| |||||||||||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARASON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA... |
Gazeteciliğin 'İnce Memed'i18 Haziran 2010, 03:17 Özer YILMAZ Dün orada olsaydı, belki de, o kalabalığın içinden sadece iki ele odaklardı kamerasını. Kareye o iki eli, alırdı; birbirine sıkı sıkıya sarılmış. Bir tabutun başında, kırmızı tişörtü içinde, dünya güzeli bir kız çocuğu, 10 yaşında... Minicik eliyle annesinin elini kavramış, sıkıyordu. Tabut alınıp götürülürken hıçkırıklara boğuldu. Gazeteciliğin 'İnce Memed'iBehzat… Dün orada olsaydı, belki de, o kalabalığın içinden sadece iki ele odaklardı kamerasını. Kareye o iki eli, alırdı; birbirine sıkı sıkıya sarılmış. Bir tabutun başında, kırmızı tişörtü içinde, dünya güzeli bir kız çocuğu, 10 yaşında… Minicik eliyle annesinin elini kavramış, sıkıyordu. Tabut alınıp götürülürken hıçkırıklara boğuldu. O iki eldi boğazımı düğümleyen, gözyaşlarımı salıvermeme yol açan. 10 yaşında bir çocuk, mutlaka en büyük kahramanı, babası, önündeki tabuttayken, sonsuz bir boşluğa düşerken tutunmak istercesine sarılmıştı annesinin eline. Öyle, sımsıkı! Ö yüzden, Behzat, ki mesleğine aşık bir gazeteciydi ve fotoğraf çekerdi, kendi ölümünü haberleştirseydi, kızı Helin’in annesinin eline sarılmış elini alırdı kareye. Eminim, dün ardından hıçkırıklarla bakan Helin’e, gittiği yerlerden gururla bakacak Behzat. Geçen yıl, 23 Nisan’da, Yaşar Kemal’le yaptığı röportajla gururlandırmıştı babasını Helin. O röportaj ki, çeyrek asırlık gazeteci olan beni de kıskandırmıştı. “Şu anda bir gazeteci gelse, benimle röportaj yapmak istese, onunla da aynı şeyleri konuşurum. Benim için çocuk, çocuk değildir” diyen büyük yazar, olağanüstü bir ciddiyetle her şeyi anlatmıştı Helin’e. Helin, babasını uğurlarkenki duruşundan belliydi, belki büyük bir gazeteci, belki dev bir romancı olacak Yaşar Kemal gibi. Hiç kuşkum yok, ne yarsa yapsın çok iyi yapacak ve babasını gururlandıracak. Annesini onurlandıracak. Bir hafta önce, Behzat’ın mutlulukla gazeteye girmesine neden olan Mustafa da. 6 yaşındaki Mustafa, küçüğü Behzat’ın, ana sınıfından mezun olup kep giymişti bir hafta önce. Daha nice mürüvvetini görmeyi beklediği oğlunun, ana sınıfından mezun olmasının mutluluğuyla yetindi Behzat. Gazetecilik erken ölümlerin mesleği olarak bilinir, genellikle kalp kriziyle gelen. Her ölüm de erkendir zaten. Ama pek erken oldu Behzat kardeşimin ölümü. 68 doğumlu, çocuk kalpli, hüzün gülüşlü kardeşime hiç yakışmadı ölüm. Daha Pazar günü, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şubesi kongresinde birlikteydik. Helin’in elinden tutup gelmişti oraya da. Daha Pazar günü birlikte TGS üst kurul delegeliğine seçilmiştik. Behzat’ı örgütlü mücadelelerde tanımıştım. Çağdaş Gazeteciler Derneği’nde (ÇGD), TGS’de, 1 Mayıslarda, meslek adına yapılan her eylemde yan yana durduk. O gazeteciliği çok seviyordu. Bin bir sorunla malul mesleğimiz, “gazetecilik onu ne kadar sevdi”, sorunun sahibi Murat (Yetkin) gibi ben de bilemiyorum! Ancak, gazetecilikten çok daha geniş bir bakış açısıyla bakıyordu dünyaya ve Türkiye’ye Behzat. Daha güzel, daha adil, daha özgür bir başka dünya özleyenlerimizden ve bunun için çabalayanlarımızdandı. O yüzden, tanıştığımızdan beri hep kesişti yollarımız. Yaşar Kemal, kendi edebi macerasından taş atan çocuklara, dünyanın hallerinden Türkiye’nin hallerine kadar her şeyi anlattığı Helin’e; “Alevileri yazdım çokça” demişti. Çokça yazmıştı Alevileri, çünkü “Onlar çok zulüm görmüş insanlardı”. Yaşar Kemal zulüm görenlerden yanaydı; öldürülenlerden, dövülenlerden yana! Geçen yıl, 23 Nisan’da, kızının röportajını gördüğünde “O’na çocuklar bayramında en güzel hediyeyi verdim. Yaşar Kemal röportajı, gazetecilik ve babalık heyecanımı bin kat artırdı” dediyse Behzat, içinde bir mahzun, mütevazı “İnce Memed” olduğundandır. Gazeteci olmayı da, insan olmayı da; dövülenden, öldürülenden, zulüm görenden yana olmak saydığındandır. Hani, Helin ve Mustafa’nın iyi bir eğitim alıp “çevrelerine sevgi, güzellik ve bereket saçmaları”ydı en büyük hedefin. Gözün arkada kalmasın be kardeşim; geçen hafta kep giyip ana sınıfından mezun olan 6 yaşındaki çocuk da, tabutunun başında annesinin eline sımsıkı sarılan 10 yaşındaki yazar da, senden miras aldıkları “İnce Memed”i içlerinde büyütüp, “sevgi, güzellik ve bereket” saçacaklar etraflarına. İnan yapacaklar bunu; sen rahat uyu! L. Doğan Tılıç -birgün gazetesi- Bu haber 1761 defa okunmu?tur.
|
DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME |