| |||||||||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
FETHİYE KARGI ÇAYINDA HUKUK ÇİĞNENİYOR26 Ağustos 2011, 12:17 Özer YILMAZ FETHİYE KARGI ÇAYINDA HUKUK ÇİĞNENİYOR… FETHİYE KARGI ÇAYINDA HUKUK ÇİĞNENİYOR… Fethiye Kargı Çayının gözü Kızıldere’de hidroelektrik santral (HES) yapmak uğruna Eres Enerji ve yöredeki bürokratların el birliğiyle hukuk çiğneniyor. “Erikoğlu-Keserali HES” adıyla yapılmak istenen santrale karşı yurttaşların yaklaşık bir yıl önce açtığı davalar sürerken izinsiz şantiyeler kuruluyor, ağaçlar kesiliyor, yollar yapılıyor. Yasalardaki açık hükümler, dünyada koruma altında olmasının yanı sıra Orman ve Su İşleri Bakanlığınca da korunup yetiştirilmesine çalışılan günlük ağaçlarının doğal üreme koridoru olan yöredeki tahribatı önlemeye yetmiyor. Bu konudaki son örneği, yurttaşların başvurusu üzerine Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğünün yöredeki anıt ağaç ve günlük ağaçları belirlenene dek her tür HES faaliyetinin durdurulması için 10 Ağustos 2011 tarihinde verdiği kararı yine kendisinin hiçe sayması oluşturuyor. Kurul kararıyla durdurulan yol açma ve ağaç kesme faaliyetlerinin önü, göz yumma ya da hukukun arkasından dolanma gibi girişimlerle tekrar açılmaya çalışılıyor. Bu çabalar aynı zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla ilgili düzenlemeler içiren 648 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameden (KHK) nasıl yararlanıldığının da bir örneğini oluşturuyor. Yöredeki HESlere Fethiye Saklıkent Koruma Platformuyla birlikte karşı çıkan yurttaşlar bu hukuksuzluk sürecine şöyle tanıklık ediyor:
Kargı Çayı üzerinde 2003 yılından bu yana sayıları sürekli artarak bugün toplam 6’ya ulaşan HES kurulmak isteniyor. Yöredeki yurttaşların HESlerden yaygın biçimde haberdar oluşu, bunlardan ilkinin çayın gözü Kızıldere’de kurulması için, 5 Mayıs 2010 tarihinde imar uygulama planı Karacaören köyünde askıya çıkarılmasıyla başladı. Gerekli itirazlar yapıldı ancak kabul edilmedi. Bunun üzerine Aydın Bölge İdare Mahkemesinde kararların iptali için davalar açıldı. Davalar sürerken, 2011 Mayıs Ayı sonlarında şirket yöreye şantiye kurdu ve 12 Haziran seçimleri sonrası ağaç kesmeye başladı. Amaç, ormanlık alan içinden geçirilmesi düşünülen 3 km. uzunluğundaki beton kanal alanını temizlemekti. Bunun üzerine yörede toplanan çok sayıda yurttaş durumu protesto ederek basın açıklaması yaptı ve bu yolla kamuoyunu gelişmelerden haberdar etmeye çalıştı. Yöredeki faaliyetlerin durdurulması için 22 Haziran 2010 tarihinde Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna yurttaşlarca bir başvuru yapıldı. Ağaç kesimiyle ilgili bilgi edinmek için Fethiye Orman İşletme Müdürü Reşat Tunç’la görüşen muhtarlar ve yurttaşlar, doyurucu bir yanıt alamadılar. Yöredeki günlük ağaçları ve anıt ağaçlara dikkat çekerek kesimin durdurulmasını istediler. Ancak kesimler devam etti ve yaklaşık 700 kadar çam ağacının yanı sıra çok sayıda defne, kızılağaç, meşe ve maki türü bitki yok edildi.
Yaşanan katliama dikkat çekmek için Temmuz Ayı boyunca sürekli Kızıldere yöresinde toplanan yurttaşlar, şantiyenin izinsiz olarak Yanıklar köyü sınırları içine kurulduğunu öğrendiler ve kaldırılması için girişimde bulundular. Muhtarlar ve yurttaşların ısrarlı takibi sonucu, Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü orman içine yerleştirilmesinden yaklaşık iki ay sonra şantiye malzemesine el koyarak, Karacaören köyü içinde yeddi emine aldı. Bu arada 22 Haziran tarihli başvurularına ek olarak yurttaşlar 8 Ağustos 2011 tarihinde Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğüne tekrar başvuruda bulundular. Muhtarlarla birlikte 10 Ağustos 2011 tarihinde Muğla’ya giden yurttaşlar kurul yetkilileriyle yüz yüze görüşerek, yöredeki günlük ağaçları ve anıt ağaçlar hakkında gerekli inceleme tamamlanana dek her türlü HES faaliyetinin durdurulması kararının alınmasını sağladılar.
Ancak şantiye kalkmasına ve ilgili kurul kararına rağmen sorun bitmedi. Birkaç günlük aranın ardından şirketin orman içindeki yol açma ve ağaç kesme çalışmaları tekrar başladı. 15 Ağustos günü Yanıklar Köyü Muhtarı Rüstem Koyuncu yurttaşlarla yöreye giderek iş makinalarını çalışırken fotoğrafladı. Bu arada, muhtarlar Fethiye Orman İşletme Müdürü Reşat Tunç’un bilgisine başvurduklarında, kesilen ağaçların alınması için yol açıldığı gerekçesiyle durumu mazur göstermeye çalıştığını gördüler. Bunun üzerine çevredeki köy ve mahalle muhtarlarıyla birlikte yurttaşlar 22 Ağustos Pazartesi günü Fethiye Kaymakamı Mehmet Ali Karatekeli ile görüştüler ve Kaymakamın kurul kararındaki “her türlü faaliyetin durdurulması” ifadesinden haberi olmadığını, yalnızca ağaç kesiminin durdurulacağını sandığını öğrendiler. Kararın bir örneği sunularak kendisinin bilgilendirilmesinden sonra Kaymakam Karatekeli telefonla Fethiye Orman İşletme Müdürü Tunç’u arayarak karara uyulmasını, şirketin faaliyetlerinin tümüyle durdurulmasını istedi. Muhtarlar ve yurttaşlar teşekkür ederek Kaymakamın yanından ayrıldılar.
23 Ağustos Salı günü yöreyi kontrol eden yurttaşlar ormanın içinde iş makinalarının çalıştığını görerek Yanıklar Köyü Muhtarı Rüstem Koyuncu’yu durumdan haberdar ettiler. Muhtar Koyuncu’nun jandarmaya durumu iletmesinden yaklaşık 4 saat sonra Göcek Jandarma Karakolundan bir ekip yöreye geldi ve hangi izinle faaliyet yürütüldüğünü sordu. Şirket yetkilisi bir şahıs izin için Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna başvuru yaptıklarını, izni aldıklarını ve elden getirildiği için kısa süre sonra gösterebileceklerini belirtti. Göcek Jandarma Karakolundan gelen yetkili tutanak tutup izin ellerine geçince karakola getirilmesini isteyerek yöreden ayrıldı. Şirketin o gün için yolda olduğunu söylediği ve faaliyetlerine gerekçe oluşturan Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 22 Ağustos 2011 tarihli yazısında özetle şöyle deniyor:
Kurul Müdürü Fikret Gürbüzer imzalı yazıda, 648 sayılı KHK ile 17.08.2011 günü kurulun yetkilerinin ortadan kaldırıldığı ve yapılan taleplerin değerlendirilmesinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına geçtiği belirtiliyor. Oysa 648 sayılı KHK kararının geçici 6. Maddesinde, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarınca alınmış kararların yeniden değerlendirilmesi için altı ay süre tanınıyor. Bu süre içinde kurulların almış olduğu kararlar geçerli kabul ediliyor. Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun Kargı Çayıyla ilgili almış olduğu kararda da, yöredeki anıt ağaç ve günlük ağaçlarıyla ilgili inceleme tamamlanana dek; Fethiye Kaymakamlığı ve Orman İşletme Müdürlüğünden her tür faaliyetin durdurulması isteniyor. Yani kurul kendi aldığı kararı 12 gün sonra şirketin yaptığı itiraz üzerine geri çekiyor. Gerekçe olarak da, 648 sayılı KHK’yı gösteriyor. Böylece kurul yöredeki HES faaliyetlerinin durdurulması için hem kararname çıkmadan çok önce yapılmış bir talebi yok sayıyor, hem de kararnamede kendine koruma amacıyla tanınan yetkiden gönüllü olarak şirket lehine vazgeçmiş oluyor.
Kızıldere ve Kargı Çayı üzerindeki HESlere karşı olan yurttaşlar hukuk mücadelesini sürdürmekte kararlı görünüyorlar. Şimdi, Fethiye Orman İşletme ve Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürleri hakkında hukuksuz işlemlerde bulunma ve görevi kötüye kullanma gerekçeleriyle yeniden suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyorlar. Haber: Mehmet POLAT/Fethiye Fotoğraflar: Levent SARI Bu haber 1874 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |