| |||||||||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
AÇIKLAMA06 Şubat 2011, 02:19 Özer YILMAZ Konu: Okyay Tirli'nin Saklıkent Koruma Platformu'ndan istifa ederken Mehmet Polat'ı da işin içine katmasıyla ilgili Konu: Okyay Tirli’nin Saklıkent Koruma Platformu’ndan istifa ederken Mehmet Polat’ı da işin içine katmasıyla ilgili
Ek I: 24 Ağustos 2010 tarihli köşe yazısı Ek II: Saklıkent Koruma Platformunun 16 Ağustos 2010 tarihli basın açıklaması
ZORUNLU BİR AÇIKLAMA
2 Şubat 2011 tarihli yerel gazetelerde Okyay Tirli’nin Saklıkent Koruma Platformundan istifa ederken adımdan da bahsettiği bir açıklama yayınlandı. Platform sözcüsü Uğur Çaçaron gerekli yanıtı verecektir. Ben konunun kendimle ilgili yanı üzerinde duracağım.
Tirli hakkımda kısaca; ”…eski ÖDP ilçe başkanı Mehmet Polat arkadaşımızın işi olan siyasetle uğraşacağına, TEMA Vakfı ve benim hakkımda bir gazetenin köşesinde ve bir internet sitesinde, TEMA Vakfından hiçbir ücret almadan çalışan değerli bilim adamlarımızı suçlayıcı yazılar yazması ve Türkiye genelinde…” diyor ve devam ediyor.
Halen ÖDP üyesiyim, ilçe başkanı değilim ve yaklaşık 40 yıldır aynı siyasi görüşleri taşıdığım kimse için bir sır oluşturmuyor. Sakız çiğnerken yürüyemeyecek kadar beceriksiz olmadığı sürece, bir insanın siyasete ilgisi başka işlerle hakkını vererek uğraşamayacağı anlamına gelmiyor. Tirli’nin siyasete ilgimi bir özür ya da engel gibi gösterme çabası; herhalde “ işin siyaset, git onunla uğraş ve çevreciliği bize bırak” demeye çalışmasının sonucudur.
Yağma yok, ne Tirli Fethiye’deki çevre mücadelelerinin başbayii, ne de TEMA Vakfı bu işlerin tek sorumlusudur. Belki Tirli Fethiye’nin nerede olduğunu bile bilmez ve üyesi olduğu vakıf henüz ortada yokken; ilçemiz insanları kıyı ve ormanlarına sahip çıkıyor, bu amaçla Doğayı Koruma Derneği ve (eski adıyla) FETÇEV çatısı altında örgütleniyordu. Örneğin bugün kimi siyasetçilerin kim tarafından kiralanacağını tartıştığı yakınımızdaki koylar; 80’li yıllarda Fethiyelilerin buraların özelleştirilmesine karşı çıkışı sayesinde korunabilmiştir. Yoksa o koyların her birinde bugün başka bir tatil köyü yükseliyor olabilirdi.
Çevre mücadelesinin en önemli sorunu, iki başlılık yaratarak kalenin içerden düşürülmesidir. Bu yüzden çevrecilerin sırtlarını iktidara dayamaması, şirket, banka, Avrupa Birliği ve Dünya Bankası gibi doğanın tahribinde rolü bulunan kuruluşların çevre fonlarından para almaması hayati önem taşır. Yoksa birkaç ağaç kurtarmaya çalışırken ormanın satılmasına göz yumar hale gelebilirler. Mücadeleyi halkın katkısı ve kararlarıyla yürütmek belirleyicidir. Okuduğunu anlamakta zorlanmış olmalı ki, Tirli bu doğrultudaki ifadelerimi de “bilim insanlarını suçlayıcı” olarak nitelendirmektedir. Tirli’nin sözünü ettiği yazıma, “Yalnız HESlere değil, daha fazlasına hayır” başlığını ve adımı girerek herhangi bir arama motorundan ulaşılabilir. Değişik web sitelerinde yayınlanmıştır. Tirli’nin işimizi gücümüzü bırakıp kendisiyle uğraştığımızı sanması, yaptıklarını fazlaca önemsemesiyle ilgilidir.
Tirli’nin yanıt vermeye çalıştığı köşe yazısına gelince: Yaklaşık 6 ay önce, 24 Ağustos 2010 tarihli Fethiye Ege Gazetesinde yayınlanmıştır. (Ek I) Sözkonusu yazıda Tirli Karaçulha yakınındaki hidroelektrik santrali örnek gösterdiği için eleştirilmiştir. HESler konusunda elbette herkes istediğini düşünebilir. Ama Tirli bu ifadelerini, 16 Ağustos 2010 tarihinde kendinin de onayladığı Saklıkent Koruma Platformu adına yapılan basın açıklamasından (Ek II) iki gün sonra dile getirmiştir. Saklıkent Koruma Platformu adı geçen santrali eleştirmektedir ve Tirli bu konuda bilgilendirilmiştir. Buna rağmen bu santrali “çevrecilik” adına örnek göstermesi, eğer cehalet değilse kötü niyet taşır. Bu konuda özeleştiri yapması gerekirken hala üste çıkmaya çalışması tuhaftır.
Santral 1999 yılı sonlarında faaliyete geçmiştir. Sayıştay’ın Mart 2004 tarihli “Enerji Raporu”nda hakkındaki olumsuzluklar sıralanmaktadır. Yapımı sırasında çıkan hafriyat ve şu anda Ören Çayından getirilen suyun taşıdığı alüvyon yüzünden Fethiye Körfezi hızla dolmaktadır. Gerekli fizibilite çalışmalarından yoksun olarak inşa edildiği için, yazın tarımsal sulama suyu sıkıntısına yol açmaktadır.
Bu işlerle gönüllü olarak uğraşılır, kimse kimseyi tayin etmez. Bu yüzden ne fedakârlıklarla mücadele edildiğini iki de bir dile getirmek eğer görgüsüzlük sonucu değilse, bilemediğimiz başka bir amaçla ilintili olmalıdır. Ayrıca insanların hayatı pahasına toprağa, suya, ormana sahip çıktığı yerde böyle şeylerin sözü edilmez.
Tirli’nin haddi ve bilgisi dâhilinde olmasa da, hakkımda olumsuz düşünceler belirtmesi yine de iyi bir şeydir. Maazallah eleştirmek yerine övebilirdi ve bu benim açımdan utanç vesilesi oluştururdu… Fethiye kamuoyuna saygıyla duyururum.
Mehmet Polat. 04.02.2011. Tel: 0536 595 13 47 Bu haber 1630 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |