Kopan kıyamete bakılırsa, doğum günü kutlanan kişi çok önemli bir şahsiyet olmalı...
Gece yarısını çoktan geçmişiz. Telefonumdaki saat tam bir buçuğu gösteriyor. Dolunay denizin üzerine sanki ışık tutmuş gibi duruyor. Birkaç yelkenli yolunu tutmuş gidiyor.
Evin terasında oturmuş bir yandan biramı yudumlarken bir taraftan da bu muhteşem manzaraya bakabildiğim için - tüm sorunlara rağmen- kendimi çok şanslı biri olarak his ediyorum. Her zaman olduğu gibi arada, bende şu gemilerin biri ile gidebilsem diye hayıflanıyorum. Oturduğum rahatsız sandalye bile üzerime, üzerime gelen uyku dağlarını durduramıyor. Gözlerim kapandı kapanacak. Sanki Kalkan’da benim gibi yorgun bir günün sonunda uykuya dalacak gibi duruyor.
Uzaktan gelen ne olduğu belirsiz bir uğultu var. Kesin olan bu bir insan topluluğunun uğultusu. Buna rağmen gözlerim oracıkta kapanıyor. Derin bir uykuya dalıyorum.
Bir anda şiddetli bir patlama sesi duyuyorum. Tam karşımda gökyüzünde sanki ışık parçacıkları uçuşuyor. Havai fişekler art arda şiddetle patlamaya devam ediyor. Gözlerim birden bire açılıveriyor ve ilk gördüğüm KEDİM. Korkak gözleri apaçık, o da bana bakıyor. Hızlı hareketlerle terastan evin yolunu bulmaya çalışıyor. Sonra sokak köpekleri havlamaya başlıyor. Ve en sonunda az aşağıdaki koca söğüt ağacı içinde saklanan yarasalar gurup halinde kafamın üzerinde turlar atarak uçuşup saklanacak başka bir ağaç arıyorlar ama nafile.
Patlamalar dakikalarca devam ediyor. Havlamalar ve uçuşlarda öyle. Gözlerim fal taşı gibi açık ve artık zihnimde öyle.
Uğultular artık net bir şekilde duyuluyor: happy birthday to you, happy birthday to you, happy birthday to you, happy birthday to you ...
Dediğim gibi doğum günü kutlanan kişi çok önemli bir şahsiyet olmalı.
Sadece kedi köpek ve yarasalar değil tüm Kalkan halkı duymalı bu kendince çok önemli arkadaşın doğum gününü. Her kes davetli yani tüm kalkan halkı. Kimsenin ben bu havai fişekleri istemiyorum deme hakkı yok bir zorunluluk bir dayatma hali. İleri demokrasinin bir nevi yorumu sanki illa da davetlisin. Artı kedi köpek ve yarasalar da davetli.
Sonunda ilk başta patlamalar ve uzunca bir süre sonra uğultular bitiyor. Ama bana olan oluyor sabaha kadar uyku tutmuyor. Ne yapmalı diye. Sabahın ilk saatlerine kadar düşünüyorum. Son yıllarda sıkça sorduğum bu soruya yine bir cevap bulamayınca son çareyi kendimi doğaya, denize atmakta buluyorum.
Saat sabahın sekizini az geçmiş. Dükkânlar lokantalar açılıyor. Açmaya çalışan her kes her şeyden önce ilk müzik düzeneğine açmış. Sahile inene kadar Türk ve yabancı ve tüm diğer karışık karma türleri dinliyorum. Arabesk, hip hop, pop rock, sanat müziği vs. Sevdiğim Nazım hikmetin dizeleri, devrim şarkıları da çabası. Bir gün gelip de bu dizelerden bıktığımı düşünmek içimi acıtıyor ama gerçek öyle.
Seneler önce Ankara'nın gürültüsü ile baş edemeyip, Kalkan'a geldiğim günleri anımsıyorum. Ve seneler sonra şimdi Kalkan'ın gürültüsü ile baş edemiyorum. Az bir sessizlik için ne yapmalı, nereye gitmeli diye tekrar düşünüyorum. Ve her zamanki gibi yine yanıt bulamıyorum.
Bu ses kirliliğinin sahiplerine sorunca cevap hep aynı ve gayet net oluyor. Burası bir işletme tabii ki ses olacak. Bu cevabı belediyeden, Kaymakamlıktan ve hatta valilikten de alacağınızdan emin olabilirsiniz. Burası bir işletme!... Kalkan'ın her santimetre karesi öyle görülüyor artık. Kalkan demek işletme demek.
Kendimi denize atıp biraz açılıyorum. Dönüp oradan Kalkan’a bakıyorum. Bu köyün eski siyah beyaz fotoğraflarını hatırlıyorum. Küçük naif, bir o kadar de ihtişamlı. Her canlıda olduğu gibi Kalkan’da zamana teslim olmak zorunda kalmış diye içimden geçiriyorum. Gördüğüm manzarayı anlamaya çalışıyorum ama bir türlü beceremiyorum. Nasılda her şeye kıymışız ve kıyıyoruz...
Kendimce bir açıklama arıyorum. Dilim varmıyor ama Kalkan yaşlanmış gün geçtikçe çirkinleşen bir hayat kadınına benziyor sanki. Kullanılmış, hor görülmüş, duyguları hiçe sayılmış. Ama bazen yaşlılık emeklilik anlamına gelmiyor. Kalkan allanıp pullanıp her sezona tekrar merhaba demek zorunda kalıyor, her sezon biraz daha yaşlı biraz daha çirkin. Ve biz safça kapatmaya çalışıyoruz, onun tüm bu gerçeklerini. Ne yazık ki elimizden gelenin tümü bu kadar olabiliyor. Kalkan’ın sesi, artık hiçbir şekilde susmayan birbirini boğmaya çalışan anlamsız gürültüler ve makyajı ise kocaman çirkin tabelalar, menüler.
Kim sever ki böyle bir hayat kadınını?... Kim gözlerinin içine sevdalı sevdalı bakıp, saçına bir çiçek takar. Kim cesaret edebilir ki buna. Ben edemem. Ama varsa aramızda öyle cesur biri lütfen durmayıp bir adım öne çıksın.
Not 1: Duruma bakılırsa Kalkan Belediyesi söz konusu ses kirliliğinden bir rahatsızlık duymamaktadır. Bu nedenle bence küçük büyük demeden her kesin doğum gününü okulun bahçesindeki yapılan o görkemli amfi tiyatroda sırayla sezon boyu her gece havayı fişeklerle kutlasın. Birincisi amfi tiyatromuz kullanılmış olur. İkincisi böylece herkes kendini en az yazıdaki arkadaş kadar çok önemli hisseder ve en son belediye halk ile kucaklaşmış olur, ne denli hem sosyal hem de demokrat olduğunu gösterir.
Not 2: Bu sene de, geçen seneler gibi amfi tiyatromuzda onlarca etkinlik konser ve tiyatro sahnelendi. Ama gördüğünüz gibi ses düzeneği öyle ki, tek bir Allahın kulunu rahatsız etmedi. Bir sessizlik ki sormayın. Kalkan’ın tüm işletmelerinin bu amfiyi yapıp işleten arkadaşlardan teknik destek almalarını şiddetle tavsiye ederim.
********FARKIN NE****************28 ŞUBAT EFSANESİBENİM ATAMAŞK TESADÜFMÜ? ŞİDDET NEYİN GERÇEĞİ?Sistem ve KadınDemokrat HegamonyaHASAN ERKEK; MUSTAFA KEMAL'İN ASKERİ BİR TEK BENMİYİM?AFERİN BİZE...Bir hayat kadını sevilir mi?"SAİM'İN YÜZ KIZARTICI BİR HALİ YOKTUR.."'Yeni Türkiye'nin gölgesi nasıl düşüyor?TABİATI KORUMA(MA) YASASIVUVUZELAYAŞASIN 23 NİSANKIRIK CAM TEORİSİ..EDİTÖR'E YASAK VE YILLIK İZİNMerhaba Sevgili Hanımlar"yine de şahlanıyor aman"Gelin Helalleşelim...KALKAN NEREYE GİDİYOR?SUÇ BİLİM VE FEN İNSANLARINDA DEĞİLMİŞSÖYLEYEME DİK LERİMİZ...DÖRT MASKELİ KORKAK...NİTROX...SİZ HİÇ YURT DIŞINDA YAŞAYAN OLDUNUZ MU? (1)HOŞ BAHARLAR...HAKÇA GÜNDEM...BATILI DEMOKRASİLER NEREYE?BİR TURİZİMCİ GÖZÜYLE23 Şubat 201405 Mart 201327 Nisan 201215 Şubat 201231 Ocak 201227 Ocak 201221 Kasım 201105 Ekim 201125 Eylül 201120 Eylül 201111 Nisan 201122 Ocak 201127 Haziran 201027 Haziran 201027 Haziran 201027 Haziran 201027 Haziran 201016 Aralık 200909 Aralık 200931 Ekim 200926 Ekim 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200923 Eylül 200922 Eylül 2009