| |||||||||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
NURİ TOMANBAY'A CEVAP01 Ekim 2011, 11:10 Özer YILMAZ NURİ TOMANBAY'A CEVAP VERİYORUZ; "TOMANBAY SORUNUN TEMELİNİ KAVRAYAMAMIŞ" NURİ TOMANBAY’A CEVAP VERİYORUZ; “TOMANBAY SORUNUN TEMELİNİ KAVRAYAMAMIŞ..” “Gideceği Yönü Bilmeyene, hiçbir rüzgâr yardım edemez” Montaigne
Son zamanlarda yapılan meclis toplantılarının dilek/temenni bölümü meclisin gündem maddelerinin görüşülmesinden daha uzun zaman almaya başladı. Tek madde üzerine yoğunlaşan görüşmelerde, başını Nuri Tomanbay’ın çektiği bazı kişiler Kalkan ve Turizm konularında çok sık eleştirilerde bulunarak Belediye yönetiminden talepler içeren dilekçeler vererek Kalkan Turizm geleceği hakkında endişelerini dile getiriyorlar. Her ne kadar her toplantıda konu dönüp dolaşıp tabela kirliliği, hanutçuluk, trafik ve yol işgallerine gelse de, (tabii her seferinde inşaatlar betonlaşma ile beraber anılarak) turist kalitesinin düştüğü gerçeğini kimse reddetmiyor. İnşaatlar ve betonlaşma konularına girmeden (inşaatlardan bahsetsem inşaatçıları savunuyor denecek ve asıl konu gözden kaçacak endişesiyle) ve birazda haddimi aşarak Kalkan/Turizm konusunda birkaç laf etmek istiyorum. Çünkü meclis toplantılarının son kısmı maalesef bu konuları konuşacak ve çözüme yönelik adımlar atmak için uygun görünmüyor. Onun yerine tek maddelik gündemle Turizme yönelik toplantılar düzenlemek, geniş katılımlı işin uzmanlarının, akademisyenlerinin de bulunduğu geniş katılımlı “forum” havasında bir ortam yaratmak sorunun çözümüne ilişkin daha akılcı bir adım olacağı kanaatindeyim. Birkaç kişinin görüşlerinin tartışıldığı bir toplantı yerine bu şekilde bir toplantı insanların sorunun farkına varması, çözümüne yönelik en büyük adım olacaktır. Böyle bir toplantının organizasyonu yada sorunun tartışılıp bir sonuca varılması sadece Belediyenin sorunu olmaktan çok daha büyük.. Bunu bütün turizmcilerin sahiplenmesi ve hep birlikte organize edilmesi gerekir. Belediye de masada bir sandalyeye sahip olabilir ancak. Ama diğer sandalyelerde turizmciler, Kalkan'a gönül verenler, akademisyenler, sivil toplum örgütleri ve Kalkan'da yaşayan halktan insanlar olmalıdır. Sonuç bildirgesini yazacak, çıkan sonuçları değerlendirip uygulanmasını sağlayacak unsurlar bulunmalıdır. Bu işin bir yönü.. Kalkan'ın turizmle ilgili sorunlarının yukarıda saydığımız tabela kirliliği, hanutçuluk, trafik ve yol işgallerine indirgenmesi sorunun temelini kavramaktan oldukça uzak bir yaklaşımdır. Neden ve sonuç ilişkisine dikkat etmek gerekir. Bu kirlilik bir neden değil olsa olsa sonuçtur. Asıl sorunun Kalkan’da turizm şekline karar vermek olduğu, butik turizm anlayışı ile kitle turizmi arasında bocaladığımızı görmemiz gerekiyor. Kimimiz hala bölgeye havaalanı yapılması gerektiğini, 5 yıldızlı tesisler yapılmasını, daha çok sayıda turist ağırlamamız gerektiğini savunmakta, kimimizde asıl sorunun ulaşımdan kaynaklanmadığını pazarlama stratejilerinin hatalı olmasından kaynaklandığını belirtmektedir. Temel olarak Kalkan’ın kitle turizmine yönelik, ucuz oda, ucuz yemek ucuz market ve sonucu ucuz müşteri gerçeğini göz ardı etmektir. Son yıllarda açılan ucuz restoranlar villa turizmi sonucu ucuz fiyata tatil yapabilen insanlar için belki iyi bir seçim ancak Kalkan turizmi için sonun başlangıcı demektir. Bir kere adınız ucuz tatil beldesine çıktığında geri dönüş son derece zor olacaktır. Kitlesel turizme yönelik olarak Kalkan’ın Bodrum, Marmaris ya da Kuşadası ile veya Antalya, Kemer, Alanya, Belek gibi yerlerle rekabet edebilmesi mümkün olamayacaktır. Gerek yatak sayısı gerek fiyat açısında, gerekse de ulaşım, uçak, gece hayatı vs. açısından bu mümkün olamayacaktır. Bu açıdan baktığımızda Kalkan buralarla rekabet etmesi mümkün olmadığına göre şansını diğer taraftan yana kullanmaktan başka çare kalmamaktadır. Bugün geldiğimiz noktada bu şekil bir turizm anlayışı ve isteğinin doğal sonucudur; hanut, tabela vs. Turizm kalitesizliğinin nedeni değildir. Burada devreye öncelikle envanter çalışması ve turistlerin demografik özelliklerine ilişkin ciddi veriye ihtiyaç vardır. Maalesef bu yıllardan beri yapılmamış ve en büyük eksikliklerden biri olarak kalmıştır. Son meclis toplantısında KTLN den verilen anket sonuçları birileri tarafından küçümsense de bugüne kadar bu boyutta bile bir çalışma yapılmamış olması KTLN’nin ayıbı olmasa gerek. Üstelik o anket sonucuna göre turistlerin tabela kirliliğinden o kadarda şikâyetçi olmamalarını küçümseyip dudak bükerek bakmak yerine, Kalkan’a gelen Turist profilinin değişime uğramaya başladığının bir göstergesi olarak yorumlamak belki daha akılcı olacaktır. Envanter çalışmalarına en güzel örnekler, Alanya Turist Profili araştırmaları, Antalya Turistik Otelciler Birliğinin yaptığı Turist Profili çalışmalarıdır. “Günümüzde yenilikçi, gelişmeleri, değişimleri öngören ve takip eden, buna uygun arz oluşturan varış noktaları öne çıkmaktadır. Varış yerleri arasındaki yarışta, bilgiye dayanarak üretilen ürün ve hizmetlerin, geliştirilen satış stratejileri ile üstünlük sağlayabileceği bir gerçektir.” Bu sözler yapılan araştırmalardan bir tanesinin ön sözünde yer alıyor. Arz oluşturan, varış noktası, bilgiye dayanarak üretilen ürün ve hizmetler gibi sözlerin özellikle altı çizilmelidir. Talebe göre şekillenmek mi, şekle göre talep yaratmak mı? Daha büyük yat limanı konusuna da şimdilik girmiyorum. Yat müşterisinin profilinin farklı olduğunu hepimiz az çok biliyoruz. Ve eski yıllarda Ağustos ayında gelen İtalyan yat müşterilerini herkes hatırlar. Geçmişten bugüne değişen turist profili konusuna da girmeyeceğim bunu da benden daha iyi bilenlere bırakıyorum. İtalyan, Alman, Fransız turist profilinden sadece İngiliz turist profiline geçişin hikâyesini onlardan dinlemek daha doğru olacaktır. Turizm de geldiğimiz noktayı, dünya pazarlarındaki daralmayı, kapanan otelleri ve villa turizmini de şimdilik bir kenara koyuyorum. Ancak nedenleri ve sonuçları iyi değerlendirmek gerektiğini bir kere daha vurgulamak istiyorum. Bu konuda iğneyi de çuvaldızı da kendimize batırmalıyız. Başkalarından medet ummak yerine elimizi taşın altına koyarak ( turizmciler olarak) önce sorunu teşhis etmeli sonrasında da çözüm yollarını aramalıyız. Ağaçlara takılıp kalmadan ormana bakarak. Çünkü bu işin sorumluluğu her ne kadar Belediye yönetimlerinde olsa da turizmciler olarak bugüne kadar ne yap(ma)dığımızın, etkin turizm yapmak adına ne tür yatırımlar/girişimler gösterdiğimizi, tanıtım ve reklam konularında neler yaptığımızı, arz oluşturmak adına nasıl çaba göster(me)diğimizi açık yüreklilikle dile getirebilmeliyiz. Bugüne kadar birkaç acentenin getirdiği müşterilere sadece hizmet sunarak turizm yaptığımızı düşünmek bugün geldiğimiz noktanın sebeplerinden birisidir. Turizmciler olarak şapkamızı önümüze koyup düşünmeliyiz. Çünkü şapka düştü düşecek ve maalesef kelimiz görünecek... 25-27/Kasım / 2005 tarihinde ODTÜ Mimarlık Fakültesinin, Yabancılara Mülk Satışı konusunda yapmış olduğu çalışmanın içersinde bulunan Turizm ile ilgili tespitler fikir vermesi açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmanın benzerinin Turizm konusunda yapılması için birilerinin öncülük etmesi gerekir. ODTÜ Öğretim görevlilerinin hazırladığı rapordan bazı çarpıcı başlıklar;
1) Uzun yıllar bu şirket ile birlikte çalışan otel ve motel sahiplerinin, kendi turizmcilik anlayışlarını geliştirememiş ve turizm bağlantılarının kurulması konusunda deneyim ve birikim kazanamamış olmaları. 2) Turizm tesislerinin bağımsız birimlere dönüştürülerek satılması eğilimlerine karşı yerel örgütlenmelere gidilmelidir. 3) Yerleşmedeki turizm faaliyetlerini, (otel, motelcilik, restoranlar, sektörde çalışanlar, vd. işletmeler) yerel, ulusal ve uluslar arası piyasada tanıtımı ve turların düzenlenmesi konusunda yerel örgütlenmelere gidilmelidir. 4) Yabancı ülkelerde bu konuda ortaklar bulunmasında eşit ilişkiler kurmaya yönelik örgütlenmeler gerçekleştirilmelidir. 5) Turizm sektörünün düzenlenmesi çabaları, yerleşmeye özgü belirli standartların (çevre standartları ile birlikte) geliştirilmesini hedeflemelidir. 6) Beldenin turizm gelişimine temel olan doğal ve tarihi değerlerinin ve güzelliklerinin korunmasından hiçbir şekilde vazgeçilmemelidir. 7) Turizmin yanı sıra beldenin diğer sektörlerinin de güçlendirilmesine yönelik önlemler alınmalıdır. 8) Yerel piyasaların güçlendirilmesi, tarımsal üretim ve diğer sektörler, balıkçılık vb üretim etkinlikleri desteklenmelidir. 9) Kalkan’da turizm sektörünün gelişim sorunlarının, bölgenin korunması gereken özgün nitelikleri dikkate alınarak değerlendirilmesine ve yeni stratejiler geliştirilmesine gerek bulunmaktadır. 10) Uzunca bir süre yerleşmeye yabancı turist gelişini düzenleyen yabancı şirketin beldeyi terk etmesinin yaratabileceği tehdide karşılık önlemler geliştirilmelidir. Bu terk edişin yaratacağı tehditleri, belde açısından belirli fırsat ve olanaklara dönüştürecek stratejiler geliştirilmeli ve yerel örgütlenmelere gidilmelidir. 11) Yazındaki karşılığı ile “soylulaş(tır)ma”, yani yerel halkın yerleşmeyi terk etmesi süreçlerine karşı bir strateji geliştirilmelidir. 12) Kalkan’ın turizm gelişimi karşısında toplumsal dokusunun korunmasına yönelik önlemler alınmalı, yerel halkın yerleşmeden sürülmesi eğilimlerine karşı yerel siyasalar geliştirilmelidir. Gereğinden fazla gelişme alanları yaratılması, bu süreci kaçınılmaz olarak güçlendirmektedir. 13) Yerel halkın iktisadi örgütlenmesi için siyasalar geliştirilmelidir. 14) Turizm tesislerinin kapanmasına karşı önlemler alınmalıdır. 15) Bütün bunlar yapılırken beldedeki turizm tesisleri ile bugüne dek dikkate alınmamış olan kent ve turizm tesisi ilişkisini ve etkileşimini sağlayacak ve güçlendirecek yöntemler geliştirilmelidir.
DİP NOT; Bu yazı çalışması tekil yazılsada Kalkan’da bulunan dinamiklerce, bir avuç sosyalist, bağımsız aydın ve demokratlar tarafından, onların karşılıklı görüş transformasyonlarındaki toplantılarından, onların ortak düşüncesi ile düzensizce ve/fakat konuyu genişletebilmek amacıyla kaleme alınmıştır. Maderatör; Özer YILMAZ-Elk. Müh. Kalkan Bu haber 2248 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |