FARM VİLLEGİRT,OKEY,SATRANÇ VB.OYUNLA İLGİLİ İLETİMERİ YOKSAYIYORUM...; BİLGİ ÇAĞI DEĞİL MALAYANİ( OYUN EĞLENCE BOŞ FAYDASIZ ŞEYLER)ÇAĞI...;
öncelikle şunu belirtmekte fayda var;bilgi çağı,uzay çağı, bilim çağı deniliyor bana sorarsanız: oyun çağı, malayani çağı derim. en azında bizim gençlerimiz yeni nesilimiz için,internet gibi güzel bir nimeti sadece oyun oynamak veya gayri meşru yolların yeni adresi haline gelmiş durumdadır.batılı emperyal güçler yeni dünyalar keşfederken yeni yeni içatlar, buluşlar yaparken,bizler boş faydasız malayani işlerle uğraşıyoruz. İşin enteresan tarafı bu oyunları içat edende içimize koyan da onlar.ama oynayan bizler...;çok acı bir durum hep geçmişimizle sevinip duruyoruz her şeyi batı bizden alıp,bu kadar gelişti.ama şuanki İslam aleminin durumu gerçekten içler acısı,yeni gelişmelere baktığımızda hiçbir ilmi gelişmenin altında müslümanın katkısı yok kadar az bunun nedenini dinde aramamak lazım kesinlikle bunun nedeni aslımızdan uzaklaşmamızdan kaynaklanmaktadır hakla batılı birbirine karıştırmamızdan, malayaniye dalmamızdan kaynaklanıyor.aslımızdan inançlarımıza değerlerimizle yaşadıkça dünyanın efendileriydik ne zaman yüz çevirdik,bu sefer dünyanın, batının kölesi,özeneni olduk.ne acı bir durum değimli şuanda dahi Avrupa ya girmek, onlar gibi olmak için neler yapıyoruz neler...;bunun hesabını Allahın huzurunda nasıl vereceğiz.faydalı olan kimden gelirse gelsin almak lazım. Faydalı olan her şeyi kullanmak, yaralanmak lazım ancak, faydasız olan şeyleri de tepmek ve bu tuzaklar karşı kendimizi ve çevremizi bilinçlendirmek lazım. Buradaki amacım tamamen bunun içindir...; Allah bir çok ayeti kerimede insanı düşünmeye ibret almaya akıllanmaya davet eder.allah bir ayeti kerimede mealen buyuruyor ki...;oysa üzerinizde yaptıklarını sapteden(yazan) melekler(kiramen katibin) vardır....; Uyarıyı yaptıktan sonra:"zerre kadar hayırda zerre kadar şerde(günah)işlerse karşılğını veri,lecek" diye uyarıda bulunuyor. Başka bir ayeti kerimede de "yoksa siz ve sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü'minler, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah'ın yardımı pek yakındır."(bakara 214) biz hala boş işlerle uğraşıp duruyoruz. Halbu ki; bu dünyaya boş değil" unutmamak gerekir ki ustadın dediği gibi "cennet ucuz değil,cehennemde luzumsuz değildir." bu uyarılardan sonra malayani yi biraz inceleyelimi.tabi öncelikle bir ayet bir hadis nakledikten sonra: (müminler için) "onlar ki boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler" (müminün 23/3) "din ve faydası olmayan(malayani) şeyi terk etmek kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir." hadis i şerif "Mâlâyani, "manası olmayan şey" demektir!
Bu dünyaya "Allah'a kulluk edelim" diye gönderildik. Fakat bazen bu en temel yükümlülüğümüzü ihmal ettiğimiz, zaruret de olsa bazı işleri gereğinden fazla önemseyip kulluk vazifemizin üstüne çıkardığımız, boş ve manasız meşguliyetlere kapıldığımız oluyor. İslâm terminolojisinde "mâlâyani" deniliyor bütün bunlara.
Mâlâyani bir nisyanın; yani insanın Allah'ı, kendisini ve vazifesini unutmasının, "kendini kaybetmesi"nin ilk işareti. Bu sebeple mâlâyani sayılan müşahhas (gözle görülür) tutum ve davranışlardan ziyade, mâlâyaninin zeminindeki "nisyan hali" daha tehlikeli.
Fakat mesele bir "kavram" olarak değil de, "sû-i misâl" olarak dondurulup kaynağından koparılarak anlaşıldığı için bu tehlikeyi yeterince ciddiye alamıyoruz. ... Devamını Gör
Mâlâyaniyi bir de "kavram" olarak ele alıp kavramaya çalışalım.
Manasızlığı nasıl anlamalı?
"Manası olmayan şey" demiştik mâlâyani için. İnsanlar daha çok "maksadı" ve "faydası" olmayan tutum yahut davranışları "manasız" bulur. Tarifi biraz daha genişletip "manası, maksadı ve faydası olmayan fiiller" şeklinde ifade edebiliriz öyleyse.
İyi de, mâlâyani bile olsa hemen her davranış için pekala bir gerekçe bulunabilir. Size göre manasız olan bir şey başkaları için manalıdır. Hiçbir şey yapmamak, boş boş oturmak pekala birisinin maksadı olabilir. Diyelim ki sizin mâlâyani saydığınız bir televizyon programını bir başkası çok faydalı bulabilir.
Şu halde öncelikle mana, maksat ve fayda kavramları üzerinde anlaşmak gerekiyor. Hemen kısaca şunu söyleyelim: İman esaslarını referans almayan hiçbir fiilin, faili neyi iddia ederse etsin, manası, maksadı ve faydası yoktur.
Bir kişi küfür, şirk ve diğer kebairden salim olarak dahi dünyaya, "ahirette hasat edilecek bir ürünü ekmek üzere Allah tarafından kira gibi, geçici süreliğine bahşedilmiş bir tarla" manasından başka bir mana yüklerse, dünya o kişi için mâlâyani haline gelir. İnsanın maksadı Allah'ın rızasını ve ebedi hayattaki saadeti kazanmak olmalıdır.
Bu nihai maksada götürmek kaydıyla yoldaki menziller mesabesindeki ara hedefler de meşrudur. Nihai hedeften inhiraf (başka tarafa yönelme) zaten dalalettir. Dalalet kapsamına girmeyen ama rıza-yı ilâhiyi de gözetmeyen ve cenneti geciktiren emeller ise maksatsızlık yani mâlâyanidir.
Nihayet "fayda" dediğimiz, "ahiretteki hasenat hasılası"ndan başka bir şey değildir. Bu hasılatı çoğaltmaya matuf her şey faydalı, azaltan yahut daha da çoğaltma imkanı varken bunu kullandırtmayan her şey zararlıdır.
Bazen, "ben şu işi yapıyorum; tamam, bir faydası yok ama zararı da yok" türü savunmalara şahit oluruz. Müslüman mantığına uymayan bir gerekçedir bu. İslâm fayda ile zarar arasında orta bir noktayı kabul etmez. Bir şey ya faydalıdır, ya zararlı. "Ne zararı var?" sorusu yanlış bir sorudur. "Bir faydası var mı?" diye sormak gerekir. Faydası olmayan her şey zarar hanesinde yer alı
Lehviyyat mâlâyanidir
Daha önce belirtildiği gibi mâlâyani hadislerden çıkarılan bir terimdir. Kur'an-ı Kerim'de geçmez. Kur'an'da "abes", "lağv", "la'b" ve "lehv" tabirleri kullanılır ki birbirine yakın bu kavramları birçok müfessir mâlâyani kapsamında düşünmüştür.
? Abes, "boş işlerle uğraşmak, lüzumsuzluk etmek, oyun oynamak" manasına gelir.
? Lağv ise daha çok sözle alakalıdır. Boş ve çirkin sözler, laf kalabalığı, seviyesiz konuşmalar, hep bir ağızdan bağırıp çağırmalar, rastgele yemin etme lağv'dır.
? La'b, alay etmek, dalga geçmek için oynanan oyunlar ile eğlenceyi ifade eder.
? Bunların içinde mâlâyaniyi tam olarak karşılayan tabir "lehv"dir ki temelde "hiçbir fayda sağlamayan meşguliyet, oyalanma, faydalı olandan alıkoyan veya vazgeçiren şey" demektir
Bilgi çağı değil mâlâyani çağı