Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü; "kaş yapayım derken göz çıkartacaklar"
Gezegenin Geleceği Uygur Özesmi
Küresel iklim değişikliğinin etkileri Avustralya’da görülmeye devam ediyor. Başta karbondiyoksit olmak üzere sera gazlarının atmosferdeki artışı, buzul erimelerine, büyük deniz akıntılarının değişmesi tehlikesine ve aşırı hava olaylarına neden oluyor. Geçen hafta Avustralya’nın kuzeydoğusundaki Queensland eyaletini vuran Tasha kasırgasından sonra meydana gelen aşırı yağışlar, Avustralya’da 50 yıldan bu yana görülmeyen bir sel felaketine yol açtı. Kıtanın kuzeydoğusundaki Queensland eyaletinin diğer bazı bölgelerinde, halk meydana gelen tahribatı saptama ve onarma işine girişirken, kimi kesimlerde, beklenen yeni sellere karşı hazırlık yapılıyor. Queensland'de 20'yi aşkın yerleşim merkezine, seller yüzünden ulaşılamıyor. Bölgede 200 bini aşkın insan sellerden etkilendi. Selden etkilenen Rockhampton’ın Belediye Başkanı Brad Carter, nehir sularının 9,2 metre yükseldiğini ve suların çekilmesinin haftalarca sürebileceğini bildirdi. Bölgeyi etkileyen seller, kömür ve şeker üretiminde de büyük aksamalara yol açıyor. Avustralya Başbakanı Julia Gillard Queensland'de yaşanan durumu "büyük bir doğal felaket" diye tanımladı. Geçen yıl Avustralya’yı kasıp kavuran kuraklık da bu çerçeve içinde büyük bir doğal felaketti... Küresel iklim değişikliğine karşı enerji politikalarımızı değiştirmez, kömür ve petrol yakmaktan vazgeçmezsek... ekonomiyi alt üst eden daha nice büyük doğal felaketle karşılaşacağız. Dün verdiğimiz haberde 2011’in elektrikli arabalar için bir dönüm noktası olacağını ancak hükümetin bu konuda adım atmadığından bahsetmiştik. Tabii bu hükümet Türkiye hükümeti, çünkü İngiltere hükümeti elektrikli otomobiller için 5 bin sterlin hibe vereceğini açıkladı. İngilterede halkın kullanımı için satışa sunulacak ilk otomobilin Mart ayında piyasaya sürüleceği belirtiliyor. Ünlü avrupa şirketlerinin bildik modellerinin elektrikli versiyonu da dahil olmak üzere çeşitli modeller ise kiralanabilir olarak piyasaya sunulacak. Elektric Car Killed adlı kült belgeselin yönetmeni Chris Paine, 90 yıldır ilk kez insanların büyük otomobil şirketlerinin üreteceği elektrikli araçları satın alma şansına kavuşacağını söyledi. İngiliz Ulaştırma Bakanı Philip Hammond ise, birkaç yıl önce, ultra düşük emisyonlu araçların kitlesel pazara girmesinin sadece bir hayal olarak görüldüğünü ama bunun şimdi bir gerçekliğe dönüştüğünü kaydederek, karbonsuz araçların tüm dünya için kolaylık olabileceğini ve 2011’in heyecan verici bir yeşil devrimin gerçekleştiği elektrikli otomobilin çıkış yılı olarak gelecekte hatırlanabileceğini söyledi. Ama unutmayalım bu elektrik kömürlü termik santrallerden, nükleer enerjiden ve HES’lerden geldiği sürece hala iklim değişikliğine katkısı olacak. Eş zamanlı olarak enerji üretimimizi temiz ve tükenmez, rüzgar ve güneşe dayandırmamız gerekli. Kuşlar gökten düşmeye devam ediyor, daha önce haber yaptığımız yılbaşı gecesi Amerika’daki olaydan sonra İsveç'te de gökten ölü kuş yağdı. İsveç'in Fallköping kentinde, bu sabah bir yerleşim bölgesine yakın yollarda çok sayıda kuş ölüsü bulunduğu açıklandı. Fallköping sakinleri sabah uyandıklarında yollarda çok sayıda karga ölüsü ile karşılaşırken, görgü tanıkları ölü kuşların dün gece gökten düştüklerini söyledi. Yaklaşık 100'e yakın ölü kuşu inceleyen İsveçli kuşbilimci Anders Wirdheim, ölümlerin ağır kış şartlarından dolayı soğuk ve yiyecekten veya herhangi bir zehirli yiyecekten kaynaklanmış olabileceğine de dikkat çekerken, kesin sonuçların yapılacak incelemelerden sonra anlaşılacağını kaydetti. Antalya'nın Kaş ilçesinde kurulmak istenen hidroelektrik santrali bölge halkının tepkisine yol açtı. Santralin kurulmasıyla tarımın ve turizmin biteceğini savunan köylülerin eylemine sivil toplum örgütleri ve belediye başkanları da destek verdi. Santral Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı Gömbe beldesi Yayla Çukurbağ köyündeki hayat kaynakları Uçarsu ve Kocaçay'ın üzerine kurulacak. Ancak santrale bölge halkının itirazı var. Gömbe beldesi ve çevresindeki birçok yer Çukurbağ'daki bu su kaynaklarından ihtiyaçlarını sağlıyor. Köylülere göre kurulacak santral tarım ve turizme zarar verecek. Bölge halkı bu yüzden ayakta: "Burası narenciye bölgesidir, turizm bölgesidir ve bizim erzağımız bu derenin içidir. Bunun içinde canımızı veririz ama suyumuzu vermeyiz, ona göre gelecek olan dikkatli gelsin." diyorlar. Bu arada hükümet yapacağını yapmış ve 28 Aralık da mecliste onaylanan Yenilenebilir Enerji Kanunu’nun 5/3. Maddesi şöyle diyor: "Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ile tabiatı koruma alanlarında, muhafaza ormanlarında, yaban hayatı geliştirme sahalarında, özel çevre koruma bölgelerinde ilgili Bakanlığın, doğal sit alanlarında ise ilgili koruma bölge kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verilir." Evet kaş yapayım derken göz çıkartacaklar. Henüz cumhurbaşkanı onaylamış değil. Daha önce maden kanununda da benzer şekilde korunan alanlar talana açılmaya kalkılmış ve başarılı olunamamıştı, ancak hükümet rant için doğayı zorlamaya devam ediyor. Yeşil ve Barış dolu bir dünya için sağlıcakla kalın Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü
|