükdevlet Mizahçı ve senaryo yazarı Yılmaz Okumuş'un, “Karl Marx Trabzon'da doğsaydı” fikrinden yola çıkarak yazdığı “Laz Kapital” adlı kitabı, fıkra tadında yazılardan oluşuyor. Gırgır, Nankör, Hıbır, Ustura ve Küstah gibi mizah dergileri ile İnce İnce Yasemince, Kaygısızlar, Baskül Alise ve Tatlı Kaçıklar gibi dizilerin senaryo yazarı olarak tanınan Yılmaz Okumuş, “Laz Kapital” kitabında, hayatın farklı alanlarından konuları, Karadeniz'in kendine özgü şivesi ve düşünce tarzıyla ele aldı. Okumuş, “Laz düşünür” olarak tasavvur ettiği “Laz Marx”ın yanı sıra, Küstah dergisindeki tipleme “Mustafa Kamil Zorti, Tonyalı Hoca ile asistanı Süleyman, Hakan Şükür, Mustafa Topaloğlu gibi ”otorite”lerin de “Laz Kapital” hakkındaki düşüncelerine veriyor. Karl Marx Laz Marx -KİTAPTAN BAZI BÖLÜMLER- Pazar ekonomisinun kategorilerinun hepsi, sanki insan ilişkilerinun doğal temelleriymiş gibi sorgulanmaksizun kabul edilmiş cörünürler. Meta, para, ucret, sermaye, kâr, ve benzeri kavramlar, insanlarun anlamaduklari ve kontrollerinde olmayan ekonomik bir surecin kafalardaki yari - mistik yansimalaridur. Bunlari deşifre etmek içun mükemmel bir bilimsel analiz zorunludur deyup Laz Kapital’i yazdum. Fakat kullanduğum dil günlük dilden uzak ve ekonomik terimlerle doli ağir bir dil oldi. Şimdi bizum uşaklar önümi kesup “Laz Marks emice, bir iki kere Laz Kapital’i okumaya kalktuk, beynumuz duman oldi. Haboyle tek satirluk cümlelerle, bir sipor yazarinun sadeluğiyle anlatamaz misun?” deyiler. Ula o daha zordur. Ziya Şencül ve Kazim Kanat gibi yazmaya kalkarsam benum beynum duman olur. En eyisi bilenler bilmeyenlere anlatsun uşağum. Okumuş'un “Laz Kapital”inde, Karl Marx'ın metanın kullanım ve değişim değerine ilişkin tezleri mizahi dille şöyle anlatılıyor: “Efendum meta iki yönlidur. Kullanum değeri ve değişum değeri vardur. Baluk Pazarinun orada bizum uşaklari bir araya toplayup buni örneklerle açuklamak istedum. Foter Osman'i koni mankeni yaptum. 'Ula Foter Osman, 20 kilo hamsin var tamam mi?' 'Tamam Laz Marks emice.' 'Şimdi buni 20 metre kumaşla değişturmek isteyisun...' Ula bu dingil tutturdi, “ben değişturmem, hamsimi kimseye vermem'. Ula eşşeğun önde gideni, haburaya size Laz Kapital'un can damari olan bir koniyi, değişum değerini açuklayacağum, bu tutturmiş 'değişturmem' diye. Bizum örnek yatti tabii. Keşke hamsi örneği vermeseydum. Efendum tahmin edeceğunuz gibi metayla-metayi değişturmek içun 20 kilo hamsiyi sirtuna vurup çarşu pazar gezinmek berbat bir iştur. Haydi 20 kilo hamsiyi taşidun ya 20 tane beyuk kütüğün varsa. Ula kütüğü nasil taşiyacaksun? Kütüğün değişim değerini hayata geçurmek, Asteruks ve Hopdeduks dişindaki insan evladi içun imkansuzdur. Uzatmiyayim, soninda bütün metalarun yerine geçecek ortak bir değişum değeri bulundi; para. Böylece o zamana kadar sirtinda 20 kilo hamsiyle, 40 kilo tuzla gezinmekte olan insanluk beyuk bir zahmetten kurtulmiştur. Bakunuz, bel ve sirt ağrilari, disk kaymasi paranun bulunmasindan sonra giderek azalmiştur. Ta ki hali saha denen lanet buluşa kadar.” Hali Saha Manifestosi Hali saha deyince burada bir paragraf açacağum. Bu melun icat, kapitalizumun insan evladinun başina sarduği en beyuk belalardan biridur. Geçen gün gençluğumde epey bir top oynaduğumi (sol açuk) bilen bizum Sementa Recep “Laz Marks emice bu hafta hali saha maçumuz var, sen da gelsana” dedi. Ula etma uşağum, bu yaştan sonra ne hali sahasi derken bir baktum sahadayim. Uşaklar genç ama benum da beynum genç. Fakat topa beynunle vuramayisun tabi. Beynun sana röveşata yapmani emredeyi, fakat vücut hali sahanun kafeteryasinda oturup çay içmekten yana. Teori ve pratik arasinda bu kadar gidup gelince olan oldi. “Kitirt!” diye bir ses duydum. Belumun röntgenine bakan doktora, “röveşata yapmaya kalktum” demedum tabi. Doktor uşak da kitaplarumi okumiş, bana sevgi ve saygi duyan bir kardeşumuz. Çay toplarken oldi dedum. Fakat betonun üzerine incecuk halifleksi atup “Sportmen Hali Saha Tesisleri” yazan zihniyetun peşini birakmayacağum. Laz Kapital’den sonraki en kapsamli eserum olacak olan Hali Saha 1, Hali Saha 2, Hali Saha 3 adli kitaplarumda bu aldatmacayi en ince ayrintisina kadar anlatup, kapitalist zihniyetun ipluğuni bir kez daha pazara çikaracağum. En devrimci eylem doğriyi söylemektur. Yalan soyleyen Fenerli olsun Yılmaz Okumuş, kitabın kısa sürede ikinci baskısını yapmasının, ”mizahın yadsınmaz gücünü ortaya koyduğunu” söyledi. "Kambur hep ayni kambur, halkun sirtindaki ayni yerinde durayi. Kamburun adı kah Süleyman olayi, kah Tansu, kah Mesut, kah Erbakan, kah Ecevit, kah Baykal, kah Tayyip... Birbirlerini girtlaklayacak pespayelukler yapsalar da soninda hepisi gidup ABD emperyalizuminun öninde secdeye varayiler. Hastaluğun teşhisi; empeyalist kapitalist kambur. Çözümi, başarili bir operasyonla alinmasi. Uşaklardan Sementa Recep, 'Laz Marks emice, sanki bir sivilceden bahseder gibisun. Bu iş o kadar kolay midur?' dedi. Uşağum, tabiyi ki zordur. Fakat kambur alinduktan sonra bünyede ha böyle bir ferahlama, bir rahatluk hasil olacak. Ne türban dert olacak, ne anadilun... Kizgin kumlardan serin sulara atlayan bir hamsi gibi özgürce yüzeceksun. Ula hiç bi pok olmazsa bile dimdik duracaksun da..." Bizim Sementa Recep vardur, iyi usaktur. Gecenlerde yekten dedi ki, "Laz Marks Emice, sen boyle konu$iyisun ama kimsenin daha iyi bir dunya munya ipledugi yok. Nasil olacak bu i$ler?" U$agum dedum, mutareke basini gibi konu$ma, bu sana gosterilen gercek. Bir de, gercek olan gercek var. Korfez Sava$i'ndaki petrole bulanmi$ karabatagi bile 'Saddam yapti' d,ye yutturdilar size u$agum. Tamam, kabul etmek lazim, Emperyalizum kar$usinda ilk yariyi yenuk kapattuk. $imdi soyunma odasinda yaralarumuzi sarayiruz. Oysa maca Emperyelizum'u kendi sahasinda hapsederek ba$lami$tuk. Vilademir'un attugi golle 1-0 one gectuk. Derken Mustafa Kemal ilk antiemperyalist kontratakta muhtesem bir golle farki ikiye cikardi. Emperyalizum, Çinli'nun attugi golle dagilmisti. Kademe anlayisi kalmamisti, elini kolini sallayan Emperyalizum'un ceza sahasina gireyidi. Cezayirli Ben Bella 4., Vietnamli Ho da 5. goli atmi$idi. Efendum hizli gececegum, ilk yarinin sonlarina dogri sikor 9-0 olmi$idi. Ama ne oldiysa ondan sonra oldi. Emperyalizum birden 8 yabanciyla oynamaya ba$ladi. Degil 9 kusurli hareket, 99 kusurli hareketi birden yapmaya ba$ladi. Ne FIFA'yi ne de UEFA'yi dinleyidi. U$aklarun suratina taban girmek mi istersun, yerde yatana kramponiyla basmak mi?... Her turlu pisluk bunlarda. Macun hakemine bakayiruz, mudahale etsun diye. Orali bile degil. "Ben bir $ey gormedum" deyi. Sanirum Cem Papila'nun dedesiydi. Neyse, ilk yariyi 17-9 yenuk kapaduk ve surunerek soyinma odasina girduk. Herçes yerlerde, inleyen inleyene. Bazilarumuz "2. yariya cikmayalum, bu Emperyalizum bizi kovaya cevirecek", "Buyuklugun u kabul edup secdeye varalum, elini opelum. Belki bize acuyup birkac gol eksuk atar, belki bizi aralarina alurlar" deyi. Ula bu kadar buyutmeyin cozunuzde da!... Bunlarun bildugi tek sey silah sanayidur. Kucucuk bir Katrina Kasirgasiyla eli ayagina dolandi. Butun askerlerini dunyayi i$gal etmek icun dort bir yana gonderdugu icun yaralilari kurtaracak helikopter bile bulamadi. Zaten beyuklerimuz ne demu$ "Emperyalizum ucmaz, medyadaki muritleri ucurur." $imdi ikinci yaruya cikacaguz. Ara tiransferde kadroya Çavez'i ve Maradona'yi da kattuk. Ula biraz Canakkale'yi, Settulbahir'i hatirlayun ula. Yakinda 2. yari ba$layacak. Istersenuz sahaya Bandirma adlu bir vapurla cikun. Baktum bizum Sementa Recep'un yuzi guleyi. "Ne cuzel anlattun Laz Marks emice..." dedi. E$$egun onde gideni, mac kurgusuyla anlatmasaydum dinlemezdun ama. Tum Dunya halklariyla Lazlar karde$tur. Sahnelerde bir hayaletRadikal 2 / 29/03/2009 Genco Erkal'ın Marx'ı sahnede yalnız değil. Canşenliği Oyuncuları'nın Laz Marks Emicesi de var Sahnelerde bir hayalet dolaşıyor, Karl Marx’ın hayaleti. Genco Erkal’ın oynadığı Marx’ın Dönüşü (Howard Zinn) şu günlerde oldukça gözönünde olsa da sahnelerde bir Marx daha var. Bu Marx, Zinn’inkinden farklı olarak New York-Soho’ya değil Türkiye’ye dönüyor, İngilizce değil Karadeniz şivesiyle Türkçe konuşuyor. Adı bile farklı: “Laz Marks Emice”. Bu haber 3817 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |